Anketler... Gerçekler...
Siyaset biliminin olmazsa olmazı istatistiktir. Toplumun tüm kesimlerini kapsayan saha araştırmalarında çıkan sonuç yüzde bir oranında değişkenlik gösterebilir. Yüz yüze yapılan anket esnasındaki mevcut durum şüphesiz önemli. Büyük doğal afetler, ağır terör saldırıları, darbe girişimleri gibi önemli durumlarda vatandaşın siyasi görüşlerinde farklı değişiklikler olabilir. Bir kaç gün önce geride bıraktığımız Ekim ayı nispeten durağan geçtiği için istatistik kayma söz konusu olamaz. Ekim ayı içinde bir kaç seyahatim oldu. 1 Kasım'da Trakya'ya geçtim. Lüleburgaz Türk Ocağının düzenlediği konferansta konuştum. Çorlu'ya uğradım. Kırklareli çevresinin, İstanbul, Kocaeli ve Ankara'nın nabzını tutmaya gayret ettim. Aynı anda Gezicinin araştırma raporu kamuoyu ile paylaşıldı. Öncelikle Gezici'nin piyasadaki diğer şirketlerden farklılığının altını çizmeliyim. Meslek namusuna sahiptir. Son referandum sonuçlarında bile isabetli rakamlar tesbit etmişti. AKP iktidarına, muhalefete, özel kuruluşlar içinde rapor hazırlar. Açıkladığı gerçekler yüzünden iktidarın hışmına uğramış. Şirketine baskın yapılıp idari para cezası kesilmiştir. SONAR'ın başkanı Murat Bayrakçı ve Gezici'den Murat Gezici'nin tesbitlerine güvenirim. Sipariş üzerine iş yapmazlar. 10-15 Ekim arasında 4 bin 638 kişi ile yüz yüze araştırma yapmış. Yani İYİ Parti'nin kuruluşu olan 25 Ekim'den önce. Sonuç son derece ilginç. Olağanüstü hal ile yönetilen canım memleketimin insanları AKP'ye yüzde 43.8, İYİ Parti'ye yüzde 19.5, CHP'ye yüzde18.5, MHP'ye 8.8, HDP'ye ise yüzde 7 oranında oy vereceğini söylerken, diğerleri hanesinde 2-4 var. Yani Meral Akşener partisini kurmadan önce yüzde 20 ile yola çıkmış. Türk siyasi tarihinde ilk rastlanan durum. Nitekim Gezici; "Katılımcıların Akşener'e oy verip, vermeyeceğine incelendiğinde yüzde 10.1'i kesinlikle oy vereceğini ifade ederken yüzde 19.1'i oy verebileceğini, yüzde 17.8'i kararsız olduğunu vurguluyor. Toplumun yüzde 50'sine yakın bu oran Akşener'in kurduğu partiye oy verme potansiyelin büyüklüğünü gösteriyor" diyor. Yine Gezici Kasım 2019'da yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi için nabız yoklamış. Kimin Cumhurbaşkanı olarak görülmesini isteyenlerin yüzde 47 si Recep Tayyip Erdoğan'ı, yüzde 38'i Meral Akşener'i, yüzde 14.9'u Kemal Kılıçdaroğlu cevabını vermiş.
Tekrar ediyorum. Bu anket 15 aydır OHAL şartlarını yaşayan Türkiye'de yapıldı. Meral Akşener henüz partiyi kurmamıştı. Sonuçta baraj yüzde 50 artı 1... Demek ki bu koşullarda bile Erdoğan'ın barajın altında bulunduğunu yansıtıyor. Yani ilk turda kimse seçilemiyor. 15 gün sonra ikinci tur... Muhtemelen seçimlerde MHP ve HDP'ni baraj altında kaldığı görülüyor. HDP bu durumda bağımsız milletvekili adayı çıkarabilir. MHP'nin 8.8'ine gelince. Bu rakamın İYİ Parti'nin kuruluşundan önce olduğunu yeniden hatırlatalım. Elimizde bir başka rapor var ki sonucu MHP için hiç de iç açıcı değil. "Akşener'in partisine oy verebilirim" diyenler üzerine yapılan araştırmada MHP'de ısrar edenlerin oranı yüzde 3.8'i kadar geriliyor.
Gelelim istatistiklerin dışında sahada ki yorumlara. Kendi adıma kısa vadede seçim beklemiyorum. Erdoğan kaybedeceği seçime girmez. 15 Temmuz günü pazar gününe geliyor. 15 Temmuz darbesinin yıl dönümüne getirip artı yüzde birin peşinde olabilir. Unutmayalım ki FETÖ'nün ve vatansız solcuların desteği ile 12 Eylül referandumunu kotarabilmişti. Anketlere hepimizden çok önem veren Erdoğan, kim bilir kaybedeceğini anlarsa seçimi erteleyebilir. Ne de olsa Kanun Hükmünde Kararnameler ile yönetiliyoruz.
Yüzde 20 ile başlayan İYİ Parti'nin beklentilerin aksine henüz rüzgar almadığına yönelik yorumların haklı tarafı var. Akşener'in oluşturduğu ivme, il ve ilçelerde sağlıklı yapı ile güçlenirse yüzde 40'lara kadar çıkma ihtimali var.Her doğumun sancıları olur. İl ve İlçelerde bütün beklentileri karşılamak mümkün olmayabilir. Ancak İYİ Partinin avantajı tüzüğünde saklı. Kuruluş ile beraber yasal sürede başlayacak İl ve ilçe kongreleri rekabete, çoklu adaylara açık. Asıl rüzgar o zaman esecek. Şubat sonu Mart başında gerçekleşecek İYİ Parti Kurultayında süpriz katılımlar ile siyasi fırtınayı beklemek iyimserlik olmaz. Bekleyip göreceğiz. Eksikleri, yanlışları, beklentileri yazarak, Türkiye'nin son umudu olan İYİ Parti yöneticileri uyarma görevimizi yerine getireceğiz.