Anketler de Mansur Yavaş diyor
Bir bilim dalı olan siyaset artık üniversitelerimizde siyaset bilimi olarak okutuluyor. Bu yıl ÖSS sınavına girecek olan canımın canı Aybige Han’a da tavsiye ettim. Kızımı motive etmek kendimi denemek için ben de gireceğim. Öyle ya öğrenmenin yaşı yok.
Siyaset biliminin laboratuvar çalışmaları ise şüphesiz objektif olarak yapılan kamuoyu araştırmalarıdır. “Çapraz Sorgu” adı verilen yöntemi çoğunluk malum davanın sorgulamalarından hatırlar. Anketlerdeki çapraz sorgu sonuca giden en önemli etkenlerin başında gelir. Denek olarak tabir edilen anketlere cevap veren kişinin soruların tamamına ciddi ve tutarlı cevap verip vermediği, çapraz sorguların sonucuna göre belirlenir. Yani denek anketten sıkılıp, yasak savmak için sallıyorsa, ya da yönlendirmeye kalkışıyorsa bilgisayar programında error uyarısı gelir ve deneyin kayıtları tasnif dışı bırakılır.
Neredeyse 15 yıldır böylesi çalışmalara, fiilen katıldığım gibi, danışman olarak da görev yaptım. Sadece siyasi seçimler için değil, bazen yeni çıkacak bir ürünün reklam kampanyası bazen de ekonomik ve sosyal konularda böylesi anketlerin yüzlercesini gerçekleştirdik. Günümüz Türkiye’sinde kamuoyu araştırmalarında isim yapmış kişi ve kuruluşların hepsini bilirim. Birkaç isim dışındakilerin çoğu raporlarını hazırlayıp, muhataplarına verdikten sonra basına ne şekilde bilgi verileceğinin ayrıca pazarlığını yapar. Yani parayı aldığı kişinin düdüğünü öttürmek gibi bir zorunluluk hasıl olur.
Kamuoyu araştırmalarında sağlıklı bir sonuç çıkabilmesi için diğer bir etken bütçedir. Yani para ne kadar çok olursa, denek sayısı ve soruları o kadar çok olur ki yanılma payı asgari olsun.
Tarhan Erdem gibi bazı isimlerin ön plana çıkması da danışma kurulunun zenginliği ve bütçenin dudak uçurtan rakamlarıdır. Bana göre bu işi en namuslu en iyi yaptığı halde hiç para kazanamayanların başında Gazi Üniversitesi’nden Prof. Dr. Kemal Görmez gelir. Görmez’in parayla pulla işi olmaz, o sadece işini yapar. Çıkan sonuçları manipüle edecek ekibi de yanında taşımaz. Basın ile sıcak ilişki kurmak gibi bir adeti olmadığı için seçim kampanyalarında borazanlık karakterine de uygun değildir.
Kemal hocanın yanına bir de Toklun Araştırma’nın sahibi Himmet Kayhan’ı eklemeliyiz. Himmet hoca daha da katıdır. Binde bir yanılmanın önüne geçmek için seçmen nüfusunun en az yüzde 5’i ile çalışma yapılmasını ister. Yüzde 1’in de ise bir puanlık yanılgıya saç baş yolar. Himmet Kayhan ile çalışmanın keyfini bir başka yazıya saklıyorum. Kemal Görmez’in Ankara’da yaptığı araştırmanın sonuçlarını irdeleyelim. 17-18 Şubat’ta yapılan araştırmada 2 bin 649 kişiyle birebir görüşülmüş. Ekim ayından bu yana yapılan araştırmalarda Ankara’da AKP’nin oyları yüzde 20.4, Karayalçın’ın ise yüzde 3.1 gerilerken, MHP adayı Mansur Yavaş’ın oylarının Ekim ayında yüzde 9.6 iken Şubat’ta yüzde 27.7’ye yükseldiği tespit edilmiş. Araştırmanın en ilginç tarafına gelince Melih Gökçek’e oy vereceğini söyleyenler ikinci alternatif olarak Mansur Yavaş’ın seçilmesi için yüzde 70 destek veriyor. Aynı şekilde Murat Karayalçın olmazsa yüzde 54’ü Mansur Yavaş’a oy verebileceğini ifade ediyor. Araştırmadan çıkan sonuç özetle Melih Gökçek ve Murat Karayalçın’ın partileri tarafından dayatılan yıpranmış isimler olduğunu gösteriyor. Beypazarı başarısıyla kendisini kanıtlamış olan Mansur Yavaş, pırıl pırıl yeni bir yüzdür. Dolayısıyla Ankaralı, Mansur Yavaş’ta karar kılacaktır. Ancak MHP Genel Merkezi’nin Yavaş’a maddi-manevi destekten geri durduğu da bizim tespitimizdir.
Seçime bir aydan fazla zaman vardır. Propagandada psikolojik üstünlüğü kurabilmek, Mansur Yavaş ismini seçmene daha yakından tanıtabilmek için devlet bütçesinden ciddi para yardımı alan MHP Genel Merkezi’nin kesenin ağzını açarak tarihi bir zaferi kucaklaması da şarttır.
Geçtiğimiz günlerde bu sütundan Mansur beyin yavaş yavaş gelerek ipi göğüsleyeceğini ifade etmiştim. Şimdi düzeltiyorum, gümbür gümbür geliyor. Ankara için şimdiden hayırlı olsun.