Ankara’yı saran böcek korkusunun bilinmeyen öncesi...
Medya üzerinden yapılan operasyona bakar ve de inanırsanız, zannedersiniz ki; Ankara böcek istilasını uğramış.
Pek değerli meslektaşlarıma da neler yazdırılıyor neler!..
“MİT edindiği bir istihbarat sonrası Başbakanlığı geçtiğimiz Şubat ayında ’dinleniyorsunuz’diye uyarmış. Bu uyarı sonrasında önce Erdoğan’ın Başbakanlıktaki makam odası aranmış. İlk böcek de burada çıkmış. Ardından Başbakan Erdoğan’ın evi ve evin altındaki ofisi didik didik aranmış. Ofiste de böcek bulunmuş.”
...
“Çalışma odasında bulunan ilk böceğin ardından yapılan aramalarda, 3 noktada daha böcek bulunmuş. Olayın soğukkanlı çözülmesi emrini veren Başbakan, güvensizlik havası yaratılmaması için konunun yayılmamasını istemiş.”
...
“Aylardır sır olarak saklanan olayın detayları, Başbakan’ın açıklamasının ardından yavaş yavaş gün ışığına çıkıyor. İşte o süreç:
Birkaç ay önce oldu iddialarının aksine, böcekler ilk kez şubatta fark edildi. MİT, rutin olarak Başbakanlık ve bağlı ofislerde aramalar yapıyordu. Başbakan’ın çalışma masasının hemen sağ arkasındaki prizin içinde dinleme cihazları tespit edildi. Sonrasında, art arda benzer böcekler bulundu. Olaya MİT el koydu. Bulunan cihazlar laboratuvarlarda incelemeye alındı. O günlerin ertesinde, bir ara Başbakan’ın yakın koruma biriminin MİT’e devredilmesi bile gündeme geldi. Ancak o saate dek koruma görevini başarı ile yapan ekibe, zan altında kalmasın diye dokunulmadı. Yine de sonra belli etmeden yakın çalışan bazı memurların görevleri gözden geçirildi. Tam bu süreçte, Başbakan özellikle bir panik ve güvensizlik havası yaratılmaması amacı ile konunun yayılmamasını istedi.”
Lütfen, yaptığım bu alıntılara çok dikkat edin. Üstünü siyah ile çizdiklerime ise daha da dikkat kesilin. Çünkü; bu satırların arkasından AKP’nin “böcek” tezgahındaki gerçekleri aralamaya çalışacağım.
AKP’nin ilk iktidara geldiği günlere 2002 yılı Kasım ayına götüreceğim sizi... Abdullah Gül, Başbakanlık koltuğuna oturur oturmaz ilk yaptığı işlerden biri odasını aratmak oldu. Ama kimlere?.. Tabii ki(!) devletin resmi kurumlarına değil. O günlerde ben de şaşkınlık içinde kalmıştım. Gül, şu anda Türkiye’nin Almanya Büyükelçisi olan o zamanki Özel Kalem Müdürü Hüseyin Avni Karslıoğlu’na verdiği özel talimatla “tanıdık ve güvenilir” kişilere makam odasını elden geçirtmişti. Mesai saatleri dışında, Başbakanlık boşaldığında bu zat-ı muhteremler günlerce “tadilat” yapmıştı. Bu hummalı çalışma bittikten sonra Karslıoğlu’na yönelttiğim “Ne buldunuz” sorusuna “Böcek bulduk. Hem de Atatürk’ün resminin arkasına yerleştirmişler. Bir de televizyon masasının arkasında varmış” cevabını almıştım. Hüseyin Avni Karslıoğlu çok kısa bir süre içerisinde Başbakanın makam odasını yeniden tefriş ettirmiş, Abdullah Gül’ün talimatıyla da olup bitenler gizli tutulmuştu. Genel Başkan Tayyip Erdoğan’a da bilgi verilmişti.
Soru 1;
Madem bu kanunsuz dinlemelere karşı o kadar hassastılar, bu olay neden o zamandan bu zamana gizli tutuldu?..
“Muhteşem” daha Başbakanlığı devralmadan, Abdullah Gül ile görüşerek Başbakanlık resmi konutunda “tadilat” kılıfıyla her yeri kazdırıp yıktırmıştı. Bu işi de en güvendiği adamlarından biri olan Mücahit Arslan’a emanet etmişti. “Muhteşem”in kara kutusu Mücahit Arslan da Başbakanlık resmi konuttaki “tadilatı”, “en yakın güvenilir dostlara” yaptırmayı tercih etmişti. Bizzat kendinden dinlediğime göre o zaman da Başbakanlık resmi konutta birçok yerde böcek bulunmuş ve “gerekli önlemler alınmış”tı. Üstelik, yapılan kazılar ve yıkımlar baştan sona kamera kayıtlarına alınmış ve bulunan dinleme cihazları da görüntülerle tespit edilmişti. Kasetler de “Muhteşem”in özel kasasına kilitlenmişti.
Soru 2;
Kanunsuz dinlemeler konusunda birden bire feryat figan eden “Muhteşem” ve ekibi bugüne kadar bu olayı neden açık etmedi. Neden devletin resmî ve de ilgili kurumları harekete geçirilmedi? Neden yargı devreye sokulmadı?..
Devam edelim;
Abdullah Gül, Cumhurbaşkanı seçildikten sonra ilk ne yaptı?
Çankaya Köşkü’nde “restorasyon” çalışmaları başlattı.
Neydi bu çalışmaların aslı?
“Böcek arama” ...
Bizzat Hayrünnisa Gül tarafından yaptırılan Çankaya Köşkü’ndeki bu kazı yıkım çalışmalarında Köşk personelinin ne ızdıraplar çektiğini çok yakından dinledim. Köşkte de “bulunan böcekler”in ardından “son sistem teknoloji” ile önlemler alındı. Bu da 2009 yılında (o zaman gürültü çıkmamıştı) Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Mustafa İsen’in Milliyet’e yaptığı açıklama ile gün ışığına çıkmıştı (açıklama daha geniş);
“MGK salonu yeni baştan yapıldı. Dinlemelere ilişkin günümüz son teknolojisi ne ise salon bununla donatıldı. Dinleme konusunda teknoloji çok ilerledi. Birçok önlem alsanız da artık dinleme teknikleri o kadar ileride ki yetersiz kalabiliyorsunuz.”
Soru 3;
En azından Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Mustafa İsen’in yaptığı açıklamalardan sonra ne yapıldı? İsen’in açıklamalarının ciddiye alınmayacak bir tarafı var mı?
Gelelim, Başbakan’ın korumalarının “böcek” gerekçesiyle değiştirilmesi tefrikalarına. “Muhteşem” en son yapılan operasyonlarla koruma ordusunun büyük bölümünü neden değiştirdi?
AKP kulislerinde konuşulanlara göre;
“Bazı çok yakın korumalar, Erdoğan’ın bazı özel ziyaret ve temasları konusunda çenelerini tutamadılar. Başbakan da çok özel bir sızmadan dolayı hepsini birden yaktı. Kurunun yanında yaşlar da yanınca Başbakanlıkta bildiğiniz o koruma kavgalarını seyrettiniz.”
Son soru;
Gerçekten dinlendiğinizi Şubat ayında mı fark ettiniz?..
Siz benim yerimde olsanız;
“İlk böcekler Şubat ayında çıktı”, “MİT devreye girdi”, “Başbakan çok hassas davrandı” hikayelerine inanır mıydınız?..
Tezgah giderek büyüyor, haydi hayırlısı!..