Ankara'yı müjdeleyen Peygamber!

23 Nisan 1920’nin bir kaç gün öncesi.
Komutanlıklar ve Valiliklere Mustafa Kemal emreder:
“23 Nisan Cuma günü Cuma namazından sonra Ankara’da Büyük Millet Meclisi açılacaktır. Açılış günü cumaya denk getirmekle bütün milletvekilleriyle Hacı Bayram Veli Camii’nde Cuma namazı kılınacak, namazdan sonra Peygamberimizin sancağı ve Sakalı Şerifi taşınacak, Meclis binasına girilmeden önce dua yapılacak ve kurbanlar kesilecektir. Bugünden itibaren Vali Beyin organizasyonu ile hatim ve Buhari Şeriften seçme hadisler okunacak, cumadan sonra da hatim duası ve memleketin kurtuluşu için dua edilecektir. Her hafta Cuma namazından sonra Mevlidi Şerif okunacaktır. Bu tebliğin derhal neşredilip yurdun her tarafına yayılması için her vasıtaya müracaat edilecektir.”
Ve 23 Nisan 1920.
Hacı Bayram Veli’nin mânevi himayeleri altında, Türkiye Büyük Millet Meclisi açılıyor, o Meclis müstevliyi denize döküyor.
Tarih 13 Ekim 1923.
Mustafa Kemal’in direktifleri ile İsmet İnönü ve dört arkadaşı Ankara’nın başkent olması için Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne önerge veriyor, önerge kabul ediliyor ve Ankara, Hacı Bayram Veli’nin doğduğu ve yattığı, İstanbul’u Fatih Sultan Mehmed’in fethedeceğini müjdelediği, Ak Şemseddin’leri yetiştiren, “Bütün işlerin, bütün fiillerin yaratıcısı Allah’tır” diyen Hacı Bayram’ı Veli’nin Ankara’sı, Türk milletinin yeni Başkenti oluyor.
Evet, yıl 1923.
Şimdi 200 yıl geriye, yani 1820’lere gidelim.
Ankara’nın Başkent olmasından 200 yıl önce, yani Osmanlı’nın başında daha Sultan İkinci Mahmud Han varken, asıl adı Mustafa olan, Bitlis doğumlu tasavvuf ehli, postişin Müştak Baba ASAR adlı eserinin 29’uncu sayfasında, Ankara’nın 1923’lerde başkent olacağını nasıl haber veriyor:
“Me’vayı nazenine kil Elf olursa efser
Labud olur o mev’a İstanbul ile hemser
Nun vel kalem başından alınsa Nun’u Yunus
Aldıkça harfi diğer olur bu Remz Ahzer,
Miftahi sure-i kaf serhaddi kaf ta Kaf
Munzan olunmak ister Rayı Resulu Peygamber,
Hay-ı Huy ile ahir maksud oldu zahir
Beyti Veliyyul Ekrem El Haç-iydi Ekber
Ey padişah Fahham Sultan Hacı Bayram
Ruhanı ister ikram muştak Abdi Çaker.”
Rahmetli Haluk Nurbaki, “Anadolu Mûcizesi” isimli eserinde Muştak Baba’nın bu müjdesini, şöyle açar:
“ELF, efser olunca o şehir İstanbul’a eşit olacaktır diyor. Alttaki mısralarla birlikte ilgisiz sözler var. Bu sözler sıra ile N,K,R,H, harflerini sıralıyor. Elf kelimesine E harfi (E) başa alınırsa ENKREH’den kurulu bir kelime çıkar ki, Arap harfleri ile bunun karşılığı ANKARA’dır. Ankara’nın İstanbul ile eşit bir şehir, yani başkent olacağını Bitlisli Müştak Baba iki yüzyıl önce, böyle bir şifre ile gelecek kuşaklara duyurmakta, belki anlamayan olur diye şiirin son dizesinde Hacı Bayram Sultan’dan mânevi bahşiş istemektedir.
Şimdi şiirin ilk dizesindeki şifreyi çözelim:
“... elf olursa efser “
(Elf) Arapça’da bin demektir. Efser’in ebced hesabındaki karşılığı 341 olunca, dizenin karşılığı da 1341 olur. Yani Hicri 1341’e gelince, o kent (Ankara) İstanbul’a eş, baş olacaktır.
Ankara 1923 yılında yani hicri 1339’da başkent oldu. 2 yıllık fark efrenciye takvimi değişikliklerinden gelmektedir. Şair bu inceliği de düşünmüş, son dizesindeki ’o yıl iydi ekber yılıdır’ yani Kurban Bayramı Cuma gününe rastlayacak demiştir.
Ve Ankara, Kurban Bayramının Cuma’ya rastladığı gün başkent olmuştur.
Müştak Baba 200 yıl önceden Ankara’nın Başkent olacağını Kurban Bayramı ve Cuma gününe varıncaya kadar haber verirken, Hacı Bayram Veli’den müjdesini de isterken, bir bakıma Mustafa Kemal’den de haber vermiş olmuyor mu?
Söylediklerimize inanmayanlar Müştak Baba’nın ASAR adlı el yazması bu eserini Süleymaniye Kütüphanesi Mahmud Efendi Bölümü’nün 2421 numaralı kaydında görebilir.
Ey ” Bugün Avrupa’ya, bugün ABD’ye rağmen hiçbir şey yapılamaz! “ diyen bedbahtlar, ” Olacak olan yazılmış, mühür basılmıştır “ esas olan, ” Kimin hangi safta duracağı “dır; kör müsünüz!