Ankara’da "Erdoğan çağırırsa" korkusu
Daha önce de yazmıştık “Başbakan Tayyip Erdoğan sinir küpü oldu” diye. Şimdiler de ise durum daha da vahim. Erdoğan ateş topu olmuş değen yanıyor. Bugünlerde kızmadığı Bakan, fırça atmadığı bürokrat yok gibi. Bakanların ve bürokratların Başbakanlıktan aranıp telefonları çaldığında yürekleri hopluyor.
Hal böyle olunca da Başkent’in siyasi kulislerine her gün yeni bir kabine revizyonu haberi düşüyor. Her kafadan bir ses çıkıyor. Herkes hoşuna gitmeyen Bakanı veya Bakanları görevden alıyor, yerine yenilerini getiriyor. Müsteşarlar, Genel Müdürler ve hatta Daire Başkanları ve Şube Müdürleri hakkında bile çeteleler tutuluyor.
***
Bu köşeden daha önce İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin hakkında, AKP’ye kuruluşundan bu yana destek olan bazı toplulukların duydukları hoşnutsuzluğu ve operasyon hazırlıklarını duyurmuştuk. Önceki gün bir haber televizyonunda, bir gazeteci arkadaşımız da Tayyip Erdoğan’ın Şubat ayı içinde kabineyi yenileyeceğini, İdris Naim Şahin’in yerine de siyasi başdanışmanı Ankara Milletvekili Yalçın Akdoğan’ı getireceğini iddia etti.
Son gaflarının ardından Tayyip Erdoğan’ın İçişleri Bakanı’nın son çıkışlarından pek hoşnut olmadığı açıktan biliniyor. Başbakan’ın, Şahin’e “fazla konuşma” uyarısı yaptığı da ortada. İdris Naim Şahin, Tayyip Erdoğan’dan kadro operasyonu izni aldığı için, AKP’yi destekleyen bazı toplulukların sıkıntısı da aşikâr.
Ama göz ardı edilmemesi gereken başka realiteler var.
Örneğin;
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın İdris Naim Şahin ile çok eski ve derin dostluğu vardır. AKP’de Şahin’den, “Tayyip Erdoğan’ı sırtında taşıyanların en başındaki isimlerden biri” olarak bahsedilir. Diğer önemli bir gerçek de; Erdoğan kelle istendiği zaman tam tersini yapan siyasi bir kişiliktir. Hikayede olduğu gibi, sarı öküzü verirse tüm sürüyü eninde sonunda kaptıracağı gerçeğini çok iyi bilir.
***
Kabinede kellesi istenen tek bakan İdris Naim Şahin de değil. Egemen Bağış, Zafer Çağlayan, Bekir Bozdağ her daim kabine revizyonu senaryolarında ismi geçen bakanlar arasında. AKP’de Egemen Bağış, “film artist”ine benzetiliyor. Zafer Çağlayan, “her tarafa çok dengeli yaklaştığı” için kimseyi mutlu etmeyen bir görüntü çiziyor. Bekir Bozdağ için “bekleneni vermedi” deniyor.
***
Abdullah Gül ile Tayyip Erdoğan arasındaki derin çekişmeyi ve taraflar arası olası dosya savaşı hazırlıklarını daha önce de yazmıştık. Şimdi kulağımıza gelen somut bir bilginin ucundan azıcık çıtlatalım. Denilen o ki; “Ulaştırma Bakanlığı’na bağlı Karayolları Genel Müdürlüğü ile ilgili çok müthiş bir skandal patlatılacak. Karayollarında çok önemli bir bölge müdürü, görüntülü teknik takipte yakayı ele verdi.”
İddiaya göre; skandal eski para ile trilyonlar boyutundaymış. Söz konusu Bölge Müdürü de Tayyip Erdoğan’ın yakın hemşerisiymiş.
Dikkat edelim “patlatılacak” denen skandal Ulaştırma Bakanlığı ile ilgili. İdris Naim Şahin gibi Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım da Erdoğan’ın sağ koludur. AKP koridorları bu mevzu ile çalkalanıyor.
Gerçekten de öyle. İddia sahipleri sözlerinin arkasında durabilirlerse Erdoğan’a akçeli bir durumdan büyük darbe indirilir. Bir taşla iki kuş vurulur. Tayyip Erdoğan’ın Çankaya hayalleri ile birlikte partinin başına geçebilecek en büyük adaylardan birinin de şimdiden kafası yarılır.
***
Taht kavgası savaşının diğer bir yönü de psikolojik harp üzerine oturtuldu. Tayyip Erdoğan’ı siyaset dışına itmek isteyen tarafta yer alanlar Başbakan’a en zayıf yerden çok akıllıca saldırıyorlar. Tayyip Erdoğan’ın en zayıf yanı sinirleridir. Konuşma metinlerini beyaz camlardan okumasının sebeplerinden biri de budur. Erdoğan’ın yakınları mümkün olduğu kadar Başbakan’ın irticalen konuşmasına izin vermezler. Tayyip Erdoğan’ın önüne yazılı metin vermezseniz kırar geçer.
Dikkat edin;
Uludere olayının ardından Başbakan’ın sinirleri iyice bozuldu. Haber kaynaklarını gayet net bildiği gazetecilerle bile meydan kavgasına tutuştu. Söyledikleri kendi tabanı tarafından hararetli bir şekilde alkışlanıyor olabilir ama karşı taraftakiler ziyadesi ile memnun. “Tayyip Erdoğan sinirlendikçe daha çok hata yapar” üzerinden çalışıyorlar. Erdoğan sinirlendikçe de, metin yazarı danışmanlar konuşma metinlerini hazırlarken çok zorluk çekiyorlar. Başbakan metinlere devamlı müdahale edip dozajı arttırdıkça danışmanlar yumuşatma sıkıntısı çekiyor. Akçeli skandal dosyaları da ortaya çıkarsa, seyredin cümbüşü!..
***
Bu satırların kıymetli okuyucularının önüne bir fotoğraf karesi daha koyalım.
AKP iktidarı ne zaman sıkışsa ve acizlikleri ortaya dökülse taraftar medyanın bir bölümü de hemen “bugün seçim olsa” anketlerine sarılıyor. AKP allanıp-pullanıyor. Oy oranı yüzde 50’lerin üstüne taşırılıyor. Gariban muhalefet partileri ya yerinde sayıyor ya da birisi az birazcık oyunu yükseltmiş görünüyor. Dünkü medyaya çabucak bir göz gezdirin, ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.
Yiğidi öldür, hakkını yeme. Tebrik etmek gerek. İçlerindeki kavganın sebebi ve büyüklüğü ne olursa olsun bir zamanlar çok kızdıkları toplum mühendisliğini kimseye bırakmıyorlar. Bu işi de gerçekten çok ustaca yapıyorlar.
Ha!.. Bu arada bir hususu daha unutmadan hatırlatayım. Devamlı gülen ve kamuoyunda hiç sinirlendiğine rastlamadığınız AKP büyüğü, sinir savaşlarını yönlendirme ve yönetmenin de gerçek ustasıdır. Ama hiçbir zaman çıkıp “ben ustayım” demez. “Ustalık söylemekle olmaz, icraatla belli olur” felsefesinin yılmaz takipçisidir.