Ankara'da çeşmelerden zehir mi akıyor?..
Bir zamanlar İstanbul'da çeşmeler sürekli "tıss" sesi verirken biz Angaralılar evimizdeki musluğa ağzımızı dayayarak gönül huzuru içinde kana kana su içerdik. Angara'nın çeşmeden akan suyunun kalitesi ile hava yapardık!..
Yıllar önce, Kızılırmak suyu diye bir şey icat oldu. Duyduk ki, milyonlarca liralık yatırım yapılmış Angara'nın alternatif su ihtiyacı için. Çok dedikodular çıktı "ballı ihaleler" konusunda, çokça da tartışıldı. Bir de bakıldı ki, Kızılırmak suyu evde kullanım için uygun değil, sağlığa zararlı olduğu bilimsel raporlar ile ispatlandı. Angara'nın Belediye Başkanı Melih Gökçek, tepkiler üzerine geri adım atar gibi yaptı, "Kızılırmak suyunun evlere verilmeyeceğini" açıkladı. Ne olacaktı milyonlarca liralık yatırımlar ve devletin kesesinden giden para? Kimse aklına getirip hesap da sormadı. Gel zaman git zaman, Kızılırmak suyu tekrar evlere pompalanmaya başlandı. Futbol maçlarındaki tepkileri ile ünlü (!) ahaliden yine ses çıkaran olmadı. Bırakın musluktan akan suyu içememeyi, artık evde duş aldıktan sonra her yerinizi kaşıntı basıyor. Arkadaşlarla konuşuyoruz, "Bizde de aynı durum. Eee ne olacak? Kızılırmak suyu bu!.. Ölmediğimize dua et" diyorlar. Müteahhitlik işi yapan arkadaşlar, Kızılırmak'tan su getiren boru hatlarının hiç kullanılmadan, eskimeden "onarım" gerekçesiyle yenilendiğini ileri sürüp, "Araştırsana. Kimlere havadan milyonlar kazandırılmış. Belki de aralarında gazeteci arkadaşların da vardır" diye kafa buluyor!.. Kimi nereden araştırıp soruşturacağız bilemiyorum ya!. Gel de çık işin içinden...
Angara'nın çeşmelerinden akıtılan acı su nihayet TBMM gündemine getirildi. CHP Ankara Milletvekili Ali Haydar Hakverdi, Başbakan Binali Yıldırım tarafından cevaplanması istemiyle TBMM Başkanlığına yazılı soru önergesi verdi. Hakverdi, şunları söyledi:
"Ankara'nın bir çok ilçesinden bize ulaşan yurttaşlarımız özellikle son 2 aydır bölgelerinde zehirli ishal vakalarının arttığını dile getirmektedirler. Ankara'nın çeşmelerinden akan suya güven her geçen gün azalmaktadır. Bu nedenle birçok insan şişelenmiş su tüketmeyi tercih etse dahi başta mutfakları olmak üzere hayatın her alanında şebeke suyu kullanmaya mecburen devam etmektedir. Ankara Büyükşehir Belediyesi ve ASKİ bu güvensizliği gidermek yerine 2008 yılında Kızılırmak'tan getirdiği suyu da barajlara vererek adeta Ankaralılara artık çeşmelerden uzak durun demektedir."
CHP'li Ali Haydar Hakverdi'nin yanıt aradığı sorular şöyle:
"1- Ankara'da bulunan hastanelerde son 2 ay içerisinde kaç kişiye zehirli ishal tanısı konulmuştur?
2- Ankara'nın içme suyu hangi periyotlarda analiz edilmektedir? En son analiz ne zaman yapılmıştır? Geçtiğimiz iki ay içerisinde yapılan analizlerde herhangi bir bakteri ya da virüse rastlanmış mıdır?
3- Son 2 ay içerisinde Ankara'da hastanelere başvurulan ishal ve zehirli ishal vakaları bir önceki yılın aynı aylarına oranlandığında, artış ya da azalış var mıdır?
4- Ankara'nın şebeke suları incelenirken örnekler, analiz yapan kuruma ASKİ tarafından mı verilmektedir? Yoksa analizi yapan kurum örnekleri kendisi mi temin etmektedir?
5- Kızılırmak'tan getirilen su hâlâ Ankara şebeke suyuna dahil edilmekte midir? Kızılırmak'tan alınan örnekler en son ne zaman analiz edilmiştir?
6- Şebeke suları üzerinde Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından yıllardır yaratılan ve Kızılırmak suyu ile perçinlenen güvensizlik, paketlenmiş su tüketimini artırmak amaçlı mıdır?
7- Yıllardır Ankara'da yaşamakta olan biri olarak en son ne zaman şebeke suyu içtiniz?
8- Ankara'nın bir çok bölgesinde zehirli ishal vakalarında büyük bir artış görülmesine rağmen bu bilgi neden kamuoyundan gizleniyor?
9- Melih Gökçek bu yaz yine kameraların önüne geçerek bu şikayetleri dikkate alıp detaylı bir inceleme yapmak yerine hastalıkların şebeke suyundan kaynaklanmadığını Cumhuriyet Halk Partili Milletvekillerinin kara propagandası olduğunu söyleyecek mi?"
Bu vahim sorulara gerçek yanıtlar verileceği konusunda karamsarım. Ama bir şeye kesin eminim. Melih Gökçek tiyatrosuna!.. Ali Haydar Hakverdi'ye, son günlerdeki asfaltlama çalışmalarına ve de üzerinden 1 yıl geçmeden yıkılan tretuvarlara da bakmasını öneririm...
Ha bir de!.. Angaralı hemşerilerimden küçük bir ricam olacak; eve gelen su faturalarınıza veya kartınıza su yüklemeye gittiğinizde elinize verilen yazılı belgeye bir zahmet bakıverin. Hani "suya zam yapmıyoruz" diyorlar ya!.. Görün bakın, örneğin 30 liraya her gittiğinizde ne kadar su alabiliyorsunuz?.. Dikkatli bakın bakalım o giderler kalemlerine!.. Zehir gibi suyu Angaralıya kaça kakalıyorlar acaba?..