Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç “kıyak ittifak” ın dağ

Danıştay’ın 145’nci kuruluş yıldönümü nedeniyle düzenlenen törende Danıştay Başkanı Hüseyin Karakullukçu’nun yaptığı tuhaf konuşma iktidar ve destekçileri tarafından “esprili” olarak değerlendirildi. Hukukçu kimliğe yakışmayacak ölçüde sarf edilen ve milletle kafa bulmaya yönelik sözler pişkinlikle karşılandı. Aynı tuhaflık fotoğrafı Cuma günü akşamı Meclis’te Danıştay’ın kuruluş yıldönümü nedeniyle düzenlenen resepsiyona da yansıdı. Sabah saatlerinde Anayasa Mahkemesine çakan Karakullukçu, akşam saatlerinde resepsiyon salonuna Haşim Kılıç ile birlikte kol kola gülücükler dağıtarak girdi. “Dostluk” mesajları verdiler. Sabahki konuşmalar hala ortada dururken kişisel dostlukları bizi ve milleti ne ilgilendiriyorsa!..
“Ebedi mebusluk” yasa teklifindeki ittifakın dağıldığına dair gelişmenin patlamasının hemen ardına denk düştü Danıştay’ın kuruluş yıldönümü resepsiyonu. Sıcak gündem de tabii ki mebuslara yapılmaya çalışan son kıyaklar üzerindeki yorumlardan ibaretti. Bir ara, etrafta hiç gazeteci olmadığı sanılan bir anda, TBMM Başkanı Cemil Çiçek ile ile karşılaşan Anayasa Mahkemesi Haşim Kılıç, “Bu ne kepazeliktir. Partiler imzalarını çekmişler, bu davranış ahlaklı değil” diye tepki verince Çiçek önce şaşırdı. Etrafına bakındıktan sonra Kılıç’a, “Komisyonda 4 parti anlaşıyor. Ardından grup başkanvekilleri de imzalıyor. Anlaşılan halkın baskısından bir çekince oldu ki imzalarını geri çektiler. Komisyondaki görüşmelerde bir sıkıntı olmadı zaten” diye karşılık verdi. TBMM Başkanı Cemil Çiçek usta bir manevrayla sohbetin daha da ileriye gitmesine müsaade etmedi.
Danıştay resepsiyonun diğer önemli gündem maddesi de bebek katili Öcalan’ın Anayasa Mahkemesine yaptığı bireysel başvuruydu. Anayasa Mahkemesi Başkan vekili Alparslan Altan, Öcalan’ın yaptığı bireysel başvuruyla ilgili incelemelerinin tamamlandığını ve önümüzdeki gündemde büyük ihtimalle görüşüleceğini söyledi.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç ise yabancı misyon temsilcileri ile bir süre sohbet etti. Özellikle, bireysel başvuru hakkında mahkemenin kendi bünyesinde yaptığı eğitim çalışmaları hakkında yabancı temsilcilere bilgi verdi. Kılıç, tercüman aracılığıyla yaptığı sohbette, “Anayasa Mahkemesi hakimlerini bireysel başvuru hakkında önemli bir eğitimden geçiriyoruz. Bu konunun tüm detaylarını kendilerine anlatıyoruz. Hafta sonları dahil olmak üzere bölgelere giderek konuyu anlatıyoruz. Bu konuda seminerler düzenliyoruz. Eğitim çalışmaları hızla devam ediyor. Bu konuya önem veriyoruz” dedi. Yabancı misyon şefleri ise Kılıç’ı onaylayarak, “Eğitim çalışmaları önemli ama hafta sonları hakimleri ve savcıları bu konuda fazla sıkmayın dinlendirin” diyerek karşılık verdi.
Resepsiyonun diğer sohbet konuları ise  yeni anayasa çalışmaları, sözde çözüm süreci, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün yeni parti çalışmaları ve Cemil Çiçek’in yeniden TBMM Başkanı olup olmayacağıydı.
Anayasa Uzlaşma Komisyonu üyeleri kendi aralarında, “TBMM bu yaz uzatma süresi alırsa Haziranda yapılacak başkanlık seçimleri yeni yasama yılının ilk haftasına kalabilir mi?”yi tartışıyor. Bu konu, TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonunun Cuma günkü toplantısında konuşulmuş. Çiçek’in, “Anayasa yazım çalışmaları uzadığı takdirde 2. defa seçilme şansının artacağı bu nedenle yaz aylarında komisyonu çalıştırabileceği” gündeme gelmiş. Ancak, “İç tüzük yorumuna da girdiği için bunu iyi hukukçulara soralım” diye konuyu mercek altına alıyorlar. MHP ve CHP’li üyeler, Cemil Çiçek’in  Başkanlık seçiminin Ekim ayına kalması halinde TBMM’den yaz boyunca komisyonun çalışması için uzatma isteyip alabileceğini de belirtiyor.
Abdullah Gül’ün yeni partisinin adını bilenlere bile rastladık!.. Türk siyasetinde gelenek, iddialı bir siyasi partinin adının son güne kadar saklanmasıdır. Bu ismi sınırlı sayıda kimse bilir. Ama habercilikde olabilecekleri atlamama adına önemli kaynakların fısıldadığı isimler yazılır. Biz de geleneği bozmayalım; Gül’ün yeni partisinin isminin Alternatif Parti (AP) olacağı kuvvetle iddia ediliyor. Pek de aklıma yatmadı ama!..
Sözde çözüm süreci adına medyada, “çekilen teröristlerin” boy boy fotoğrafları yayınlanması bile kafa karışıklıklarını dağıtmaya yetmemiş. CHP’li bir milletvekili  sohbette ilginç ifadeler kullandı:
“Herkes şimdi silahlı mı, silahsız mı çekiliyorlar yorumu yapıyor. Oslo görüşmelerindeki ‘şehirleri bombalarla  doldurdunuz’ sözlerindeki ‘bombalar’ nereye gitti kimse sormuyor. Esas onların nerede olduğunu kimse bilmiyor. Sıkıntı çıkacaksa bu çıkarır. Şimdi herkesi ürküten esas konu TSK’nın sessizliği. TSK’da komutanlar teslim olsa bile aşağıda neler olacak. Eğer TSK’da genç subaylar duyduğumuz doğruysa, kaynıyorsa o zaman felaket olacak. Ne olacağı belli değil. PKK silah bırakmadan çekiliyor, ülkede bombaların ne olduğu belli değil, TSK sessizliğini koruyor anlaşılan gerilim sürekli artıyor.” Danıştay’ın 145’nci kuruluş yıldönümü resepsiyonu habercilik açısından çok verimli, bir o kadar da ilginç geçti!..

Yazarın Diğer Yazıları