Anastasiadis savaş istiyor
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanı EOKA'cı Anastasiadis çok tehlikeli bir oyun oynamakta. Petrol ve doğal gaz üzerinden Kıbrıs'ın etrafındaki karasularında Türkiye ve KKTC ile egemenlik savaşının sıcak çatışmaya dönüşmesine ramak kalmıştır. Rum tarafının ilan ettiği sözde münhasır ekonomik bölgenin (MEB) Türkiye ve KKTC'nin karasuları ve kıta sahanlığı ile çakışmasına aldırış etmeden Anastasiadis bildiğini okumaya ve yarattığı krizi tırmandırmaya devam etmektedir. Anastasiadis, Kıbrıs etrafındaki kaynakların sadece Rumlara ait olduğu iddiası ile yıllardır tek taraflı anlaşmalar, ortaklıklar kurmuştur ve sondaj yapılması, petrol çıkarılması faaliyetlerine kesintisiz olarak, tüm uyarılara rağmen devam etmektedir. Anastasiadis bölgemizde gerilimi tırmandırırken kendi gücüne değil, anlaşma yaptığı şirketlerin mensubu oldukları ülkelere güvenmekte, bir nevi sahte kabadayılık yapmaktadır. Son günlerde yaşanmakta olan krizde ENI firması ve İtalyan hükümetini kendi emellerine alet etmiştir.
***
Rum Yönetimi, bilindiği üzere Kıbrıs etrafındaki karasularda kendi kafasına göre münhasır ekonomik bölge yaratarak bu bölgeyi 13 parsele bölmüştür. Bu 13 parselin 6 parseli tek taraflı bir karar ve ihale sonucunda İtalya devletinin enerji firması ENI şirketine kiralanmıştır. Üzerinde tartışmaların sürdüğü ve neticesinde sıcak çatışmaya dahi neden olabilecek bir konuda İtalyan hükümetinin ENI şirketine nasıl izin verdiği tartışılmaktadır. Güvenilir bir kaynağa göre, siyasi ve ekonomik kriz içerisinde olan İtalya'nın, tıpkı Rum Yönetim ve Yunanistan gibi çeşitli vaatlerle AB'nin tetikçiliğine soyunduğu ve bölgede çıkabilecek krizi göğüslemeye hazır olduğu bildirildi. Türkiye'nin NATO'da dostu ve müttefiki olan İtalya'nın AB'nin tezgahladığı ve arkasında Rum-Yunan ikilisinin de bulunduğu bu Bizans oyunundaki rolünden geri adım atması en doğru yol olacaktır. Türkiye'nin sınırlarındaki operasyonları ve meşguliyetini fırsat bilip, Akdeniz'de bir oldubitti yaratma peşinde koşanlar yanlış hesap yapmaktadırlar. Türkiye'nin Güney Doğu'sunda, Akdeniz'de, Ege'de, Trakya'da aynı anda sinsi düşmanlarla başedebilecek güçte olduğunu hesaplayamayanların sonu hüsran olacaktır.
Kıbrıs'ın batısında; hemen hemen Antalya açıklarında ENI şirketi, Kalipso adını verdikleri 6. parselde günlerce sondaj yapmıştır. ENI şirketinin sondaj yaptığı bölgenin bir bölümü, Türkiye'nin de hak iddia ettiği bölge ile çakışmaktadır. Antalya açıklarında tamamlanan sondajın ardından, sondajı gerçekleştiren Saipem 12000 gemisi, bu kez Gazi Mağusa açıklarında 3 numaralı Supia adındaki parsele yönelmiş ve burada, daha önce Türkiye tarafından açıklanan Navtex'i delmeye çalışmıştır. Türkiye doğal olarak bölgedeki tatbikat ve diğer eylemlerini aksatacak böyle bir hareketi savaş gemileri ile önlemiş ve gerekli uyarıları yapmıştır. KKTC açıklarına gelmeden duran sondaj gemisi, İtalya'daki genel merkezlerinden yeni direktif gelinceye kadar bekleme kararı aldı. Bu arada T.C. Dışişleri Bakanlığı ve KKTC Dışişleri Bakanlığı yaptıkları ayrı ayrı açıklamalarla Rum Yönetimini sebep olduğu krizi tırmandırmaktan vazgeçmesi için uyarmıştır. Faşist EOKA'cı Rum lider ise diplomatik yollarla bu konunun halledilmesi için çaba gösterdiğini, Türk engellemesinin kabul edilemez olduğunu açıklamıştır. Rum liderin AB ve İtalyan yetkililerle sürekli temas halinde olduğu ve konunun çözümü için bunlardan medet umduğu anlaşılmaktadır. Bu arada Yunanistan basını da konuyu manşetlerine taşıdı. Ta Nea gazetesi konuyla ilgili "Türklerin bu son hareketi kendileri için, De Facto bir başarı anlamına geliyor. Buna şüphe yok" ifadelerine yer verdi. Gazete Türkiye'nin bundan sonra 3. Parsel için İtalyanlarla müzakere etmek isteyeceğini bunun da Rum tarafı için "kötü sonuçlar" doğuracağına vurgu yaparken; Rum yönetiminden yetkililerin ABD'nin Lefkoşa Büyükelçiliği'ni ziyaret ederek durumla ilgili ABD temsilcilerini bilgilendirdiğini de yazdı. Haberde sürecin tarafı olmayan ve herhangi bir şekilde ABD ile ilgili olmayan bir konuda ABD elçiliğinin neden bilgilendirildiğine dair bir açıklama yer almadı.
***
Anastasiadis bir taraftan müzakereler başlasın diye rol yaparken diğer taraftan bölgede kriz çıkararak Türk tarafını kötülemeyi hedeflemektedir. Anastasiadis hatırlanacağı üzere göreve seçildiği 2013 yılında da petrol krizini ortaya koyarak masayı terk etmiş; masaya dönmek için de şartlar öne sürmüştü.
Anastasiadis'in çok tehlikeli bir oyun peşinde olduğu açıktır. AB,ABD bu aklını kaçırmış adamı frenlemelidir. Anastasiadis bölgede savaş çıkarmak için gereken ne varsa yapmaktadır. Anlaşılan Anastas Türk tokadını yemeden yola gelmeyecek, akıllanmayacaktır.