Amerika'nın İslâm alemi için yeni projesi
Erdoğan, ABD başkentine gelmeden önce Beyaz Saray’da konuşulacağını duyduğum konulardan birini yazmıştım, “Afganistan’a Türk askeri isteneceği konusu”. Şimdilerde bu konu Amerikalı yetkililer tarafından resmen açıklandı. Bu arada Ankara’da AKP iktidarı sürekli olarak bir başka konuda Washington’a müracaat ediyormuş, “Kıbrıs sorunu”. Amerikalılar istediklerini alacaklardır ama eminim de bizimkiler ne alacak kuşkuluyum.
Bu arada Türk dış politikasında son günlerde yaşananlar, açılım saçılım konuları aklıma başka fikirler getirdi. Amerika, Irak’ta bombalayarak yüz binlerce Müslümanı katlederken, din kardeşlerini değil, bombaları atanların sağ salim ülkelerine dönmelerini temenni etmişti Tayyip Erdoğan. Filistin olayları devam ederken şimdilerde sövüp saydığı İsrail ile can ciğer kuzu sarması olmadı mı?
Çoğunuz hatırlamazsınız ama ben 1980 öncesi öğrenci olaylarından bilirim, ayrıca kuraldır. Bir örgüt karşı taraf içine adam yerleştirdiği zaman o kişinin ilk görevi kendisine görev veren örgüte söver sayar, kötüler, onlara en büyük düşman o olur. Eğer komünistler kendisine görev verdiyse en büyük komünist düşmanı o olurdu. Hatta hatırlarsanız yıllar sonra anlaşıldı birçok solcu örgütün arkasında ABD’nin olduğu.
Diyeceksiniz ki nereden aklına geldi böyle bir şey? Son günlerde yaşanan olaylar aklıma böyle bir durumu getirdi. Şimdilerde Batı dünyasında, özellikle AB ve ABD’de bir İslâm düşmanlığı yaşanıyor. Bir süredir Avrupa ülkeleri Almanya, Fransa ve Danimarka ile Hollanda’da Müslümanlara karşı devlet eliyle gizli bir baskı var. Ayrıca, İsviçre’nin minare referandumu şu sıralar tüm Avrupa’ya yayılıyor. Daha önce ABD’de Teksas’da meydana gelen saldırı olayı. Müslüman bir subayın kışla içindeki katliamı, yeni yeni ülkede hortlamaya başlayan Müslüman düşmanlığı, belli ki yeni bir haçlı seferinin ayak sesleri.
Bu arada Erdoğan hükümetlerinin, Batı yani ABD ve AB tarafından terörist ülkeler ilan ettiği, İran, Suriye, Libya ile vize olayını kaldırması sizce de bir tesadüf mü? İran, Libya ve Suriye ile yeni anlaşmalar imzalaması da mı rastlantı? Ürdün’le de aynı durum. Peki, neden Erdoğan durup dururken İsrail’i karşısına aldı? Sudan’da katliam yapan bir lideri savundu? Bence tüm bunlar büyük bir senaryonun parçaları.
Duyduğumuz kadarı ile ABD’nin kuklası Mısır lideri Hüsnü Mübarek’in sağlık durumu pek iyi değil. Oğlunun yerine geçmesi bekleniyor. Ancak genç Mübarek yerini sağlamlaştırana kadar da İslâm âlemi içinde geçici yeni bir elemana ihtiyaç var. Batının oyuncağı ve emir eri olacak ama öte yandan Müslümanlar kendisine güvenecek ve kendileri için çalıştığını sanacakları, kendilerine yol göstereceğine inandıkları yeni bir lider...
Ha bu arada şu son minare olayının ardından ne demiş bizim Avrupa ile aramızı yapması görevi verilen Devlet Bakanı Egemen Bağış? “İslâm ülkeleri paralarınızı İsviçre’ye değil, getirin bize yatırın” demiş.
Vallahi bu akıllara seza fikir gözlerimi yaşarttı. Suudi Arabistan ve öteki paralı Müslüman ülkelerin Müslümanlık çok umurlarındaydı. Halkları sürünürken dizi dizi arabalar alan krallar, şeyhler, emirlerin çok da umurlarında Müslümanlık. Faiz haram denirken İsviçre’den faiz toplayan onlar değil mi? İsviçre’nin sağlam ekonomik durumunu bırakıp, paralarını Türk bankalarına yatıracaklar öyle mi? Çok yaşa sen Egemen Bağış, çok yaşa emi. Sonra da gidip Avrupa ülkeleri ile pazarlık yapacaksın. Vallahi insan sizlere ne diyeceğini şaşırıyor...