Amerikan Rus İttifakı
Ukrayna krizi ile başlayan Rus-Amerikan gerilimi tırmanmaya devam ediyor. Moskova, Ukrayna’da taktik nükleer silahların kullanılmasından, iki hafta içinde Ukrayna’yı işgal etmekten bahsediyor. Öte yandan ABD önderliğinde Rusya’ya karşı ardı ardına ekonomik ambargo paketleri geliştiriliyor. Bazı çevrelerde yeni Soğuk Savaş’ın başlamakta olduğu analizi yapılıyor. Böyle bir ortamda Amerikan-Rus ittifakı ne demek oluyor? 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü uzmanı Tuğçe Varol Sevim, Türkiye’de gözlerden kaçan bir gelişmeye parmak basıyor: “Rosneft ve ExxonMobil, Rusya’nın Kuzey Kutup sularında hak iddia ettiği bölgelerde şimdiye kadar görülmemiş bir yatırım bütçesi ile geleceğe yönelik petrol üretmek üzere çalışmaya başlamış durumdadırlar. ABD, bizzat Rosneft ile ilgili yaptırımlar oluşturmaya ve AB ülkelerini de yaptırımlara uymaları için zorlarken neden ExxonMobil’in Rosneft ile olan çalışmalarına ses çıkartmamıştır? Washington ve Moskova birbirleri ile pek çok noktada yeniden bir kriz sürecine girmiş olsalar ve “Yeni Soğuk Savaş” analizleri yapılmaya başlamış olsa da dünya artık eski SSCB ve ABD zamanındaki gibi dönmemektedir.
Rusya Federasyonu içerisinde faaliyetlerine başlayan Amerika merkezli ExxonMobil enerji şirketi, 20 yıldan fazla bir süredir Rusya topraklarında faaliyet göstermektedir. 2011 yılında Rosneft ile ExxonMobil arasında imzalanan tarihi anlaşma neticesinde iki şirket sadece Rusya’da değil aynı zamanda ABD’de ortak çalışmalar yapmak konusunda ve teknoloji paylaşımı konularında stratejik bir anlaşmaya varmışlardır. İki şirket arasındaki 2011 yılındaki anlaşmanın ardından bu kez 2012 yılında taraflar hem Batı Sibirya’da hem de Rusya’nın arktik bölgesinde multimilyar dolarlar değerlerinde keşif çalışmalarına başlayacaklarını duyurmuşlardır.
2013 yılı içerisinde arktik bölgede arama faaliyetlerinin başlaması ile birlikte şirketler bu kez likit doğal gaz konusunda da ortak çalışma kararı almışlardır. İki şirket açısından 2013 yılının en çarpıcı iş birliği anlaşmalarından birisi ise Rosneft’in alt şirketlerinden birisi olan Neftegaz AmericaShelf LP şirketinin ExxonMobil Meksika körfezinde arama ve üretme lisansı sahibi olduğu bloklarda % 30 pay sahibi olmasıdır. Dolayısıyla bir yandan ABD’li ExxonMobil Rusya’nın yeni stratejik alanlarına giriş yaparken, Rus Rosneft şirketi de ABD’nin stratejik kaynaklarına giriş yapmıştır.
2013 yılı sonunda Ukrayna’da olayların başlaması ve 2014 başında Soçi Olimpiyatları’nın ardından Ukrayna’da hükümetin düşmesi ve gözlerin Rusya’ya çevrilmesine neden olmuştur. ABD tarafından yaptırım politikalarının telaffuz edildiği bir sırada Mayıs 2014 tarihlerinde Rusya’nın St.Petersburg şehrinde Rosneft CEO’su Igor Sechin (ABD yaptırım listesinde adı halen bulunmaktadır) ve ExxonMobil tüm dünyanın önünde yeni bir stratejik anlaşma imzalamışlardır. Ukrayna’da gelişen olaylar ve Rusya’nın Kırım’ı ilhakının ardından Ukrayna’daki haklarını kaybeden ExxonMobil açısından hiçbir sorun olmamış olmalı ki ExxonMobil, Rusya ile ilişkilerini geliştirmekten çekinmemiştir. Çünkü zaten ExxonMobil açısından şirketin Rus topraklarındaki ve sularındaki kaynaklarından kâr elde etme oranı Ukrayna’ya göre çok daha fazladır.
Son olarak geçtiğimiz günlerde Rosneft ve ExxonMobil tarafından yapılan açıklamalara göre ise şirketler 2030 yılına kadar Rusya’nın arktik bölgesine 400 milyar dolar tutarından bir yatırım yapmayı planlamaktadırlar. Yine şirketlerin ortak açıklamasına göre arktik bölgede tek başına Suudi Arabistan rezervleri kadar bir kaynak bulmayı hedeflediklerini belirtmektedirler. 9 Ağustos tarihi itibariyle de Rosneft ve ExxonMobil arktik bölgenin Karadeniz sahasında keşif çalışmalarına başlamışlardır. İki şirket toplamda 400 milyar dolar yatırım yapmayı planladıklarına göre bölgeden ne miktarda bir kâr elde etmeyi düşündüklerini ise tahmin etmek çok da zor değildir.
ExxonMobil ve Rosneft işbirliği, ABD ve Rusya arasındaki gerilime rağmen nasıl bu kadar stratejik bir gelişme gösterir sorusunun cevabı şu şekilde düşünülebilir: Öncelikle dünya artık eski dünya, Rusya artık eski kapalı Rusya değildir. Buna ilave olarak da ortada yeni bir Soğuk Savaş vardır demek için çok erkendir. Yaşanan sadece fillerin kavgası sırasında ortada ezilen çimler meselesidir. ABD, AB ülkelerine Rus enerji şirketlerine yaptırım uygulamaları için baskı yapmaktadır ama ExxonMobil’e aynı baskıyı uygulayamamaktadır çünkü hiçbir ABD Başkanı böyle bir güce sahip değildir. Öyle ki ilk Kürt petrolü alıcı bulabilmek için liman liman dolandığında ilk tankerdeki petrolün Rosneft tarafından satın alınıp İtalya’nın Trieste limanından Avrupa’da bir rafineriye pompalandığı ortaya çıkmıştır. Muhtemeldir ki Kuzey Irak bölgesinde faaliyette bulunan ExxonMobil, Rosneft ile ilişkilerini kullanarak bu satışın gerçekleşmesi sağlanmış olabilir. Rusya’nın bu noktadaki taktiği özellikle ExxonMobil üzerinden ABD yaptırımlarını kırmak veya önemsiz hale getirmek adına anlaşılabilir.” Demek ki, her şey ilk bakışta görüldüğü gibi değilmiş.