Aman ha, ekonomi kötü demeyin...
Sabah Gazetesi'nden Dilek Güngör diyordu ki yazının başlığında;
- Yalancı çobanlar yandı.
Kim o yalancı çobanlar? Ekonomideki kötü gidişin altını çizip, iktidarı önlem almaya çağıranlar.
Peki yalancı çobanlık bunun neresinde?
Ee işte "Ekonomi kötü gidiyor" diyorlar ya, yalan olan bu. Bunu diyenler de yalancı çoban.
**
Oysa çarşıda, pazarda, markette, AVM'lerde fiyatlar 3 yıl hatta 5 yıl öncekilerle aynı.
Etiketlerde zerre değişiklik yok.
Üstelik maaş zamları Cumhuriyet tarihinin zirvesinde.
Birileri de çıkıp diyor ki, ekonomi kötü gidiyor.
E yalancı çobanlar bunlar.
**
Yazının asıl can alıcı kısmı neydi biliyor musunuz? Finali... Buyurun okuyun efendim;
- Bildiğim kadarıyla, ekonominin genel yapısı, milli para, finansal göstergelere ilişkin olarak, yanlış ve yanıltıcı bilgi veren, söylenti çıkaran, bu suretle menfaat elde edenlerin, 6 aydan iki yıla kadar hapis ve 5 bin güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılması gündemde… Velhasıl, artık öyle bol keseden sallamak yok beyler!
Hazırlığı duyuran gazete Sabah.. Sabah Gazetesi'nin tepesinde kim var? Damat Bakan'ın abisi, Serhat Albayrak var..
**
Bu yazıyla ilgili tartışmalar sürerken, Bakan beyin Ordu'da yaptığı konuşmadaki satır araları da yeni bir tartışmaya yol açtı..
Ekonomistleri ekran koruyucu yaptı ve ekonomiyle ilgili olumsuz değerlendirmeleri bir terör faaliyeti gibi sundu.
Mevzuyu terörle mücadeleye bağladığına bakmayın siz.
Konuşmayı dinlerseniz, "Eyvah büyük çam deviriyorum" diyerek nasıl viraj aldığını göreceksiniz.
"Ekonomiyle ilgili olumsuz değerlendirmeler yapanların, terör eylemlerinde gördüğümüz ekipten farkı yok" demenin başka izahı yok..
**
31 Mart seçimlerine giderken "Terörist" göndermesinden çok çeken kayınpederi aklına gelmiş olacak ki, önlem almak isterken lastik sesi çıkarsa da işin gerçeği bu..
Nitekim, abisinin yönetimindeki gazetenin sayfalarında, 'ekonomiyle ilgili olumsuz değerlendirmelere ceza kapıda' mesajı verildikten birkaç gün sonra oldu bunlar.
"Ekonomide sıkıntı var" diyenler yalancı çoban ve artık bunun bir bedeli olacak.
**
Peki bedel ödememek için ne yapmalı?
Öncelikle susmalı.
Susmazsan ne olur?
Damat Bakan söylüyor işte, "Terör eylemlerinde gördüğümüz ekipten farkın kalmaz"
**
Yani pazara mı gittin? Geçen yılki fiyatlarla bu yılki fiyatlar arasında fark görsen de, görmezden geleceksin.
Hatta, kendini güvende hissetmek için, "Ne güzel, bu fiyatlarla üreticimiz hak ettiğini alıyor" diyecek, bardağın boş tarafını zemzem sayacaksın..
**
Rahmetli babaannem hesap kitap bilmezdi. Fırından ekmek almışlığı yoktu. Hacı dedem pek şımartır, her işi o görürdü. Bir gün kapıdan geçen bir eskiciye seslenir, evdeki bakır bakraçları ve leğeni satmak ister.
Eskici hepsine 25 lira teklif eder. Babaannemin teklifi iktisat fakültelerinde ders gibi;
- Olmaz... 20 liradan bir kuruş aşağı vermem.
Bu gerçek bir öyküdür. Üstüne bir de akşam dedeme anlatıp der ki;
- Ayaküstü beni kazıklamaya kalktı..
Sonuçta gerçekten de 20 liraya satar.
Ama mesele şu, babaannem mutludur. Dedem de epey zaman sesini çıkarmaz, gülüp geçer...
Babaannem mutludur, çünkü pazarlıktan galip çıkmıştır..
**
Şimdi hepimizden beklenen de bu.. Gerçeği boş verin, mutlu olun.
Ardı arkası kesilmeyen zamlara rağmen, sipariş enflasyonla rakam düşük nasılsa.. O rakama bakıp mutlu olun diyorlar..
Yeni vergiler geliyor, kaz nasıl yolunur öğretiyorlar.. "Devletimiz kazanacak" deyin, mutlu olun..
Hayatımıza yapılan zamla, maaşımıza yapılan zam arasında uçurum var.
Devletimiz karlı çıkacak diyerek mutlu olun.
Neden?
Çünkü, nasihat ile uslanmayanın hakkı bu laftır ve "Terör eylemlerinde gördüğümüz ekipten farkınız kalmaz"
**
"Ekonomide durum sakat" derseniz, "Terör eylemlerinde gördüğümüz ekipten farkınız kalmaz"
"Ne olacak halimiz?" diye sorarsanız, "Terör eylemlerinde gördüğümüz ekipten farkınız kalmaz"
"Zamlar durmuyor, maaşlar eridi" derseniz, "Terör eylemlerinde gördüğümüz ekipten farkın kalmaz"
Ama yanlış anlamayın, size terörist demiş olmazlar.
Ekranlardaki ekonomistlere, akademisyenlere demiş olurlar..
Onları ekran koruyucu yapıp, aslında "Ekonomi kötü" diyen, mutfakta cebelleşen annelere, ay sonunu getiremeyen babalara, çekini ödeyemeyen esnafa, tüccara "Terör eylemlerinde gördüğümüz ekipten farkın yok" denmiş olmaz.
Bakanlık çıkar açıklama yapar; "Sayın Bakan vatandaşlarımıza terörist demedi" denir, hukuki yollara işaret edilir.
Maskeli balo devam eder. Bu ekonomik yükün altında ezildiği için sızlanan vatandaş da, Bakan'ın abisinin yönettiği gazetenin başlığına bakıp susar oturur.. Neydi o başlık;
- Yalancı Çobanlar Yandı..
Peki yalan bunun neresinde?
Aha da burada sustum.
Yasal düzenleme henüz yapılmadı ama, bu arkadaşların yasaları geri doğru işletme huyu var, terörist sayılma ihtimali var.
Ben dahil hepimiz susalım, aman diyim..
Nasılsa Meral Akşener ve Kemal Kılıçdaroğlu gerçeği yüzlerine çarpıyor...
Riske girmeyelim, keyfini çıkaralım.
Hayırlı alışverişler...