​​​​​​​Altyapı herkese şart

Nedense gençlere önem vermenin sadece spora gerektiği sanılır. Özellikle de futbola. Bu konuda ilk ve tek akla gelen kulüp ise Altınordu. Adamları rahat bıraksalar çoktan süper ligdeydiler. Yetiştirdikleri hemen kapışılıyor. Türkiye'deki adı büyüklerden Avrupa'nın "futbolcu kaşifleri"nin radarlarında hep onlar var. Arada Bursa, Gençlerbirliği ve Galatasaray'ın yetiştirdiklerini görebiliyoruz.

Kötü gidiş

Yıllar önce bir sohbetimizde Aziz Yıldırım'a "altyapının önemi"ni anlatmaya çalışmıştım. Lafı ağzıma tıkadı. "Fenerbahçe'nin o kadar beklemeye tahammülü olmaz. Bizim yapacağımız transferler hemen ilk 11'de yer almalı" dedi.

Zamanın kimi haklı çıkardığını görüyoruz. Bugün Real Madrid karşısında perişan olan Galatasaray için de aynı şeyleri söyleyebiliriz. Arada Beşiktaş'ı da ihmal etmeyelim.

Bu mantıkla Avrupa klasmanında 12. sırayı dahi kaybetmemiz yakındır. İki sezon sonra Şampiyonlar Ligi'nde bile ön eleme oynamamız kaçınılmaz hale geldi.

Şimdilik tek başına ülke puanı için çırpınan tek takım var Başakşehir.

Siyasette de

Altyapıya önem verme, partiler için de şart. Siyasi kuruluşların vitrininde hiç yeni unsur görüyor musunuz? Arada tek tük gençler fark etseniz de, tamamına yakını hep aynı türden.

Hırçınlık ve hakaret etmekten başka yönleri yok. Ağızlarından çıkanların tamamı "köprüaltı cam cam..." şeklinde.

Eskilerle devam edelim "aleni küfür edenlerden vaz geçmeyelim" desek, bunların da ağız freni kalmadı. Balataları aşındı.

Partilerdeki siyaset okulları ise bir alem. Ders verenlerin büyük bölümü küfür-kafir, ezberletiyorlar.

Yolu tıkayanlar

Bunlardan mezun olanların tek yaptıkları liderin ağzından çıkacağa bakmak. "Genel Başkan ne diyorsa, o." Tam bu noktada aklıma gelen, üst kattakilerin adam yetişmesini engelledikleri şeklinde.

Atatürk Çiçeği

Bugünlerde fazlaca aranır ve kutlanır oldum. Telefonlar, mesajlar epey çok. En zarif jesti yaşadığım ilçenin belediye başkanı Dr. Hasan Akgün yaptı.

Elinde koca bir sepetle belediyenin basın müşaviri Ümit Ersoy geldi. Bu çalışkan gencin elindekinin isminin Atatürk Çiçeği olması beni hayli duygulandırdı.

Birlikte teslim edilen Başkanlık Özel yazılı metinde Dr. Hasan Akgün'ün imzası ve şu satırlar vardı:

Kıymetli cümleler

"Sayın Burhan Ayeri,

Türk basının duayen ismi değerli ağabeyim; Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin en anlamlı ödülü olan Burhan Felek Basın Hizmet Ödülü'ne layık görülmeniz bizleri son derece mutlu etmiştir.

53 yıllık gazetecilik yaşamınızda mesleğinizin temel ilkelerinden ödün vermeden, kaleminizin onurunu her şeyin üstünde tuttunuz. Bu ödül inancınızın en büyük zaferi olarak anılacaktır.

Hayatınız boyunca bir basın mensubu, aydın ve düşünür olarak hep örnek oldunuz. Başarılarınızı yürekten kutluyorum. Sağlık ve esenlikler diliyorum. Saygılarımla."

Hasan Akgün'e sonsuz teşekkürlerimi arz ediyorum. Tabii tüm kutlayan dost ve okurlarıma da...

En önemli forma Ay-Yıldızlı bayrak

Türkiye'nin en önemli boksörlerinden biri Garbis Zakaryan'dır. Orta Doğu şampiyonu olmuş sporcumuz, Bitlisli bir baba ve İstanbullu anneden doğma. Bırakın kendi başarılarını yetiştirdiği pek çok şampiyon var. Cemal Kamacı bunlardan.

Müthiş bir anı

90 yaşında olması ve pek çok sağlık probleminden dolayı Orhan Ayhan'la programına katılamadı. Ancak çocuklarından Kaspar Zakaryan babasını temsil etti. Kaspar bir tıp doktoru. Halen ülkemizde hizmet vermekte. Ağabeyi Arto ise Uzak Doğu dövüş sporları hocalığı yapmakta. Garbis usta ile ilgili anılar dillendirildi. Bir büyük boksör olan Vedat Karakurum'un cenazesinde tabutunun üstünde Türk bayrağı yoktu. Orhan Ayhan imama "bayrak var mı" diye sorar. Yok cevabını alınca yakındaki TSYD merkezine koşar. Aldığı bayrağı camiye getirir ve Karakurum'un tabutunun üstüne örter.

Önemli vasiyet

Bu duruma birebir şahit olan Garbis Zakaryan, Orhan Ayhan'ın kulağına şunları fısıldar:

"Yaşa Orhan. Bir sporcu için en önemli forma budur. Sana vasiyetimdir. Benim de tabutuma Türk bayrağı örtülsün."

Ölüm herkes için hak. Ancak dileğim Garbis büyüğümüzün dalyaya ulaşması.

GÜNÜN SÖZÜ

Özgürlük yıkılırsa, ne kalır ki ayakta. Rudyard Kipling

Yazarın Diğer Yazıları