“Allah’tan korkmuyorlar”
Arsızlığın, yüzsüzlüğün ve de müptezelliğin had safhada olduğu sahnede “ilahi kameralar” kayıtta. Gazete manşetlerini okuyup, malum televizyonların haber bültenlerini seyrederken zeka seviyemizle alay edildiği kanaatim artıyor. Bırakılan yerlerde bile otlamıyorlar.. Habire saf değiştirmelerden fırdöndüye dönenler arasında onurları ile ceketini alıp giden yok. Ya kovuluyorlar ya da istifaya zorlanıyorlar. Ömürlerinin hiç bir döneminde böylesi ballı ödeneklerle tanışmamış sonradan görmelerin yüklendikleri bedel, son nefeslerine kadar sırtlarında kambur olarak kalacak.
“Son çeteyle savaşıyormuş” Tayyip Erdoğan. Duyan gören meydan muharebelerini kazanmış mareşal sanır. Oysa dış politikada kaybedilmeyen kalmadı. Kıbrıs konusunda masada bile değil hazret.. Ege, sayelerinde Yunan gölü oldu. İstanbul’da yeni Boğaz planının Montrö’yü delmek için okyanus ötesinde hazırlandığı meydana çıktı. Suriye’de resmen savaşı kaybeden tarafında yazılı adı. Irak’ta Barzani ortaklığındaki petrol şirketi uluslararası ticaret yasasına aykırı. Nereden tutsanız sapır sapır dökülüyor. Teyyo Pehlivan misali hızını alamıyor. “TSK ya da sızmışlar” sözleri ile şikayet ediyor. Madem öyle haksızca içeride tutulan soylu Türk subaylarının yeniden yargılanarak aklanması için neden adım atmıyor? Gündemi değiştirip zamana oynanırken sabık İçişleri Bakanı pişkince “telefon dinlemeleri yasa dışı” savunması yapıyor. Maşallah hepsi sütten çıkmış ak kaşık. Muammer Bey, oğlunun hafriyat işlerini valilik döneminde kapatmaya çalışsa da mahkeme dosyalarında tüm ayrıntılarıyla belgeler ortada. Ama çocuk cimri.. Aylık kirası 50 bini geçen rezidansta oturuyor. Devlete tek kuruş vergi ödeyemeyecek kadar müflis..
Neyse ki ciddi uyanış sinyalleri var. Allah ile aldatıp, İslam’dan geçinenlerin mumu sönmek üzere. Bir dönem İslamcı dergilerin arasında en beğendiğim İsmet Özel’in baş yazarlığındaki “Gerçek Hayat” tı. Levent Gültekin’i o dergiden hatırlıyorum. Yeni Şafak, Star gazetesi, Haber 24 ve CİNE5 televizyonlarında yöneticilik yaptı. İslamcıların mahallesindeki 20 yıllık ikametgahına son verme sebebini “Allah’tan korkmuyorlar” diye açıklıyor. İnternet haberciliğinin başarılı sitelerinden diken.com.tr’de Müjgan Halis’in sorularını cevaplayan Gültekin, hükümet ile cemaat arasındaki kavga ve perde arkasını mükemmel yorumlamış. “Başkalarına Allah’tan korkmayı öğütleyenlerin, aslında Allah’tan korkmayabileceğini fark ettik” diyor.
“İki yıl önce Akit gazetesi tarzı Türkiye siyasetini rehin alacak mı” diye yazmıştım. Gezi’den sonra siyasette Akitleşme süreci hızlandı. Akit, İslamcı camiaya mührünü bastı. Herkesi kendine benzetti. Herkesi kendine düşman gören Akit tarzı, dindarlıkta bütün dindarları etkisi altına aldı. “Tayyip Erdoğan da Akit çizgisine geldi” sözleri ile sosyolojik boyutta teşhisler koyuyor. Ve bir gerçeğe parmak basıyor: “Beyaz Türklerin ne kadar çaresiz olduğunu anladık. Kendi çalışanlarına arslan kesilen iş adamlarının ne kadar korkak olduğunu gördük” sözleri ile ayna tutuyor.
“İslamcı ideolojinin çöküşünü ise son 3-4 yılda gördüklerim, duyduklarım, yaşadıklarım bana dürüst, ahlaklı, nazik, saygılı, adil, özgürlükçü biri olmak için İslamcıların arasında durmanın akıllıca bir işi olmadığını gösterdi” sözleri ile özetleyen Gültekin: “40 yıl boyunca insanlara adil olmayı, Allah’tan korkmayı öğütleyen bir hocanın yetiştirdiği insanlar “ sehven ” diyerek bir çok insanını hayatını kararttılar. Sınav soruları onların döneminde çalındı. Haksızlık onların eliyle yaygınlaştı. Kabalık, nezaketsizlik, kuralsızlık onların eliyle geliştirildi. Özel hayat onların eliyle ortalığa saçıldı. 40 yıl boyunca ibadetini yaptıkları dinden hiç nasiplenmemiş olmak olur mu, sitemleri ile adeta veryansın ediyor eski mahallesine.“ www.diken.com.tr ”deki tarihi röportajın tamamını okumanızı tavsiye ederim. Levent Gültekin’in Erdoğan yerine Abdullah Gül’ü işaret etme fikrine asla katılmıyorum. Ancak kavganın perde arkasıyla ilgili tespitleri yerinde. Kuldan utanmayanların Allah’tan korkmadıklarını açıklaması da yürekli.. Gültekin’i takip etmeye devam edeceğim.