Allah’ın evini soydular!

Çocuğa uzanan o kanlı elleri, kadına uzanan dilleri, evlat acısı çeken anne yuhalatabilen zalimliği gördükleri halde “Allah’tan korkmadığına” ikna olmayan varsa hâlâ iktidarın;
O TOMA’larla ezilen insanlık onurunu,
O linç manşetlerini,
Çocukların suratında patlayan plastik mermileri,
Harladıkları ateşte yanan, her köşe başında birkaçı çaresizliklerini gözümüze gözümüze sokan 2 milyon insanın sefilliğini,
Suçsuz olduklarını bile bile çalınmasını gazetecilerin, askerlerin, doktorların, mühendislerin, hukukçuların hayatlarının;
Ölüme tahliyeleri,
Mezarda beraatları görüp de hâlâ Allah korkusu taşıyan Müminler olduklarına inananlar kaldıysa;
Şimdi artık anlamışlardır sanıyorum:
Allah korkusu yok bu iktidarın!
Allah’ın evini soydular!
Deniz Feneri’nin damda gezip miyav diyen hırsızlar imparatorunu, o tapeleri, ayakkabı kutularını, sıfırlanmak bilmeyen havuz dolusu paraları hatırladıkça “kul hakkı” demeye varmıyor bile zaten dilim de; zerre Allah korkusu olan kalbinde bu kadarını yapar mı?
Cami yahu, cami bu!
Uzatmışlar kabloyu, Allah’ın evinden seçim standlarına elektirik kaçırıyorlar!
Gezi protestocularının biber gazından kaçıp can havliyle camiye sığınmalarını çarpıtıp, aylarca, meydan meydan “Camiye ayakkabılarıyla girdiler, içki içtiler” diye bağıranlardan, şimdi en azından 7 Haziran’a kadar meydan meydan “Caminin elektiriğini çaldılar” diye de bağırmalarını bekliyoruz.
Mantık, bu ülkeyi “camiye ayakkabarıyla girenlere yedirmemek” için vatandaşına savaş açanların, bu ülkeyi cami hırsızlarına yedirmemek için cihat ilan etmesini gerektirir çünkü!
Hodri Meydan!
“Uzun adam”, “kısa adam” fark etmez; bakalım Allah’ın evine kalkan olup da hırsızlar hakkında “gereğini yapabilecekler” mi? Bundan ala sınav olmaz, göreceğiz; Allah korkuları mı daha büyük koltuk sevdaları mı? İman mı, iktidar mı?

Yazarın Diğer Yazıları