Allah korkun varsa susma
Ömrü vefa ederse, Gökçek ile ilgili 100 konuyu 8 Haziran’dan itibaren anlatacağını söylüyor Bülent Arınç.
Ya etmezse?
***
Ömrü diyorum;
“70 yıl garantili” mi dünyaya
geldi?
-Allah herkese uzun ve sağlıklı bir hayat nasip etsin tabii ama- bu işlerin fıtratında var; ya bir gece ansızın, 7 Haziran’da mesela; emri hak vaki olursa!
Arınç gibi tamam, “deneyimli”, “tecrübeli”,“camdan adam” da hepsinden önce “dindar” bir politikacı, sırf “AKP’yi yıpratmamak uğruna” , göze alacak mı sahiden bir ton “vebal” le çıkmayı Allah’ın huzuruna?
“Hâşâ” Erdoğan korkusu, imanın şartlarından caydıracak kadar bastırıyor mu Allah korkusunu?
***
Öyle ya, “ahiret inancı”nı muhafaza eden bir dindar;
“Haksızlığı biliyorum ama susuyorum” diyebilir mi?
“Hırsızlığı biliyorum ama susuyorum” diyebilir mi?
“Yolsuzluğu biliyorum ama susuyorum” diyebilir mi?
“Günah muhafızı” gibi!
***
Hesap gününde sorulduğunda;
“Doğrudur, ‘beytülmal’ı haysiyetli olmayan, makam sevdalısı, adam kayırmacılık yapan, terbiyesiz, birbiriyle çıkar ilişkisi içindeki bir gruba emanet ettik ama şahsen benim adım hiçbir akçeli işte geçmedi” diye mi savunacak Arınç kendisini?
“Dilimin ‘sayın’ demeye dahi varmadığı, vatan toprağını, namusunu yani milletin, hakkını, hukukunu parsel parsel peşkeş çekenlere göz yumdum çünkü dindar, hayırsever bir hanımefendi olan eşlerine çok saygı duyuyordum” diye mi savunacak?
“Dilsiz şeytan”lara özgü değil mi bu “günaha ortak olma” eğilimi; “camdan adam” eğilir mi? Eğilmeye meylettiği anda daha kırılıp dökülmez mi?
Hem sonra hani “alnı açık başı dik”ti?
İçinde azıcık Allah korkusu varsa -ki hep var olduğuna inandık biz bunca zaman- susma, tam tersine 8 Haziran’dan önce anlat bildiğin ne varsa;
Ki bu ülkenin Allah ile aldatılan
insanları düşmesinler kimsenin “kucağına” bir kere daha!
***
“Gözü açık adam”mış, “kimin nerede havlayacağını” bilirmiş; övüne övüne söylüyor bir de bunu millete!
Pardon da senin kendi “özgül ağırlığını” ısırtmayacak olmanın ne faydası var bana?
Ben nasıl koruyacağım kendimi “kula kulluğu geçtim, köpeklik ettiğini” söylediğin o azgınların hırslarından?
***
13 yıldır tek başına iktidarda olan partiyi kuran, yöneten ve hali hazırda hükümetin sözcülüğünü yapan, yani Türkiye Cumhuriyeti’ni sevk-idare eden kadro adına konuşan zat, memleketi “değneksiz köy” e çevirdiklerini anlatıyor ve milyonlarca insan bu sahneyi kahkahalar atarak izliyoruz!
“Oh” çekiyoruz;
“Nasıl birbirlerine girdiler!”
Çankaya Köşkü’nde, bağımsızlık karargahında Türk’ün, çıkmış “kahraman bakkal” pozları keserek “hayasız” ların, “tetikçi” lerin “kul hakkı” bilançolarını açıklıyor Arınç, etimizden, sütümüzden, yünümüzden, emeğimizden, iyi niyetlerimizden, saflığımızdan, çaresizliğimizden faydalanıp boğazımızdan geçen lokmaya kadar sömürmüşler bunu söylüyor;
Mest oluyoruz!
***
Özetle;
İnsan bazen gerçekten hayret ediyor!
***
Her ne kadar memleketi zirvesine kadar kaplayan yozlaşmayı, çürümüşlüğü, kokuşmayı ilk ağızdan onayladığı için teşekkür borçlu olsak da, asla bir onur, haysiyet, şeref ayaklanması sayılamaz Arınç’ınki;
“Onur”un onurunu, “haysiyet”in haysiyetini, “şeref”in şerefini kaybetmemesi için sayılmamalı!
Arınç “dindar bir politikacı” olarak şüphesiz iyi bilir ki “günah çıkarma” diye bir müessese yok dinimizde;
Ha “tövbe” var ama; nasıl soyup soğana çevrildiğimizi tape tape ortaya çıkaran “17-25 Aralık” sürecinde “ailecek sıfırlamacıların yanında olmak” la övünmezdi herhalde o zaman da!
***
Velhasıl;
Gururlanmayı geçtim artık sadece mensubu olmaktan tiksinmediğimiz bir toplumsal düzeni hayal ediyorum; o bile “vaha” gibi geliyor bu vicdan ve adalete dair ne varsa kurutan çöl ikliminde!