Allah ile aldatamamak
“Başbakan uluslararası kirli bir operasyon” demiş, son operasyon için.
Yolsuzlukları da mı “uluslararası” yaptı.
İki kamu bankasından alınan karşılıksız krediyle bir basın grubuna el koymak da mı “uluslararası”
Almanların asrın yolsuzluğu dediği Deniz Feneri olayını soruşturan savcıları, işinden “uluslararası” mı attı.
Gezi direnişinde ölenler, yaralananlar için kılını kıpırdatmamak da “uluslararası”nın işi mi?
Teröristlerle işbirliği yapıp hem ülkeyi hem Suriye’yi mahvetmek de mi “uluslararası” nın marifeti. Uluslararası, Esad’la işini bitirdi ama bizimkiler hâlâ düşmanlığı sürdürüyor.
Başbakan ve Dışişleri Bakanı başları sıkıştıkça “uluslararası”nı yardıma çağırırlardı. Hangi uluslararasıydı bu?
İşçilerle köylüleri topraklarından, fabrikalarından eden, Kürdistan diye bir bölge icat eden asıl “uluslararası.” Bunlara niye karşı koymadınız?
***
Bayramlarımızı, bayrağımızı, Atatürk’ümüzü aşağıladınız.
Durup dururken armatör, pırlantacı, malikane sahibi oldunuz.
Türk halkı bu bayramlarla ayağa kalktı. Bu düzeni değiştirmek gücüne yeniden kavuştu. Atatürk’ün
kendilerine tevdi ettiği bağımsızlık ve istiklali koruma işini, yani liderliği gençler ele aldı.
***
Yaşar Nuri’nin Allah İle Aldatmak kitabı çok revaç bulmuştu. Bir Allah, seccade, namaz, dua lafıyla halkın gönlünü çalan ve oyunu toplayanlar, Türkiye’yi dar-ül harp farz ederek kanunsuz ve hukuksuz talan edenler şimdi çıkmışlar “uluslararası” diye bir heyuladan bahsederek, yutkunup duruyorlar. Yani onların hiç kabahati yokmuş, bu iş siyasi mühendislikmiş. Zulüm üstüne zulüm, vebal üstüne vebal, günah üstüne günah işlediler.
“Takdire tedbir uymaz” der dururum. Ne yaparsanız yapın 180 değil, 1880 korumayla gezin isterseniz. Yasak koymadığınız şey bırakmayın. Üç kişi toplandı diye üstlerine gaz sıkın. Sanatı, özgürlüğü, bütün iyi şeyleri yok edin. Allah’ın takibinden kaçamazsınız.
***
Bülent Arınç, konuşmasında dik durmaya çalıştı ama başaramadı. Nihayet şunu söyledi: Hukuk herkese lazımdır. Milliciler 10-11 senedir bunu söylüyorlar. Büyük Allah onlara da söyletti.
Bunlar birbirlerini tanımıyorlar bile diyorlar. Aynı, tutsak subaylar ve bilim adamları için söylediklerimiz gibi. Bir de bir şey daha söyledi ki en şaşırtıcı olan oydu: Hükümetimizi yıpratmayın dedi. Ordumuzu yıpratmayın dediğimiz vakit “İyi ki bunlarla savaşa girmemişiz” diye gülüyordu.
***
Muammer Güler hâlâ görevinde. Atamalar yapıp duruyor. Telefon konuşmalarından birinde kendilerine engel olan bir emniyet müdürü için ‘onun kafasını koparırım’ demiş. Bir yandan onun bu faaliyetlerini dinliyoruz, bir yandan telefondaki oğluyla yaptığı konuşmaları. Akıl alacak gibi değil...
***
Allah’ı aldatamadılar. Benim bildiğim bu. Türk halkı ikinci defa Kurtuluş Savaşı verdi, veriyor.