TRT'nin Stadyum'unda bir de baktık sürpriz bir konuk var. Fenerbahçe başkanı baskın yapmıştı. Kulübün futbol uzmanlarından birini yanına alarak. TRT'ye dayandı.
Başkanın sinirleri bozuk hâli dikkatlerden kaçmadı. En büyük fırçayı Ersin Düzen'e attı. Ekranların yakışıklısına her sorusunda "Sen niye alınıyorsun" dedi. Belli ki başkan, Ersin'in iyi Fenerbahçeli olduğundan habersiz.
Tesadüf değil
TRT'de bu işler olurken CNNTURK'te Limitsiz Futbol başladı. Katılımcılar Mehmet Arslan, Tümer Metin, Bülent Yıldırım ve "ekran süsü" kızımızdı.
Tuhaf olan Arslan ve arkadaşlarının TRT'deki yayının kısa bir bölümünü seyredip bu kadar cevabı hazırlayabilmesiydi. Şaşırdığım, birbirlerinden habersiz iki programın iç içe geçmesiydi.
Kan davası mı?
Fenerbahçe başkanı ile "kessen Sarı-Lacivert akarlar"ın tartışması kolay biteceğe benzemiyor. Hava yumuşar mı? Bu didişmenin yarınki Tahkim Kurulu kararına kadar süreceği kesin. Fenerbahçe'nin baş vurusu kabul edilirse savaş sonlanabilir. Aksi halde karşılıklı çekişme asla bitmez.
Büyüğe cevap
Hıncal Uluç üstattan dün sabah birkaç mesaj aldım. Beni yanlış bilgi vermekle itham ediyor. Sanırım bir konuyu doğru dürüst anlatamamışım.
Benim bahse konu 1972 olimpiyatlarından alıntım Ahmet Cömert'in hakem olarak görev yaptığı boksla ilgiliydi. Bu branşta, altın madalya alamadık. Bu espriydi ve Orhan Ayhan'a ait.
***
ÖZEL NOT: Uluç ustanın çok okunduğum yolundaki iltifatına ise ayrıca teşekkür ediyorum.
Yaprak dökümü
Türk güreşinin efsanelerinden Kâzım Ayvaz da Hakk'a yürüdü. 1958 ve 1962'de Dünya Şampiyonu oldu. 1964 Tokyo Olimpiyatları'nda altın madalya kazandı. Eğitici olarak da önemli görevlerde bulundu. Efsaneye rahmet, ailesi ve güreş camiasına başsağlığı diliyorum.
Esas mesele
Ahmet Hakan Coşkun'daki doz azalınca, konuklara da yansıdı. Tartışmaların zehir zıkkım biberleri etkilerini azalttılar. Niye kimse saldırmıyor diye merak ettim. Cevabını Erdoğan'ın Berlin dönüşü çekilen fotoğraflarında yakaladım. Metin Özkan ve Ersoy Dede gibiler Cumhurbaşkanının hemen arkasındaydılar.
Ortalarda "malım var malım" diye dolaşan sözde haberci bayanlar da hatıra fotoğrafına girmişti. Böylece durum FETO şakşakçılarına hazırlanmıştı.
Mutfağa bak
Dün sabah arayanlardan biri de meslektaşım Erkan Yiğit'ti. Migros'un 13,90'lık hıyarı dahil tüm fiyat artışlarından söz etti.
Erkan benim gibi "peynir tutkunu." Bir ayda 19,95'ten 34,95'e zıplayan tost kaşarına akıl sır erdirmeye çalıştık.
Emeklinin durumu ortada. Maaşı aldığı gün bitiyor.
Konu mutfak malzemelerine gelince, burada SETA'cı Doç. Dr. Hasan Basri Yalçın'a susmasını öneriyorum.
Önce boz sonra düzelt
İstanbul'da programının canlı yayını başlayınca, dikkat kesildim. Baktım, Türk müziğini diskotek gösterilerine çevirenler eskiye dönmüştü. "Adam gibi" bir yayın seyrettik.
Stüdyo ışıl ışıldı. Ne sis bombası atıldı, ne de bambum müziği verildi. Sormak istiyorum; "o soytarılıklara gerek var mıydı?" Eski bir reklamdaki gibi "Yöneticimiz uyuyor mu" idi?
TRT Müzik'e devam
Harman Yeri de canlılardandı. Şef Ömer Hayri Uzun'u da kutlamayı ihmal etmeyelim. TRT'de 30. yılını kutladı. Şeflikte ise 15. yıl. Bunlara ulaşmak öyle kolay değil. Uzun kardeşimi kutluyor ve gözlerinden öpüyorum.
***
İmamoğlu, Vahap Koculu, pek çok okurum gibi aynı görüşte:
"Öngörüleriniz elbette size inananlar, sevenler ve benim için değerli bilgilerdir. Sormak istediğim Ekrem İmamoğlu'nun Cumhurbaşkanlığını kazanacağını işaretliyorsunuz. Bu kazanç Türkiye için hayırlı mı olacaktır? Cumhurbaşkanı donanımına sahip olarak görebiliyor musunuz? Belki erken ama yine de sabredemedim. İlerideki günlerde yazılarınızda bahsedersiniz diye düşündüm. Sağlıklı bir ömür dileğimle."
Buna bir kıssa ile cevap vereceğim; Adam iki yemeği test etmiş. "Hangisi daha iyi" diye sormuşlar. O da "Tabii ki ikincisi" demiş. Sebebini şöyle açıklamış; "İlkinden daha kötüsünün yapılması mümkün değil."
GÜNÜN SÖZÜ
Mini etek, istediğin şeyi göstermez... Alex Ferguson
