Algıyla dış ticaret yürümez
Geçen hafta TÜİK , Ocak- Ağustos 8 aylık dış ticaret verilerini açıkladı. Ticaret bakanı ; "Bildiğiniz üzere Türkiye, ihracatta 2021 yılında yakaladığı başarıyı 2022 yılının ilk 8 ayında da devam ettirmiştir. Geride bıraktığımız ağustos ayında ihracatımız, geçtiğimiz yılın aynı ayına göre yüzde 13 artışla 21,3 milyar dolar olmuştur. '''' diye açıklama yaptı.
Gerçekte ise mesele tek başına ihracat değil , Türkiye''nin dış ticaretidir. Dış ticarette ise hezimet yaşıyoruz. Ağustos ayında İhracat 13,1 arttı ve fakat ithalat çok daha fazla yüzde 40,4 , dış ticaret açığı da fahiş düzeyde yüzde 159,9 oranında arttı.
Eğer dış ticaret açığı yüzde 159,9 oranında artmışsa, bu duruma bile ihracatta başarı diye algı yaratmak ; kamu oyuna yanlış bilgi vermektir. Düşünen insanlar için akla zarar bir yanlıştır ve bu yanlışı AKP iktidarı hep yapıyor.
Bu günkü Hükümetin dış ticaret anlayışı içinde , ekonomide her şey düzelse bile , bu kadar yüksek dış açıkla istikrar sağlanamaz. Dış açıklardan kurtulmak için ''''üretimi ithalata bağımlı olmaktan nasıl kurtarırız ve nasıl bir dış politika uygulamamız gerekir ? '''' sorularına cevap bulmak önemlidir.
1.İthalatın yapısı , üretimin ithalata bağımlı olduğunu gösteriyor.
Toplam ithalat içinde yatırım malı oranı , ancak mevcut yatırımların eskiyen aşınan ve yenilenmesi gereken parçalarına yani amortismanına yeter. Demek ki yeni yatırım yapılmıyor.
İthalat içinde tüketim malı ithalat oranı düşüktür.
Toplam ithalat içinde , Aramalı ve Ham madde ithalatının payı yüzde 81,6'' dır. Bu demektir ki Türkiye üretimde kullanmak için aramalı ve hammadde ithal ediyor ve yüksek dış açıklar veriyor.
Dış açılardan kurtulmak için bu aramalı ve hammaddenin bir kısmını Türkiye de üretmeliyiz. Bunun içinde bu sektörde bir süre ithal ikameci politikalar uygulamalıyız ve yüksek teşvikler vermeliyiz.
2. Dış ticaret politikasını değiştirmek zorundayız.
Ocak- Temmuz ilk 8 ayda ihracatımız içinde ilk üç sırada yer alan ve 10 milyar dolar üstünde olan 3 fasıl var… Ama aynı üç fasıldan ikisinde ithalat toplamı daha yüksek oldu.
· ilk sırada yer alan 87 numaralı Motorlu kara taşıtları faslında , ihracatımız daha yüksek 16,7 milyar dolar , ithalatımız ise 10,4 milyar dolar oldu.
· İkinci sırada yer alan 84 Numaralı Mekanik cihazlar ve aletler faslında ,ihracatımız 14,3 milyar dolar , ithalatımız ise daha yüksek 21,5 milyar dolar oldu.
· Üçüncü sırada yer alan Demir Çelik''te ihracatımız 11 milyar dolar , ithalatımız ise yine daha yüksek 11,1 milyar dolar oldu.
· İlk üç sırada yer alan ihracat fasılları toplamı 42 milyar dolar , ithalat fasılları toplamı daha yüksek 43 milyar dolar oldu.
Öte yandan , aynı 8 aylık dönemde ;
· Avrupa birliği ile olan dış ticaretimizden dolayı 7,7 milyar dolar fazla verdik.
· Rusya ile olan dış ticaretimizden dolayı 33,8 milyar dolar açık verdik.
· Çin ile olan dış ticaretimizden dolayı 28 milyar dolar açık verdik.
· Rusya ve Çin''e karşı verdiğimiz dış ticaret açığı toplam dış ticaret açığımızın dörtte üçünü oluşturdu.
2003 -2022 Ağustos ayı dahil , Türkiye toplam 904,9 milyar dolar, yani bir yılda yarattığı net katma değer- GSYH'' dan fazla , açık verdi.
Bu sonuçlara göre şu tespitleri yapabiliriz ;
1.Montaj sanayiinden , ileri teknolojiye geçmek zorundayız. İhracatta yüksek teknolojinin payı yüzde 3 dolayındadır. AR-GE'' harcamalarını artırarak , devlette AR-GE harcamalarını ,yandaşlar yerine daha objektif ve liyakata göre dağıtarak , beyin göçünü önleyerek , Üniversiteleri ideolojik tasalluttan kurtararak yüksek teknoloji üretebiliriz.
2. Çin'' e kota ve vergiler getirip , Çine olan açığımızı yılda 30 milyar dolardan birkaç milyar dolara düşürebiliriz. Rusya''dan yüksek fiyatla aldığımız doğal gaz için alternatifler arayabiliriz. Bu iki ülke devlet olarak aynı zamanda yüksek komisyonlar veriyor. Bu komisyonlar fiyat dengesini bozuyor. İthalatta objektif kriterler getirerek ; adam , vakıf , cemaat , tarikat imtiyazlarını kaldırıp , bu komisyonları kesebiliriz.