Albayraklar mı?.. Suat Kılıç mı?...

İktidar partisinde Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç üzerinden patlayan krizin ince ayrıntılarını sizlere dünkü yazımda ulaştırmıştım.
Lafı fazlaca uzatmaya gerek yok.
Suat Kılıç’ın oldukça yakınında çalışan bir bürokrat, krizin pimini, yönettikleri  Yeni Şafak gazetesinden çeken Albayrak Grubu ile aralarında neler olduğunu, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın büyük kavgada kime neler dediğini ve kimden yana taraf olduğunu kendi cephelerinden anlattı. Üstü kapalı (!) nazikçe (!) aldığım tehditleri de bir tarafa bırakalım.. Bakan Suat Kılıç’ın yakın çalışma arkadaşı ile yaptığım görüşmeyi özetleyerek aktaracağım. Yine, hayretler içerisinde okuyacağınıza eminim..
Bürokrat: Yenişafak ile bir kavgaya girildi. Bu kavganın perde arkasını bilmediğiniz için herkes her tarafa çekiyor. Hasan Albayrak (Kredi Yurtlar eski Genel Müdürü -aht-) bunların amcasının çocuğu. Hasan Albayrak’ı biz almadık, Başbakan aldı. Hasan Albayrak Of’lu, Bakan Of’lu, yani hemşehrisi olan bir adam. Hasan Albayrak 10 yıl bu görevi yaptı artık bu görevinin sona ermesi gerektiğini söyledi ve o yeni atanacak kişiyi de Başbakan buldu getirdi. Şöyle söyleyeyim bizim genel müdürlerimizin 5’ini de Başbakan verdi bize. Kimin alınacağına, kimin gideceğine, kalacağına Başbakan karar verir. Daha Bakan göreve gelir gelmez, kadro -bakanlık bütün yapılanma devam ederken Başbakan, Hasan Albayrak’ın görevden alınmasını istedi. Tam tersine bizim Bakan o zaman ‘tecrübesi var, birikimli, biz de bu sahayı çok bilmiyoruz tecrübesinden yararlanalım’ deyip tuttu onu o koltukta. ‘Ya ben ya o deme şansı yok’ zaten. İkinci nokta şu, bilmediğiniz ve asıl bomba şu; bu Albayrak olayı bardağı taşıran son damla. Trabzon Akyazı Stadyumu deniz dolgu üzerinde dünyada ve Türkiye’de ilk stadyum burası. Bu stadyumun deniz dolgu işini Albayrak Grubu üstlendi. Bizden önce Nafiz Özak döneminde verilmiş bu iş. Fakat geçen sene bir şey oldu, yarıya kadar doldurulmuş olan deniz dolguyu Karadeniz’in dalgaları aldı götürdü. Yeniden doldurmak zorunda kaldı Albayrak Grubu. Yeniden doldurunca zarar etti adamlar deniz dolgu işinde. Bunun üzerine geldi adamlar Başbakan ve bizim Bakanla görüştüler. Dediler ki ‘Biz bu dolgu işinden zarar gördük, stadın ihalesini de bize verin dediler’ adamlar. Haklı olarak zarar ettikleri için belki. Bunun üzerine dedik ki; ‘böyle bir şey olamaz’ çünkü o açık ihaleye tabi ve bunu da biz yapmıyoruz TOKİ yapıyor stadyum işlerini. Biz 25 tane stadyum yapıyoruz Türkiye’de 25’ini de TOKİ ihale ediyor biz hiç karışmıyoruz bile. Niye? Bu tür şaibeler çıkmasın Suat Kılıç döneminde diye. Biz bunu strateji olarak 25 stadyumun 25’ini TOKİ’ye yaptırıyoruz. İhale süreçlerine en ufak bir müdahalemiz yok. TOKİ bunların talebini dikkate almamış. Erdoğan Bayraktar da bunlarla hemşeri. ‘Kardeşim siz sözünüzü tutmuyorsunuz zamanında işinizi bitirmiyorsunuz’ deyip ihaleye bile almamış. Hikâye bu, kavga bu. Onlar da zannediyorlar ki bu süreçleri Suat Kılıç koordine etti.
Ahmet Takan: Yenişafak ve Albayraklar, Tayyip Erdoğan’dan izinsiz ve habersiz böyle bir manşeti atabilirler mi?
B: Binali Yıldırım’a TAV Bakanı dediler. Deniz Otobüsü İşletmesi ihalesine girdiler, alamayınca TAV Bakanı mı ne bakanı diye aylarca... Arşivine bak. Şimdi bu stadyum işini, TOKİ bunlara güvenmemiş ihaleye davet etmemiş. Ha bunlar da tutmuşlar gitmişler Kamu İhale Kurumu’na ihalenin iptali için başvurmuşlar. İhaleyi başka bir firma kazandı Trabzon’da. TOKİ’nin yaptığı ihaleyi. Başbakan da ‘bunlar fazla oluyor kardeşim artık yeter bu Albayrak Grubu’nu sırtımda taşıdığım’diyip rest çekiyor. Bir rest çeken var ama o Suat Kılıç değil tam tersine Başbakan ‘yeter bu Albayrak Grubu fazla oldu’ diye.
A.T: Peki, Hasan Albayrak’tan ne sıkıntısı vardı Başbakan’ın, neden alınmasını istedi?
B: Hasan Albayrak, Kredi Yurtlar Kurumu’nda, Binali Yıldırım ile bir sözleşme imzaladık. Yılbaşından itibaren bütün yurtlarda internet uygulaması başlayacaktı. 2 Kasım’da Başbakan, Binali Yıldırım, bizim Bakan protokolü  birlikte imzaladı. Başbakan’ın huzurunda imzaladık. 1 Ocak itibariyle bütün yurtlarda internet başlayacaktı. Bugün ayın kaçı? 10 Mayıs. 1 Ocak’ta başlayacak internet işi hâlâ yürürlüğe girmedi, adamlar direndikçe direniyor, yapmıyorlar ve her yerden öğrencilerden ‘hani bedava internet’ tepkileri geliyor. Hasan Albayrak internetin kurbanı oldu. Hâlâ uygulamaya geçemedi. Kardeşim eğer sen 1 Ocak’ta uygulamaya geçemeyeceksen Başbakan’a o sözü söyletmeyeceksin.
Görüşmemizin tam bu bölümünde söz Suat Kılıç’ın Bakanlıkta görev verdiği Flamenko dans uzmanı müşavire geldi. Bakanın yakın çalışma arkadaşı, söz konusu hanımefendiyi çok eskiden tanıdığını ve işsiz olduğu için iş verdiğini kaydetti;
B: Mersin Akdeniz Oyunlarında Mersin’de görevli. Bu kadar basit. Kanal D’den bir arkadaşı ve işsiz kaldığı için ‘gel kardeşim, git Mersin’de geçici görevde çalış’ dedi.
A.T: Peki, başka bir yerde iş vermedi mi, Bakanlıkta?
B: Kredi Yurtlar Kurumu’nda verdik. Kredi Yurtlar Kurumu’nda bir film çekiminde görev verdik. Fragman filmi hazırlamada. Zaten haber de oradan çıkıyor. Ama kız, kredi yurtlarda bir süre görev yaptı. Geçici olarak işte o. Başbakan’ın imzaladığı internet sözleşmesinin yapıldığı günkü kısa metrajlı Kredi Yurtlar filminin hazırlanmasında kız görev yaptı. Zaten kaynak da oradan geliyor. Yok, kız Flamenko danslarında uzman. Bize ne!. Belki sen de satrançta uzmansın. Ama kız Mersin’de görevliydi. Mersin’de kadrolu. Bir ara sadece Kasım ayının 10’unda geldi Kredi Yurtlar’la ortak film çevirmeye, Bakanlıkta film çekmeye çalıştılar hani televizyoncu kimliği sebebiyle sonra çıkıp gitti.
Ciddi söylüyorum. Orada sen bir haksızlık ediyorsun çünkü bak sen de özel hayatı, yaşamı olan bir adamsın, yani
ayıptır..
A.T: Benim özel hayatım ortada. Herkes her istediğini diyebilir. Ben de onlara cevap veririm. Peki, bu Yenişafak’ın manşetinden sonra Başbakan ile görüştü mü Suat Kılıç?
B: Tabii Başbakan aradı. Dediği şu, ‘sen aldırma yoluna devam et.’

Yazarın Diğer Yazıları