Al sana "ümmet"!
Kendini, "Suriye krizi ve Filistin meselesi başta olmak üzere, ümmetin yüreğini dağlayan her yarayı sarmaya" adayan AK Parti iktidarı, "81 milyon vatandaşımız ve 6,5 milyonluk diasporamız yanında, Afrika'dan Asya'ya ve Amerika'ya kadar dünyanın dört bir yanında yüz milyonlarca kardeşimiz" olduğunu savunuyordu!
Yemeden içmeden, Barış Pınarı Harekatı'nı "kabul edilemez" bulduğunu ilan eden ilk uluslararası kuruluşlardan biri Arap Birliği oldu!
***
Irak, Suriye, Ürdün, Suudi Arabistan, Bahreyn, BAE, Umman, Libya, Tunus, Cezayir, Fas, Moritanya, Cibuti, Komorlar, Sudan, Suudi Arabistan…
Türk Dışişleri'ne sorsan;
"Ortak kültürel ve tarihi bağlara dayanan ve son yıllarda ivme kazanan ilişkilerimizin olduğu" Kuveyt!
"İsrail savaşının ertesinde acil onarım ve yeniden imarına kapsamlı yardım" sağladığımız, "siyasi krizin çözümünde yapıcı rol" oynadığımız, "BM Geçici Görev Gücü UNIFIL'e kuvvet katkısı ve Başbakan Refik Hariri'ye düzenlenen suikastın aydınlatılması amacıyla BM Güvenlik Konseyi kararı ile kurulan Özel Mahkemeye maddi destek" de bulunduğumuz, "dost ve kardeş" Lübnan!
"Köklü tarihi ve kültürel bağlara sahip" olduğumuz, "barış, istikrar ve toprak bütünlüğünü" desteklediğimiz ve "bütün platformlarda bu yönde çaba" sarfettiğimiz, "insani yardımlarımızı" sürdürdüğümüz Yemen!
"Yaşadığı büyük kuraklık felaketine uluslararası toplumun dikkatini çekerek, uluslararası izolasyonunun kalkmasına vesile" olduğumuz, "TİKA, Kızılay ve sivil toplum kuruluşlarımızın katkılarıyla ülkemizin en büyük yurt dışı operasyonunu yaptığımız", "insani yardım ve kalkınma alanında yarım milyar ABD dolarını geçen yardımda bulunduğumuz", "kurumsal sistemin bulunmadığı ve her türlü altyapı desteğine ihtiyacı olan ülkenin eğitim, sağlık, ulaşım, tarım… aklınıza gelebilecek her alanda yeniden inşa sürecine büyük katkı sağladığımız", Cumhurbaşkanı'nın ifadesiyle "Kimse gitmezken, gittiğimiz… 'Benim' diyen ülkelerin büyükelçilikleri yokken dünyada en büyük büyükelçiliğimizi açtığımız… Hastaneler kurduğumuz, okullar açtığımız" Somali!
Dünyada "devletini ilk tanıyan ülkelerden olduğumuz", "BM'ye 'üye olmayan gözlemci devlet' statüsünde katılımını destelediğimiz", "TİKA üzerinden Batı Şeria, Gazze Şeridi ve Doğu Kudüs'te insani yardım projelerini desteklediğimiz", "Türk Kızılayı aracılığıyla Gazze Şeridi'ne yönelik başarılı kalkınma ve insani yardım projeleri yürüttüğümüz", "sağlık, tarım, teknik yardım, kültürel mirasın korunması, su temini, okul ve hastane inşası ile polis eğitimi gibi alanlarda" yanlarında olduğumuz, "AFAD'ın bölgede ofisi olmamasına rağmen, UNRWA aracılığıyla un yardımı faaliyetlerine devam ettiği", "2006-2015 yılları arasında yapılan resmi kalkınma yardımımızın yaklaşık 375 milyon ABD Doları'nı bulduğu", "2014-2017 yılları için 200 milyon ABD Doları tutarında yardım taahhüt edip ilk bir yılda yarısını gerçekleştirdiğimiz", "Tubas Türk Hastanesi ve Nablus Kız Okulu'nu inşa ettiğimiz", Cumhurbaşkanı'nın her fırsatta "İlk kıblemiz Kudüs'ü, işgalcilerin ve devlet terörü uygulayanların ihtiraslarına terk etmeyeceğiz. İsrail ve Amerikan yönetimlerinin Kudüs'ün izzetini ve onurunu ayaklar altına alan tacizlerine karşı mücadelemizi diplomaside en üst düzeyde vereceğiz" diye bas bas bağırdığı, BM kürsüsünden "Türkiye mazlum halkının yanında olmaya devam edecektir" diye haykırdığı Filistin!
Türk Dışişleri'ne sorsan, "Diplomatik ilişkilerimiz bir süredir maslahatgüzar seviyesinde sürse de, ortak tarihi mirastan güç alan köklü ekonomik ve toplumsal bağlarımızı muhafaza ettiğimiz" Mısır'ın çağrısıyla hem de!
***
"Besle kargayı…" diye başlayan o özlü sözün tam yeriyken, dün baktım, "millet", "ümmet" afyonlamasından uyanmasın diye hâlâ algı operasyonu çekmeye çalışıyorlar yandaş medyada:
"Münbiç'te duvarlara, 'Ey Erdoğan İslam ümmetini kurtar' yazdılar!"
***
Kimse kusura bakmasın ama, serde mazoşistlik yoksa, bu saatten sonra hâşâ "peygamber ilan etseler" kanmaması lazım kendini dindar, muhafazakar diye tanımlayanların da bu masallara!
Ahmak gibi mi duruyoruz?
Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el-Maliki, Barış Pınarı Harekatı'na karşı çıkan Arap Birliği'ne üye Filistin'in, Türkiye'ye destek vermediği iddialarının doğru olmadığı söylemiş ve "Filistin, Suriye'nin kuzey sınırında olanlara dair hiçbir açıklamada bulunmadı, bulunmayacak" demiş.
Peki, Macaristan'ın AB'ye yaptığı gibi, Arap Birliği'nin karşısına geçip "Ben bu karara ortak olmuyorum" demiş mi?
Dememiş.
Kendileri kaypak olabilir ama biz ahmak değiliz!