AKP'yi ürküten tablo!..

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun açıklamalarına bakılırsa, Fethullah Gülen'in Türk vatandaşlığından çıkarılması ile ilgili işlemler Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın imzasına kalmış...

AKP iktidarı şöyle düşünmüş olmalı; Amerika'da yapılan tüm girişimler, rahip Brunson, Halkbank vakası ve Suriye konusunda verilen tüm tavizlere rağmen, madem ABD Fethullah Gülen'i iade etmedi, o zaman biz vatandaşlıktan atalım da görsünler!!!

Açıklamalarına eklemiş ki Süleyman Soylu, "vatandaşlıktan atılsa bile Gülen'in iadesi için çalışmalar devam edecek..."

Oysa ABD'nin cemaat liderini iade etmesi zor görünüyor... Hele de Suriye'de, İran ve Rusya'ya karşı diplomatik savaş verilirken, PKK'nın bölgedeki yöneticisini Twitter üzerinden pohpohlayan, casusluk, FETÖ ve PKK ilişkisi nedeniyle İzmir'de tutuklanan rahip Brunson'un iade edilmesi için Ankara'ya tehditler savuran Trump, Amerika'daki bir çiftlikte barınmasına göz yumulan Gülen'i iade eder mi?..

Tarih herşeyde olduğu gibi, okyanus ötesinden Türkiye'ye uzanan ilişkilerin perde gerisini elbette yazacaktır ama konumuz Beyaz Saray'daki sıkı fıkı muhabbet görüntülerine rağmen Gülen konusunda taviz vermeyen ABD'nin sinsi tavrı değil...

Gidişat şunu gösteriyor; Gülen memlekete gelse ne olur, iade edilmezse ne olur ki?..

İşte bu sorunun içerisinde öyle ürkütücü bir devinim var ki ve o gidişat cemaatin halen devlet içerisinde pusuda olduğunu gösteriyor ki, işte bu durum Türkiye Cumhuriyeti'nin geçmişte yaşadığı travma, gaflet-dalalet ve hıyanetin yanı sıra, gelecek açısından da ne kadar sıkıntılı bir döneme sürüklendiğini kanıtlıyor...

TSK, mürit, takiye!..

Evet; durmak bilmeyen dehşet verici bir atraksiyonun ortasında, her geçen gün bir farklı versiyonu, farklı bir seansı gündeme gelen, sinsi bir kuşatmanın pençesindeymiş Türkiye!..

Çünkü iki ürkütücü yanılgıyı da deşifre etti, etmeye devam ediyor gidişat...

Toplumun önemli bir kesiminin güvendiği dağlara kar yağdığını da gösteren; gizemli, bir o kadar da korkutucu yanılgının hakimiyeti giderek büyüyor...

Hani, o her yıl Gazi'nin Kara Harp Okulu'na girişi yıldönümünde, "Mustafa Kemal" denildiğinde, "burada" diye bağıran binlerce askerin çığlığındaki bir yanılgıyı da seslendiriyor gidişat!..

Atatürk'e gerçekten inanmış, Cumhuriyet'in askeri olan ordu mensuplarını aynı eleştiri içinde tutmadan söylemek gerekiyor; Mustafa Kemal Atatürk uzun yıllardır neredeymiş acaba Türk Silahlı Kuvvetleri'nin içinde?..

Kara Harp Okulu'ndaki her kuruluş yıldönümünde binlerce öğrencinin Atatürk için "buradaaaa" diye seslenmesi sinsi bir takiye miymiş?..

En önemlisi de; Harp okulundan mezun olan onbinlerce öğrenciden acaba kaçı son 25 yılda, Atatürk'ün adı okunduğuna yürekten- içten- inanarak- samimiyetle "burada" diye bağırmıştır ki?..

15 Temmuz 2016'da, cemaatin "darbe" girişimi ile birlikte ortaya saçılan örgütlenmenin boyutları, dehşet verici gidişatı ve durmayan sonuçları da gösteriyor ki, Atatürk için yıllardır, "burada, içimizde" diye bağıranların çoğu aslında cemaatin içindeymiş!..

Meğer ağırlıklı olarak Atatürk yokmuş orada, aslında cemaat varmış, asker kılığında müritler varmış, üniformaya saklanmış molla-militanlar varmış!!!

Yukarıdaki keskin saptamalar boş bir suçlama ve dedikodu içermiyor, tam aksine devletin FETÖ'ye yönelik 2016'daki "darbe" girişiminden itibaren yürüttüğü operasyonun bilançosuna dayanıyor...

Tam 559 bin kişi..

TBMM'de plan-bütçe komisyonunda açıklamalar yapan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, FETÖ ile mücadele kapsamında tam 559 bin kişiye işlem yapıldığını belirterek, 261 bin 700 kişinin gözaltına alındığını, 91 bin 287 kişinin tutuklandığını, halen 26 bin 952 kişinin tutuklu olduğunu söyledi...

Bilançodaki vahameti rakamlar anlatmıyor; sayılar, devletin nasıl yıllar boyu gaflet- dalalet- ihanet içerisinde uyumuş olmasına dikkat çekiyor...

Yeryüzündeki birçok devletin nüfusundan bile kalabalık bir kitleye "terör örgütü" gerekçesiyle operasyon yapılmış bu ülkede...

Ve yüzbinlerce insanın içerisinde, bırakın esnafı, alt tabakadaki memuru, işçiyi, tarikat-cemaat müritlerini; asıl ürkütücü yapı "devletin bekası" diye de nitelendirilen ordu mensuplarının toplamı...

Silahlı kuvvetlerden FETÖ gerekçesiyle ihraç edilenlerin sayısı onbini aşmış olmalı...

Çoğu tutuklu olan bu insanların büyük bölümünün üst düzey rütbeliler olması, TSK'nın nasıl kuşatıldığını çarpıcı biçimde gözler önüne sererken, dayatılan yanılgıyı da sarsan gelişmeler bitmiyor...

Çünkü darbe girişiminin üzerinden 3 yıla yakın süre geçmesine rağmen, FETÖ operasyonları durmuyor..

Ve ilginç olanı, bu operasyonlar en çok da TSK içerisinde yoğunlaşıyor...

Geçen aylarda, geçen haftalarda ve dün de devam etti operasyonlar...

Baksanıza; Hava Kuvvetleri Komutanlığı'ndan ihraç edilen 92 kişi hakkında dün gözaltı kararı verildi. Şüphelilerden 53'ü, 22 ilde düzenlenen operasyonlarla gözaltına alındı.

Ayrıca, Bursa merkezli 23 ilde FETÖ'nün askeri mahrem yapılanmasına yönelik soruşturmada 46 kişi hakkında yakalama kararı çıkarıldı...

Büyük operasyon kapıda!...

Evet; FETÖ'ye karşı başta TSK içinde olmak üzere, devletin her kademesinde aralıksız sürdürülen operasyonlar rejimin radikal dinci bir yapı tarafından neredeyse tamamen kontrol altına alınmış olmasını da deşifre ediyor...

Peki, FETÖ devletten temizlendi mi?..

Bu sorunun yanıtını İçişleri Bakanı Soylu önceki gün TBMM'deki konuşmasında şöyle verdi;

"Şu anda FETÖ'ye yönelik büyük bir operasyon hazırlıyoruz... Ben, onların bu noktada olabileceğini, düşünüyor değildim. Ancak ortaya çıkardığımız operasyonu kamuoyu gördüğü zaman benimle aynı kanaate sahip olacaktır... Terörist başı FETÖ, Amerika tarafından muhafaza edildiği sürece, Avrupa onları koruyup kolladığı sürece, 'FETÖ tehlikesi bitti' demek zavallılıktır."

Soylu'nun açıklamaları ve beklenen operasyon da gösteriyor ki, 559 bin kişi soruşturmadan geçmesine rağmen FETÖ örgütlenmesi aklın sınırlarını zorlayacak boyutlara ulaşmış...

Buna sebep olan devlet ve siyaset bakalım bu vahameti nasıl temizleyecek?..

Yazarın Diğer Yazıları