AKP'nin seçim planı
Balon gösterileriyle adaylıkta ısrar eden Melih Gökçek, Kemal Kılıçdaroğlu ile giriştiği tartışmada kelimenin tam anlamıyla morardı. Bugüne kadar rakiplerini konuşturmamak gibi bir taktik ile sorulan soruları değil de ezberlediklerini anlatarak üstünlük sağladığını zanneden Melih Gökçek’ten sadece Ankara’lılar değil son partisi AKP de kurtulmaya karar vermiş durumda.Gökçek’i TBMM’de özel yasa çıkararak yargılanmaktan kurtaran AKP 29 Mart seçimlerinde oy kaybetmeyi göze alamıyor mu ? Ankara’yı kaybetmektense Melih Gökçek’ten kurtulmayı yeğleyen Erdoğan’ın daha önce söz verdiği Turgut Altınok’u tercih etmeyerek eski ASO Başkanı Yeni Bakan Zafer Çağlayan’ı işaret edeceği iddia ediliyor. Başkent esnafının illallah çektiği Gökçek’in kayıplarını Zafer Çağlayan ile telafi etme planı konuşuluyor. Akla yatkın bu formüle rağmen Çağlayan’ın Tayip Erdoğan’ın çekirdek ekibinden olmadığını, onunla Ankara’yı kontrol edemeyeceğini ifade edenler İSKİ ve DSİ Genel Müdürlüğü’nden gelip Orman Bakanlığı koltuğuna oturan Veysel Eroğlu’nu açıklayacağını söylüyorlar. Böylece Gökçek’in Ankara’daki içme suyu bozgununu Eroğlu ile telafi edeceğine inanıyorlar. Bir çok bakanlıktan daha etkin bir makam olan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı makamı için sadece Çağlayan ve Veysel Eroğlu değil diğer bakanların da bu göreve talip olabileceği biliniyor.Hatta Diyarbakır’ı işaret edip 1 yıldır sessiz ama derinden bu ilde çalışan AKP’nin kesin sonuç alabilmek için Tarım Bakanı Mehdi Eker’i aday gösterebileceği de gelen adaylar arasında.Seçim öncesi Bakanlar Kurulu’nda ciddi bir revizyon ihtiyacı isteyen Erdoğan’ın çekmecesindeki istifa dilekçelerinin 2009’un ilk günlerinde işleme konularak değişen bakanların Büyükşehir adayı yapılacağı çok sağlam kaynaklarca teyit edildi.
Bakalım bütün bu formüller Tayyip Erdoğan’a sonunda “Kantarın topuzunu fazla kaçırdık” itirafında bulunduracak mı ? Kantarın topuzu tanımı Turgut Özal’a aittir. Daha önce yazdığım gibi Özal 1984 seçimlerinde Malatya hariç tüm belediyeleri kaybedince bu sözü söylemişti. Oysa Özal gücünün zirvesinde bazı belediyelerden kurtulmak için bazı isimlerde ısrar etmişti. Çünkü ekonomi bozulmuş, belediye giderleri hükümetin bütçesine ciddi yük olmuştu. Kimileri Özal’ın 89 seçim mağlubiyetinden dolayı belediye ödeneklerini kestiğini iddia etse de kararı çok önceden aldığını biliyoruz. Nitekim Özal’ın ANAP’ı bu belediye yükünden kurtulduktan sonra bile birdenbire erimedi. Yıldırım Akbulut ve Mesut Yılmaz’ın Genel Başkanlıklarında iki dönem daha iktidarın ucundan bucağından tutabilmişti.
AKP’nin iktidar olmasını sağlayan en önemli etkenlerden biri olan belediyeler kantarın topuzunu öyle kaçırdı ki kaldırım taşlarından parklara havai fişekli konserlerden odun, kömür, gıda yardıkları gibi hesapları şüpheli harcamalar bumerang misali AKP’ye geri dönmüş durumda. Üzerine küresel mali kriz de eklenince Erdoğan’ın belediyecilikten gelmesine rağmen belediye yükünden kurtulmayacağı anlamını çıkaramayız. Hele hele Ankara Büyükşehir’in devlete olan milyarlarca dolarlık borcu AKP kurmaylarını Gökçek ile beraber bu yükten kurtulma formülüne itmiş olamaz mı ? Bu ihtimal dahilinde olmasına rağmen tüm belediyeleri kapsamayacaktır. AKP özellikle orman arazilerinin bulunduğu il ve ilçelerde seçime çok ciddi atılarak kamuoyunda 2 B olarak bilinen yasayı çıkararak orman arazilerinden yandaşlarına rant sağlamaya çalışacaktır. Kimilerine göre komplo teorisi olan bu sözlerin altını lütfen çiziniz.
Kantarın topuzunu ince planlarla kaçırır gibi yapacak olan AKP geldiği gibi gitmek yerine iktidarını ortak olarak da birkaç dönem daha sürdürmek için ifade etmeye gayret ettiğim formülü uygulamaya çalışacaktır. Peki bu durumda Melih Gökçek ne yapar ? Bedrettin Dalan gibi hırslanır parti bile kurar mı ? Sayın Dalan yıllar sonra hata yaptığını söyleme erdemini sergiledi ve eğitim işinde başarılı oldu. Gökçek’in Dalan’ın erdemine sahip olabilir mi bilemem...