AKP’nin MHP tuzakları!
“Bu konu benim için kapandı” derken “İnşallah” demeyi unutmuş olmalıyız ki, bugün de 2011 seçimleri konusunda bir şeyler söyleme ihtiyacı hissettik. Son yazılarımızda, arkasına iç ve dış pek çok unsuru da almış olan AKP’nin, “MHP’yi Meclis dışında bırakma stratejisi”ni örnekleriyle işledik. Vermek istediğimiz, “Ey MHP’liler, en kötüye göre gayret kuşağını kuşanınız” mesajı idi.
Niye?
Niye olacak, pek çok iç ve dış unsur ve AKP ısrarla MHP’yi Meclis dışında tutmak istiyorsa, demek ki, MHP’nin üstelik çok güçlü bir şekilde Meclis içinde olması millet için bir beka meselesiydi. MHP’nin Meclis dışında kalması demek, Meclis çatısı altında AKP’nin, BDP’nin ve bir de AKP’leşmiş CHP’nin kalması demekti. Geçtiğimiz sekiz yılda bir tek AKP’nin onca muhalefete rağmen Türkiye’yi parçalanma noktasına getirdiği göz önünde bulundurulduğunda, 2011’de oluşacak MHP’siz bir Meclis’in Türkiye’yi götüreceği nokta (en azından) bir “iç savaş” Türkiye’si olacaktı.
Hem bu hususların altını tekrar çizmek, hem bu yazılarımızı yanlış anlayarak moralimiz bozuldu diyenlere, moralinizi bozma hakkınız yok üstelik buna gerek de yok, hatırlatmasında bulunmak yine bizim görevimizdi.
Evet, AKP lokomotifliğinde “MHP’siz Meclis” çalışmaları devam ediyor. Bu, “AKP’nin hesabı”. Bir de “Allah’ın hesabı” var tabii.
Referandumdan sonra, “Bugün seçim olsa hangi partiye oy verirsiniz” sorusuna cevap arayan üç kamuoyu araştırması yapıldı.
Adil Gür’ün yaptığı ilk araştırmada AKP yüzde 44, MHP yüzde 10 iken, ORC Araştırma Şirketi’nin yaptığı ikinci araştırmada AKP yüzde 40, MHP yüzde 12.1 olmuştu. Yani MHP’de bir toparlanma AKP’de ise bir erime gözle görülüyordu. Bizim bu iki araştırmayı köşemizde “tehlike” yönüyle değerlendirdiğimiz gün Haber Türk’ün Konsensüs şirketine yaptırdığı üçüncü araştırma kamuoyu ile paylaşıldı: AKP donmuş kalmış (yüzde 40.9) MHP’de yükselmesini sürdürmüştü: 14.2.
Demek ki birileri ne yaparsa yapsın halkın sağduyusunu hepten köreltmek mümkün olmuyordu. Burada MHP’siz bir Meclis isteyenlerin karşısında yüzde 14, yüzde 18’le Meclis’e girmiş bir MHP’nin Türkiye’nin başına örülecek çorap için asla yeterli olmadığını bir defa daha tekrarlayalım. Çünkü o Meclis’te MHP’nin karşısında yüzde 7-8’lerde dolaşan ama barajı bir şekilde aşması sağlanacak olan BDP olacak, AKP’leşmiş CHP ve bizzat AKP olacak. Böyle bir Meclis’te arkasındaki destek yalnızca ülkücülerden olan ve karşısında kahir ekseriyet bir federasyoncu çoğunluk bulunan bir MHP bu yükün altından nasıl kalkabilir? Yani her halükarda MHP’nin destek yelpazesini alabildiğine açması ve en azından ana muhalefet partisi olması gerekiyor. Bir de Türkiye’nin her bölgesinden oy alması ve mümkün olduğu kadar çok ilinden milletvekili çıkarması mecburiyet halini alıyor.
Gelelim AKP’nin “Yeni Seçim Stratejisi” ne.. Bize gelen haberlere göre AKP, kendi seçmeninden oy alması beklenen HAS Parti, RP gibi partilere gidecek oyları vermemek ve MHP’ye AKP’den geçecek oyları tutmak için Türkiye’yi “AKP/CHP” şeklinde bloklaştırma gayreti güdecek. Ey sağ seçmen, ey muhafazakâr seçmen diyecek, bana oy vermezseniz CHP gelecek, CHP demek şu demek, bu demek diye meydanları ve medyayı dolduracak.
Aynı stratejiyi Kılıçdaroğlu da izleyecek.
Velhasıl önümüzdeki seçim sürecinde CHP sol seçmeni AKP ile korkutarak arkasına almak isterken, AKP sağ seçmeni korkutarak şemsiyesi altında toplamaya çalışacak.
Her iki parti için de akıllı bir strateji.
Ama bu strateji MHP için de bir imkân kapısı açmıyor değil. MHP de, AKP, CHP ve BDP’yi aynı kefeye toplayarak bölünme tehlikesini fark eden sağ ve sol seçmeni üç hilalin altında toplayabilir.
Yine bize gelen haberlere göre..
AKP, Nisan ve Mayıs aylarında kamuoyuna MHP’yi yıpratma amaçlı sansasyonel bilgiler pompalayacak. MHP işin aslı astarını kamuoyuna anlatamadan millet sandığa götürülecek.. Görelim Mevla’m neyler...