AKP'nin ''gidiş''atı nasıl değişti?..
Türkiye''nin en kangrenleşmiş sorunları; hayat pahalılığından teröre, iktidar-muhalefet kavgasından toplumu esaret altında tutan tüm çıkmazlara kadar her şey dünden itibaren gündemin gerisine itildi...
Çünkü dün, aylardır bu köşede dikkat çektiğimiz dip dalgası ve toplumun sabrını tüketen "istila" kaosunun infiale dönüştüğünün sarsıcı fotoğrafı yansıdı tüm ülkeye...
Türkiye''de sığınmacı çarpıklığının giderek derinleşeceğine sadece bu köşede değil, sosyal medya hesaplarımızdan da ısrarla dikkat çekmiştik...
İşte 28 Nisan''da, Twitter''daki saptamamız da şöyleydi;
"Göçmen-sığınmacı-işgalci ne diyorsanız deyin; Türkiye''nin sosyo ekonomik yaşamına vurduğu darbeler ve toplumda yarattığı gerginlik çok etkili biçimde sandığa yansıyacak. Bu konudaki dip dalga, işsizlik-yoksulluk-geçim sıkıntısı ve yolsuzluklara yönelik tepki kadar etkili olacak..."
Ve daha 5 Mayıs günü yine Twitter''da, "Sığınmacı adı altındaki kaçak istilacı furyasının memleketin başına büyük belalar açacağını görmemek gaflet, dalalet ve hatta ihanetten daha beter. Devlet bir an önce uyanmalı ve giderek büyüyen bu kaosa el atmalıdır. Çok yazık oluyor Türkiye''mize" diye yazarken de, sadece sığınmacı tehdidine değil, siyaset gündeminin, rotasının ve oy dengelerinin de allak bullak olacağına vurgu yapmaya çalışmıştık...
Manzara ortada işte... Türkiye''de her şey unutuldu artık... Varsa yoksa sığınmacılar, kaçak göçmenler, bunların yarattığı olaylar ve bu "istila" üzerindeki siyasi çatışmalar artık tek meselesi olacak memleketin..
Peki; 100 milyar dolara yaklaşan harcamalarla ekonomiye de darbe vuran sığınmacı meselesinin siyasette yarattığı devinimin asıl sebebi nedir?..
SOYLU-ÖZDAĞ KAVGASI...
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ arasında sığınmacılar üzerinden başlayan ve çok sert tartışmalara kadar ulaşan gerginlikten sonra, Özdağ''ın İçişleri Bakanlığı''na gidişinin engellenmesinin nasıl bir siyasi şok yaşatacağının görüntüleri, bizzat medyanın orada yaşadığı kargaşadan da anlaşıldı...
Çünkü siyaset tarihinde görülmemiş bir medya ordusunun olayı takip etmesi; Türkiye''nin önümüzdeki dönemdeki tartışma konularının tamamen sığınmacılar üzerinde şekilleneceğinin, siyasetin strateji, yaklaşım ve tepkilerinin de buna göre planlanacağının çok net göstergesiydi...
Soylu''nun, Zafer Partisi liderini ağır ifadelerle hedef almasıyla birlikte, tüm Türkiye, Ümit Özdağ''ın İçişleri Bakanlığı önüne gideceği haberine odaklanırken, sosyal medyada yayınlanan milyonlarca görüntü ve yorumlar bile tek başına, "istila"ya dönüşen sığınmacı furyasının Türkiye''de artık terör-hayat pahalılığı ve iktidar-muhalefet kavgasını tamamen geride bıraktığının kanıtıydı...
İçişleri Bakanlığı''na gitmeye çalışan Özdağ''ın engellenmesinin yüzlerce kamera tarafından takip edilmesi, sosyal medyanın tamamen buna kilitlenmesi, sadece Zafer Partisi''ni gündemin ana maddesi yapmadı, Türk siyasetine de sert ve çarpıcı bir uyarı yapmış oldu...
Peki; siyasi stratejisini ağırlıklı olarak sığınmacılar üzerinde şekillendiren Özdağ''ın Soylu ile giriştiği tartışmanın sert bir kavgaya dönüşmesini hangi gerekçeler tetikledi?..
SANDIĞI SARSACAK GİDİŞAT!..
Cumhurbaşkanı Erdoğan''ın sığınmacıların ekonomiye yükünü, "Türkiye içerisinde 4, sınır ötesinde de 4 milyon Suriyeliye bakıyoruz" diye açıklaması, aylar önce yandaş medyada manşetlere çıkartılırken, muhalefet kılığındaki gazeteler-televizyonlar olayın derinliğindeki sıkıntıyı görmekten kaçındılar...
Muhalefet partileri ise konu üzerine ısrarla konuşmaktan geri durdular, doğru strateji belirleyemediler, tepki koyamadılar ve sığınmacı karmaşasının halk arasında artık infiale dönüşmeye başladığını kestiremediler...
Ümit Özdağ''a göre "sığınmacı" adı altındaki 8 milyon kaçak Türkiye''yi "istila" etmişken, İçişleri Bakanı Soylu bu rakamların abartılı olduğuna dikkat çekmiş ve yüz binlerce kaçak göçmenin sınır dışı edildiğini açıklamıştı... Soylu son olarak, "2016 yılından itibaren sınırlarımızda engellediğimiz kaçak göçmen sayısı 2 milyon 327 bin, yakaladığımız kaçak göçmen sayısı da 1 milyon 293 bin 662''dir" diye açıklama yapmıştı...
İstanbul Valiliği de "istila" tartışmasının büyümesi üzerine, "İstanbul''da 1 milyon 305 bin 307 yabancı uyruklu kişinin yasal olarak bulunduğunu", geçen yıl ve bu yılın ilk dört ayında on binlerce kaçağın sınır dışı edildiğini duyurmuştu...
Ancak Türkiye''de sığınmacı "istila"sının siyaset gündeminin başına oturmasının nedeni sadece kaçak göçmenler ya da sığınmacılarla ilgili rakam tartışmaları değil...
Özellikle İstanbul''un her köşesinde adeta gettolar oluşturan, sadece kendi aralarındaki kavgalarla değil, Türklere yönelik saldırılar ve (hatta Tik Tok benzeri sosyal medya mecraları üzerinden taciz videoları yayınlayarak) infial yaratan kaçakların kışkırtıcı davranışları, sığınmacı meselesinin iyice kargaşaya dönüşeceğinin işaretiydi...
İçişleri Bakanı Soylu, Şubat ayı ortasında (3 milyon 700 bin Suriyeliden 2020''de 37 bin 418, 2021''de 50 bin 231''inin suça karıştığını) açıklasa da, meselenin artık "istila" olarak tanımlanmasıyla birlikte, güvenlik sorunu olan sığınmacılar siyaseti de birbirine düşürerek, en çarpıcı biçimde gündemin tepesine oturdular...
İşte iktidarın, millî kaynakları tüketme pahasına pervasız davrandığı, muhalefetin ise yıllardır üzerine gitmekten kaçındığı sığınmacı meselesi artık "istila" boyutlarında tartışılırken, siyasetin de bundan sonraki rotasını belirleyeceğini kanıtladı...
Hiç kuşkunuz olmasın; Türkiye içerisinde istihdam sorunlarına, hayat pahalılığına ve gıda kıtlığına da yol açan sığınmacı çıkmazının üzerine doğru giden siyaset kazanacak, pervasız veya duyarsız davrananlar ise kaybedecek...
Ve en önemli mesele de; dün İçişleri Bakanlığı''na gitmeye çalışan Özdağ''ın engellenmesinin bir medya ordusu tarafından takip edilmesi, "AKP''yi götürürse, hayat pahalılığı götürecek" şeklinde, son on yıldır dillendirilen teraneyi de çöpe atmıştır!!! Anlaşılmıştır ki; ilk seçimde AKP''nin "gidiş"atını da, siyasetin dengelerini de, oy dağılımı ve sandık sonuçlarını da artık sığınmacılar üzerindeki stratejiler belirleyecek...