AKP süte de mi hile karıştırıyor?

Parçalamalı eğitim teklifine karşı 10 binler Ankara Tandoğan’da meydanı doldurup, eğitimciler de tepkilerini en üst ses tonundan dile getirmeye başlayınca AKP’yi yine “eyvah gerçekler anlaşılacak” telaşı sardı. Bu telaşın ve korkunun tezahürünü Meclis Genel Kurulu’ndaki görüşmelerde izliyoruz.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin’e, “Tandoğan’dan sonra meydan-grup toplantıları devam edecek mi” diye sorduk. Tekin, “Planlamaları yapıyoruz. Çeşitli yerlerde miting yapmak için planlamalarımız var. Yurttaşlardan, örgütlerden yoğun talep var. Zaten yurttaşların taleplerine baksak her gün miting yapmak lazım” dedi. Anlaşılan o ki, CHP meydanları sallamaya devam edecek.
AKP, bölücü projeleri gündeme getirirken rant kapısını da en üst seviyede organize ediyor. Eğitimde “Fatih” projesi diye pazarladıkları nesli geçmiş tabletlerden sonra şimdi de “okullarda süt” projesinden etrafa pis kokular yayılmaya başladı. MHP İzmir Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu, “Okullarda süt projesi” nden gelen kötü kokuları soru önergesi ile TBMM gündemine taşıdı. Tanrıkulu’nun Hükümete sorduğu sorular kadar yaptığı açıklamalar da çok önemli ve döndürülen dolaplara ışık tutuyor.
Ahmet Kenan Tanrıkulu; “2001 yılı, 57’nci Hükümet döneminde Türkiye’de ilk kez Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın, Başbakanlık Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı ile birlikte projelendirip, pilot uygulamasını başlattığı ’Okul Sütü Projesi’nin devam ettirilmesi beklenirken, AKP iktidarı tarafından 2003 yılında sona erdirilmiştir” hatırlatmasını yapıyor. Tanrıkulu, “O dönem fiziki şartların yetersizliği bahanesiyle uygulamadan kaldırılan ‘okullarda süt’ projesini sanki ilk defa uygulanacak bir projeymiş gibi sunmaya kalkan mevcut iktidar, bu konuda 25 Mart 2012 tarihli, 2957 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Bakanlar Kurulu kararı ile 9 yıl aradan sonra ‘Okul Sütü Programı’nı başlatmıştır” diyor. Tanrıkulu’nun açıklamaları AKP tezgahlarını açığa çıkaracak nitelikte. Buyurun birlikte okuyalım:
“9 yıl aradan sonra hatırlanıp, tekrar hayata geçirilen bu proje, içinde bir takım soruları ve yanlışlıkları da barındırmaktadır. Bunların başında da, üretim fazlası kabul edilen sütün, çocuklarımıza içirilmesi düşüncesidir. Çocukların sağlıklı beslenmesi için süt içmelerinin teşvik edilmesi veya süt içmenin yararlarından ’Amaç’ olarak bahsedilse de, esasen projenin, süt üretimindeki fazlalığı eritmek ve fiyatı dengelemek olduğu vurgulanmaktadır. Diğer yandan bu proje, okulların açıldığı Eylül-Ekim aylarında değil, süt üretiminin mevsimsel olarak arttığı bahar aylarında uygulanacak olmasıdır.
Oysa; bu proje ile amaç, arz fazlası sütü çocuklara içirmek ve fiyat istikrarını çocuklar üzerinden sağlamak değil, proje ile çocukların sağlıklı bir nesil olarak yetişmeleri, ihtiyacı olan sütü tüketmeleri ve süt içme alışkanlığı kazandırılmak olmalıydı.
Eğer Bakanlık sütteki arz-talep dengesini sağlamak istiyorsa; bu projenin kapsamını daha da genişleterek, askerlik hizmetini yapan evlatlarımıza, toprak altında çalışan madencilerimize, yaşlılarımıza, yoksullarımıza sadece süt değil, süt ürünlerinin ücretsiz dağıtımını da sürekli olarak gerçekleştirmelidir.
Uygulamaya girecek projenin bir başka olumsuz yönü de; çocuklarımıza günümüzde çok tartışılan uzun ömürlü sütün (UHT) içirilmek istenmesidir. Burada da 2002 yılından bu yana mevcut hükümetin başarısız tarım ve hayvancılık politikaları nedeniyle pastörize süt üretim tesislerinin yetersiz bırakılması ön plana çıkmaktadır.
Bu yüzden artık Hükümetin; pastörize süt üretimini ve tüketimini desteklemek ve çocuklarımıza daha sağlıklı olan pastörize sütün verilmesini sağlamak için, ülke genelinde bir çalışma başlatması gereklidir. Bu konuda ilgililerin artık bahane ve sorun dile getirme lüksleri yoktur.
Bu projenin bir diğer eksik yönü ise; günümüzde Büyükşehir belediyelerinin uzun zamandır uygulamakta olduğu bu tarz sosyal sorumluluk projelerinde dağıtılan süt üreticilerimizden alınmaktayken, hükümet bugünkü projeyle dağıtılacak sütü sanayiciden alacaktır.”
Ahmet Kenan Tanrıkulu’nun Tarım Bakanından cevaplamasını istediği sorulara gelince;
- 9 yıldır uygulanmayıp, 2012 yılında devlet organizasyonu ile de olsa bu proje kapsamında ilkokul çağındaki çocuklarımıza UHT sütten daha sağlıklı olan pastörize süt neden temin edilememektedir? Bundan sonraki yatırım destek planlamalarında pastörize süte öncelik verilecek midir?
- 2012 yılından itibaren dağıtımı başlayacak olan süt uygulaması bir eğitim-öğretim yılının tümünü kapsayacak mıdır? Yoksa belli aylarda mı süt dağıtımı yapılacaktır? Bakanlar Kurulu kararında ifade ettiğiniz ’Çocuklarımızın dengeli beslenme suretiyle gelişme oranlarının artırılması’, süt dağıtımı yapılmayan aylarda nasıl olacaktır?
- 2013 yılında ‘Okul Sütü’ projelerinde çocuklara UHT süt mü, pastörize süt mü dağıtılması planlanmaktadır?
n Bugün büyükşehir belediyeleri bu tip sosyal destek projelerini uzun zamandan bu yana başarıyla yürüterek, proje kapsamında üreticiden aldığı sütü dağıtmaktadır? Sizin uygulamanızda neden üretici yerine sanayici seçilmiştir?
- Bakanlar Kurulu Kararı’nda bu projenin birincil amacının çiğ sütün bol olduğu dönemlerde çiğ süt fiyatlarında istikrar sağlamak olduğu ifade edilmektedir. Bu bağlamda 1 litre çiğ sütün, çiğ süt üreticilerine maliyeti nedir?
- 1 litre pastörize sütün (kağıt kutuda) sanayicilere maliyeti nedir? 1 litre UHT sütün sanayicilere maliyeti nedir?
MHP’li Tanrıkulu çok beklemesin. Sorularına ben yanıt vereyim;
“Böl-parçala-kazan-kazan, daha da kazan, kazan da kazan” ...

Yazarın Diğer Yazıları