AKP kurultayı ve çileli tabanı
Başbakan açısından Cumhurbaşkanlığı makamına geçişin alt yapısı hazırlanan bu kongrede, ülkenin geleceği ile ilgili ciddiyetle değerlendirilmesi gereken gelişmeler oldu. Siyasi güçleri yetiyorsa AKP’liler istediklerini Cumhurbaşkanı seçer. Buna elbette ki bir şey demeyiz. Ancak, kongre davetlileri arasında bulunan Barzani’nin AKP delegeleri tarafından “Türkiye seninle gurur duyuyor” çığlıklarıyla alkışlanması acıdır. Babasından itibaren Barzani bütün ömrünü Türkiye’yi bölmek için yaşamıştır. Tamamen ABD’nin güdümünde olan Barzani, terörle mücadele konusunda Türkiye lehine hiçbir şey yapmadığı gibi, PKK’ya lojistik destek sağlamaktadır. Hükümetin büyük yanlışı Irak’taki merkezi otoritenin karşısında olan Barzani’yi, Haşimi’yi kongreye davet edip, Irak Başbakanı Maliki’yi tamamen karşısına almasıdır. Halbuki şuurlu bir devlet yönetimi daima merkezi hükümeti muhatap olarak alır. Tıpkı Suriye konusunda da tekrarlandığı gibi isyancılarla işbirliği yapmak fevkalade yanlıştır. Nitekim bu satırları kaleme alırken Bağdat Hükümeti’nin Irak’ta bulunan Türk askeri gücünün ve üssünün kaldırılması yolunda karar aldığını medyadan izliyorum.
Türkiye, ABD’nin Irak’ta oynadığı oyunu görmeli ve çok geç olsa da tedbir almalıdır. 150 bin Amerikan askeri çekilinceye kadar Irak’taydı. ABD, Irak’taki bütün terör örgütleriyle mücadele ederken bir tek PKK’ya karşı bir şey yapmadı. Onlar isteseydi PKK’ya terörist yetiştiren Mahmur Kampı’nın çoktan yerle bir edilmesini sağlardı. Terörün bitmesinde büyük mesafe alırdık. Ne yazık ki bu hükümetin, böyle bir dirayet göstermesi mümkün değildir. Çünkü Amerika ile Büyük Ortadoğu Projesi(BOP)’nde ortaktırlar. Ancak, sular duruldukça ABD’nin Türkiye ile ilgili planlarını daha iyi görecek ve anlayacağız. ABD Başkanı Obama TBMM kürsüsünde şöyle demişti: “Bizim iki düşmanımız var. Biri El Kaide, diğeri PKK. Biz El Kaide’yi yerinden sökeceğiz, yeneceğiz.” Öyle de yaptılar. PKK konusuna gelince Türkiye’ye: “Bağdat’la konuşun, Barzani’yle görüşün. İçeride de reform yapın” tavsiyesinde bulundular. Türkiye’ye sürekli olarak masaya oturun diyorlar. Avrupalıların söyledikleri de böyle. Kendileri El Kaide terörünün üstüne silahla gitti, ezebildiği kadar ezdi. Türkiye’ye gelince müzakere yoluyla çözüm telkini var. Elinde silah olan bir örgütle masaya oturursanız dediklerini kabul etmekten başka çareniz kalmaz. ABD ve AB Türkiye’nin terörü bitirmesi için siyasi taviz vermesini istiyor. “Af çıkarın” diyor. “Anayasanızı değiştirin” tavsiyesinde bulunuyorlar. Görüldüğü gibi yeni Anayasa yapma teklifleri yurt dışından geliyor.
Hazırlanması istenen Anayasa’nın Türkiye’nin bölünmesi yolunda bütün engelleri kaldıracak yapıda olmasına özellikle dikkat ediliyor. AKP Kurultayında alınan kararlardan birisi “Kamu hizmetlerinde ikinci dil” ilkesi olduğunu görüyoruz. Bu PKK’nın açık talebidir. T.C. Anayasasının değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez maddelerin biri olan, “Devletin dili Türkçe’dir” maddesinin göz göre göre ihlali değil midir?
Bize göre bu kongre AKP’nin bu kafa ile giderse yıkılış kongresidir. Kongrede ortaya çıkan Orta Doğu cepheleşmesi gerçekten acıdır. Bir yanda ABD, İsrail, Barzani, PKK, AKP iktidarı vardır. Bunun karşısında Suriye, Irak, İran, Rusya, ÇHC ve “Vatanımı böldürtmem diyen Türkler” bulunmaktadır. AKP’nin tabanı AB masalı ile uyutulduğunu, gidişatın aziz şehitlerimizi çiğneyerek vatanı böldüreceğini görmekte ve her geçen gün uyanmaktadır. Bu kongrede Barzani’ye, “Türkiye seninle gurur duyuyor” çığlıkları AKP tabanının sesi olamaz. İşte bu uyanış AKP’nin sonu ve Türkiye’nin kurtuluşu olacaktır.