AKP kız yurtlarında erkek personel temizliğine başladı!..
İktidar, “üniversite öğrencileri yurtlarda, evlerde kızlı-erkekli bir arada kalıyor” hamlesi üzerinden Kredi Yurtlar Kurumu’na bağlı kız yurtlarında icraata başladı. Kurumun Ankara bölgesine bağlı bir kız öğrenci yurdunda işletmecilik(lokanta) yapan okurumdan aldığım elektronik mektup üzerinden size haberi aktaracağım. Tabii ki; anında ekmeğinden edecekleri için okurumun adını saklayacağım.
Kredi Yurtlar Kurumu Ankara Bölge Müdürlüğü önceki gün kendine bağlı yurtlardaki işletme sahipleri ile toplantı yapmış. İşte (özetle) o toplantıda olup bitenleri anlatan mektup;
“Bugün KYK Ankara Bölge Müdürlüğü kız yurtlarında faaliyet gösteren büyük küçük tüm işletme sahiplerini toplantıya çağırdı. Toplantının konusu ise; lokanta, kantin, kırtasiye, çamaşırhane, terzi, kuaför vb.. tüm işletmelerde çalışacak personelin kadınlardan oluşması gerektiğidir. Gerekçeleri de kurumun bağlı olduğu Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın ” Evine hoş geldin “ vizyonu ile kız öğrencilerin yurtta tam anlamıyla rahat etmesi gerekliliğiymiş. Hiçbir şekilde kurum personeli de dahil (kalorifercisi, teknisyeni, elektrikçisi vb..), sanat icra edilen ” kuaför gibi “ işletmeler de dahil tüm alanlarda bayan personel harici kimse çalışamayacakmış. Hatta işletme sahipleri erkekseler kendi işletmelerinde dahi dolaşamayacakmış.
Bu durum normalmiş gibi görünebilir. Kendi işletmemizden örnek vermek gerekirse, bizim işimiz Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nca tehlikeli sınıf işletme olarak tanımlıdır. Yani işimizin çoğu ağır iş sınıfındadır. Çalışma şartları da ” özellikle çalışma saatleri olarak “ son gelen bakanlık yazısıyla iyice ağırlaşmıştır. İşletmelerimizin sabah 06:00’dan gece yarısı 24:00’a kadar açık tutulması istenmektedir. Bayan personel bulma ve çalıştırma zorluğunu özetlersek;
Ulaşım sorunu, ağır iş ve iş şartları (bunların içinde su ve malzeme taşıma, bulaşık yıkama vb.. işler de var ki erkekler bile zorlanıyor), vasıflı eleman sorunu (özellikle belgeli bayan aşçı çok çok az), bayan personelin gece çalışmak istememesi, çalışma sürelerinin uzunluğu. Bu şartlar kabul edilse bile kadın personel üzerinde olabilecek mahalle baskısı.
(Gece 24:00’da işi bırakacak bir bayan personel; işyeri temizliğinden sonra en erken 00:45 gibi işten çıkabilir. Bu personel eve servisle bile bırakılsa gece 01:00-01:30’dan aşağı evinde olamaz. Bu personel nasıl yaşayacak. Evine kim bakacak. Eşiyle ilişkileri ne durumda olacak. Hele bir de çocukluysa durumu gerçekten zor.)
Diğer yandan mevcut çalışan personeli ne yapacağız. Bizden hepsini kapının önüne koymamız isteniyor. Bakanlık, dolayısıyla KYK Genel Müdürlüğü bunu en kısa sürede, mümkünse 1 hafta içerisinde yapmamızı istiyor. Bu kadar kısa sürede istemelerini ise Denizli’deki kız yurdundaki tuvalette doğum vakasına bağlıyorlar. Sanki bizler ve mevcut personelimiz bu zamana kadar hep kızların peşindeydik, bizler hep ahlaksızdık, hep kızları taciz ediyorduk gibi bir hava veriliyor.
Bir diğer husus; zaten bizlerin sözleşmeleri Haziran 2014 gibi bitiyor. Uygulamaların yeni sezonda yapılmasını istedik. Muhtemelen bir çoğumuz işi bırakacağız. Özellikle yeni dönemde son 2 aydır yoğun bir şekilde üzerimizde baskılar var. Fiyatların üzerinde çok oynanıyor. Kendileri bir fiyat listesi hazırlıyor, bir hafta sonra değiştiriyor ve sonra kendi hazırladıkları listeyi yine değiştirip başka liste veriyor sonra ertesi gün onu da değiştiriyorlar. Hatta bunlar yetmiyor iş o kadar karmaşık hale geliyor ki Bölge Müdürlüklerine talimat verip tekrar listeleri bölgelere göre tanzim ediyorlar. İşin ilginci bu liste değişimleri de gece bakanın twitleri ile oluyor. Tüm bürokrasiyi ve düzeni atlayarak yapılıyor.
Bu son olay artık bardağı taşırdı. Kendi işletmelerimizi bıraktık artık çalışanlarımızı düşünüyoruz. Bu işletmelere devam edebilmemiz işçilerimizi işten çıkarıp bayan personel çalıştırmaya bağlı olacak. Bugüne kadar bu işçiler çalışıyordu. Kimsenin tavuğuna kışt demediler, herkes işinde gücünde, kimseyi taciz ettikleri yok, kimsenin namuslarına kastettikleri yok. Bir tane münferit olay bahane gösteriliyor. Zaten bu konuda yasalar ve yargı yolu var. Olayın vehameti sadece işletmelerimiz veya Ankara Bölgesi ile alakalı değil. Tüm yurt çapında bu düzenlemeler yapılacak. Bu konuyu gündeme taşırsanız iyi olur.”
Mektupta geçen bilgilerin sağlamasını yapabilmek ve birkaç soru sorabilmek için Kredi Yurtlar Kurumu Ankara Bölge Müdürü Adem Aldemir’e telefonla ulaştım. Müdür, sorularıma cevap vermek yerine nezaketsizce telefonu yüzüme kapatmayı tercih etti. İşte o diyalog;
-Elime bilgi ulaştı. Dün bir toplantı yapılmış Ankara Bölge Müdürlüğü tarafından; tüm kız yurtlarında lokanta, kantin, kırtasiye vs.. işletmelerde personelin kadınlardan oluşması gerektiği ve erkek personelin işten çıkarılması için süre tanındığı konusunda.
--O konuda bir bilgim yok beyefendi. Bizim zaten basına bilgi verme şeyimiz yok, bilgim yok.
-Bu toplantıyı siz yapmadınız mı?
--Basına bilgi veremiyoruz o konuda. Kusura bakmayın.
-Bu toplantı yapıldı değil mi?
--Bilmiyorum o konuda benim bilgim yok.
-Nereden bilgi alabiliriz?
...(Telefon sert şekilde yüzüme kapandı.)
Gördüğünüz gibi; onlardan olmayanlara ekmek bile verilmemesi, yandaşlara da yeni iş sahaları açılabilmesi için iyi bir dümen tutturuldu. Adı da; Muhafazakar-demokratlık oldu!..