Her taraftan bir kamuoyu anketi fışkırıyor. Bir bakıyorsun; “Devlet Başkanlığı” yarışında Abdullah Gül önde, bir bakıyorsunuz Tayyip Erdoğan. Yönlendirmeci anketlerin şu anda ne dediği bence o kadar önemli değil. Halihazırdaki anayasaya göre, Cumhurbaşkanlığı seçimi için hayli zaman var.
Fakaaat!..
Abdullah Gül ile Tayyip Erdoğan arasındaki gerilim en üst düzeye çıkmış durumda.
Nereden mi biliyorum?
Geçenlerde Meclis kulisinde, kapatılan Fazilet Partisi’nin bir dönem üst düzey yöneticiliğini yapmış, Milli Görüş çizgisinin kanaat önderlerinden, AKP kurcularından ve orada da bir dönem milletvekilliği yapmış bir isimle karşılaştık. Abdullah Gül’e çok kırgındı. Dedi ki;
“Abdullah Gül ile görüşmek için iki defa telefon ettim. Bana ‘dilekçe ile başvurun’ cevabı verdiler.” Kendisine Gül-Erdoğan çekişmesini sorduk. Cevabı aynen şöyle oldu:
“First ladylerin arasındaki kavga derinleşti. Gül-Erdoğan kavgası da büyüdü. Sulh olurlar mı?.. Şu anda görünmüyor. Öncelikle first ladylerin arasındaki kavganın bitmesi gerekiyor ki Gül ile Erdoğan’ın arası düzelsin.”
Benim aldığım duyumlara göre de, Abdullah Gül Milli Görüş çizgisinden gelenlere tamamen kapılarını kapatmış durumda. İktidar nimetlerinin büyük bölümünü ellerinde tutan “Tayyipçiler” ise “Gülcüler”e nefes aldırmıyor. Denilen o ki; Gül taraftarı müteahhitler hak edişlerini alamıyor, ihalelerde görülmüyorlar. “Gülcüler” bürokraside de zor durumdalar.
Bu durumda ne oluyor biliyor musunuz?
Olan yancılara oluyor!..
Barzani’nin özel eğitimi
İmralı ile görüşmek için can atan ve her yolu deneyen Tayyip Erdoğan’ın, onur konuğu çapulcu başı Barzani’nin yeni hizmetleri(!) güvenlik ve istihbarat birimlerinin raporları ile bir kez daha ortaya konuldu.
Güvenlik birimlerinin raporlarına göre, terör örgütü kışın durmayacak ve daha da ses getirecek eylemlerin planlarını yaptı. Terör örgütü, Bursa, Eskişehir, Niğde, Hatay’da (Payas-Dörtyol) büyük eylem hazırlığında. Ayrıca, PKK taşeronu olarak faaliyet gösteren DHKP-C de ses getirecek eylemler planladı. Bu yüzden son iki ay içinde oto ve otomobil plakası hırsızlığında rekor düzeyde artış oldu.
Tayyip Erdoğan ve AKP’nin dostu Barzani ise ne yaptı?
Terör örgütünün, özel birliklerimize karşı kurduğu “öz savunma birliklerine” Kuzey Irak’ta ciddi eğitim desteği sağladı. Ayrıntıları resmi raporlarda mevcut.
Evli Öcalan
Adalet Bakanlığı imaj düzeltme faaliyeti olarak yeni bir tasarının hazırlıklarına başladı. Detayları basında mevcut. Tasarının maddelerinden biri de mahkumların eşleri ile bir araya gelmesini sağlayacak düzenleme. Yazılıp çizilenlere bakılırsa terörist Öcalan bundan yararlanamayacak. Niye? Çünkü; “evli
değil”miş..
“Kesire Yıldırım: 1956 Yılında Karakoçan’da doğdu. Ankara Üniversitesi’nde Radyo Televizyon ve Gazetecilik bölümünde okurken, Kürdistan devrimcileri grubunda Arabanlı İsmet Kılıç ile tanıştı, aralarında duygusal ilişkiler gelişti. Bir müddet sonra Abdullah Öcalan bu duygusal ilişkiye müdahale etti, başta Öcalan’a uzak duran Kesire bir müddet sonra razı oldu. İlk yıllarda Abdullah Öcalan’ın sağ kolu gibi hareket eden Kesire, Abdullah Öcalan’ın bütün zalimliklerini onayladı. Parti içi tasfiyelerde hep onun yanında yer aldı. Bekaa’da yapılan 2. Konferanstan sonra Kesire, Avrupa’ya gönderildi. PKK’nın 3. Kongresi için Bekaa’ya gelen Kesire, kendisini bambaşka bir ortamda buldu. Öcalan ile aralarında buz gibi bir hava esiyordu. Örgüt militanı Meral Kıdır adındaki kadının günlüğünü okuyunca, olanları tahmin etmeye başladı. Daha ne yapacağını düşünürken, önderliğe düzenlenmek istenen bir komplonun sanığı olarak tutuklandı. Meral Kıdır, Kesire’nin kıyafetlerini giyerek onu soruşturmaya başladı.
1987 yılında PKK’dan ayrıldı. İsveç’e yerleşti. Halen resmi nikahlı eşi. Bir süre avukat Hüseyin Yıldırım ile hareket etti. Ancak PKK’dan konuşmaması karşısında maaş bağlandığı için sustuğu iddia ediliyor. Öcalan ile resmen boşanmadığı için kağıt üzerinde de olsa evlilikleri geçerli.”
Bu satırları Necdet Pekmezci’nin “APO -Pilot ve Derin Devlet” kitabından aldım.
Gerisini de siz düşünün!..
