AKP iktidardan düşüyor mu?..
Siyasetin de, iki ucu keskin bir bıçak üzerinde yol aldığı dönemi yaşıyor Türkiye...
Geleceği belirsiz gidişatın iki hattında kaygı ve heyecan da var;
İktidarın "ayakta duracak mıyız" kaygısı, muhalefetin ise bu kaygı içerisindeki "iktidar" heyecanı...
Evet; Türkiye gerçekten derin bir çıkmazda... Ekonomi allak bullak, ithalat- ihracat çökmüş, tarım derseniz hak getire... Çünkü "kendi kendine yeten yedi ülkeden biri" olan Anadolu ne yazık ki gıda ithal edecek hale getirilmiş...
Dövizdeki sarsıntı başlıbaşına bir kaos olmasına rağmen, Corona salgınının yol açtığı tahribat en çok esnafı ve dar gelirliyi vurdu...
250 binden fazla iş yeri kapanmış bu ülkede, milyonlarca insan işsiz kalmış...
Bu vahim tablo içerisinde kendi yurttaşını ayakta tutmak yerine, 80'den fazla ülkeye yardım yaptığını duyurarak şov yapmak peşinde hükümet...
Velhasıl, memleketin ekonomi odaklı ahval ve şeraitini defalarca anlatmaya gerek yok, meselenin özeti bellidir;
Türkiye çökmüş, hazine boşalmış, döviz spkelatörlerinin oyunları hayat pahalılığını körükledikçe körüklüyor...
Ve bir yandan da, memleketin sanki tüm sorunlarını bir anda yok edecekmiş gibi, erken seçim telafuz ediliyor...
Üzerinde odaklanacağımız konu işte bu seçim meselesidir;
2002'den bu yana, yarattığı tahribatlarla ayakta duran kaç iktidar var acaba yeryüzünde?..
Baksanıza; ülkenin bütün ekonomik kaynakları kurutulmuşken, özelleştirme rezaleti bir talana dönüşmüşken, milyonlarca üniversite mezunu işsizlik cenderesinde bunalıma sürüklenmişken, Türkiye 18 yıldır AKP iktidarını ayakta tutan sosyolojik çelişkide bocalamaya devam ediyor...
AKP'den bıkan çevrelerle muhalefet kesimleri işte bu bunalımlardan yola çıkarak erken seçimin kaçınılmaz olduğunu düşünüyorlar... Peki, kolaylıkla gider mi AKP?..
Seçeneğin asıl yolu!..
------------------------
Evet; AKP Türkiye'yi yordu, iktidarın bir an önce değişmesi lazım ...
31 Mart ve 23 Haziran yerel seçimlerinde AKP'nin yaşadığı sarsıntının genel seçimde devam edeceği beklentisi toplumun bir kesimini aylardır düşündürüyor...
AKP'nin gitmesi için iktidarın içinden çıkan partilerle de farklı stratejiler geliştirilmeye çalışılırken, aşağıdaki saptamalara odaklanmak gerekiyor;
Yoksullaştır- köleleştirir stratejisini her seçim öncesinde ranta dönüştüren ve devlet eliyle beslenen kitlelerin zorlaması ile ayakta duran iktidar Corona salgını sırasında halkı destekleme iddiasıyla 5 milyona yakın aileye yardım yaptığını duyurdu!!!
Her ne kadar yaşadığımız çevrede bu yardımlardan yararlanan tek kişiye rastlamasak da, ülkedeki genel düşünce bu yardımların büyük bölümünün AKP destekçisi kesimlere dağıtıldığı yolunda...
2 yıl öncesine kadar sayıları 9 milyonu aşan Yeşil Kartlıların desteği ile ayakta durdu AKP...
Corona salgını nedeniyle yapılan yardımların da, son 18 yılda devlete muhtaç hale getirilen kitlelerden siyasi rant elde eden AKP'nin hanesine yazılacağından endişe ediliyor...
O halde gelelim asıl soruya;
"Anketlerle sevinen muhalefet bu tezgahı dağıtmak için gerekli planları yapıyor mu?.."
Anket değil, strateji...
-------------------------
Son aylarda, ardı ardına yapılan anketlere bakarsanız, Cumhur İttifakı'nın oy kaybettiğine dikkat çekiliyor...
Evet; yoksullaştır- köleleştirir stratejisi uygulanmasına rağmen AKP çok yıprandı...
31 Mart seçimlerinde de görüldüğü gibi, iktidar toplumun bazı muhafazakar kesimlerinin de tepkisini aldı...
Ancak son aylarda yapılan tüm anketlerde AKP'nin halen yüzde 34'ün üzerinde oy alabildiğinin ortaya çıkması muhalif kesimleri tedirgin ediyor...
İşte daha dün medyaya yansıyan bir anketin sonuçları;
Her partinin tek başına seçime girmesi halinde AKP yüzde 34.49, CHP yüzde 30.65, İYİ Parti yüzde 10.25, HDP yüzde 10.37 oy alıyormuş...
Ankete göre MHP yüzde 8.15 ile baraj altında kalıyor... Babacan'ın DEVA Partisi yüzde 3.03, Davutoğlu'nun Gelecek Partisi ise yüzde 2.33 oy alabiliyormuş...
26 kentte yapılan ve farklı ittifak olasılıklarına da yer verilen anket sonuçlarına göre; AKP, MHP ve BBP'nin oluşturduğu Cumhur İttifakı yüzde 42.71 oy alırken; CHP, İYİ Parti ve Saadet Partisi'nden oluşan Millet İttifakı yüzde 40.65; DEVA Partisi ile Gelecek Partisi'nin oluşturduğu ittifak ise yüzde 5,44 oy alıyormuş...
Son anketin sonuçlarına da ihtiyatla yaklaşarak şu saptamaları ve iki seçenekli sorgulamayı yapmak zorundayız;
Muhalefet acaba araştırıyor mu, Türkiye'yi çökerten, dar gelirliyi açlığa mahkum eden bir iktidar, tüm olumsuzluklara rağmen 18 yıldır nasıl ayakta duruyor?..
İktidarı koruyan unsurlar hangi gerekçelerden besleniyor, hangi etkilere dayanıyor...
İkinci sorgulamaya gelince... CHP ve İYİ Parti'nin oylarının yükselmesi,
Millet İttifakı'nın güçlenmesi tabii ki topluma umut veriyor... Ancak bu ülkede siyasi dengeler her gün değişirken, acaba muhalefet AKP'yi ilk genel seçimde iktidardan düşürmek için hangi etkili projeleri hazırlıyor?.. Toplumu hangi gerekçelerle etkileyecek ve ikna edecek muhalefet?..
Ve en önemlisi de, dincilikten beslenen partiler "nihai hedef" olarak Siyasal İslamcı siyaseti iktidarda tutmak için yeniden bir araya gelirse, ne olacak?..
Türkiye'de siyasetin içindeki oyunları bilen herkes bu sorulara yanıt aramalı, muhalefet hem strateji belirlemeli hem de halka alternatif sunacak çareler bulmalı...
Anketler rehavet getirmesin vesselam!..