AKP iflasını ilân etmiştir!

Yeniçağ’ın dünkü manşeti yaklaşan genel seçim arifesinde iktidarın ruh halini en iyi özetleyen bir kelimeler terkibiydi:
“AKP’nin KORKU PAKETİ!”
Gerçek bu. Evet, işin aslı “korku”dan başka bir şey değil, sadece “korku”. Ama bu korku ne “kapatılma” ne “askeri darbe” ne “demokrasinin zaafa uğraması” ve hatta ne de “seçim kaybetme” korkusu. Bu korku devlet talan edilirken bırakılan parmak izlerinden kaynaklanan “hesap sorulma” korkusu. Evet, AKP “tüyü bitmemiş yetim”den yani “İlâhi Adalet”ten korkuyor. İşin en trajik yönü ise, “iktidar gücü” ile “İlahi adaletin” engellenebileceği gibi bir yaklaşımın benimsenmiş olması. Bu, belki ne yaptıklarının farkında değiller amma, evet bu, O’na, “Senin gücün bana yetmez!” meydan okumasıdır.
Niçin böyle söylüyorum?
Başka ne söyleyebilirim ki? Sen hakkında pek çok itham ve soruşturma dosyası ortada dururken dokunulmazlıkları kaldırmayacaksın, kaldırmadığın gibi iyice tahkim edeceksin, bu da yetmeyecek, bütün mahkemeleri ele geçirecek, hukuku siyasallaştıracaksın ve bütün bu işleri de, “Askeri hizaya sokuyoruz” ve “darbecilerden hesap soruyoruz” boyası ile boyayıp halkın gözünden saklayacaksın. Yetmeyecek, Hakk’ın da (en azından bu dünyada) size güç yetiremeyeceğine kendini inandıracaksın, böyle bir ürüne başka ne söylenebilir ki?
“Korku Paketini” hazırlayan zihniyeti anlayabilmek için Sayıştay oyunlarına bakmak yeter. Beyler, “Askeri alımlar Sayıştay denetimine açılsın!” diyor. Ne güzel. Halk buna elbette alkış tutar, ben de alkış tutarım, tutuyorum. Şu şaibeli helikopter alımları, tank modernizasyonu ihaleleri Sayıştay denetimine niye açılmasın? Açılıp o alımları yapan kuvvet komutanları ve dönemin Genelkurmay Başkanları niye sigaya çekilmesin, bunu herkes gibi ben de istiyorum. İyi de, bu AKP’nin gerçek niyetinin bütün hesapların şeffaf olması olduğunu ortaya koymaya yeterli mi? Hadi pek çok Ali Dibo kahramanlarının en kritik, en mahrem görevlere getirilmesini bir şekilde hazmedelim, iyi de, Sayıştay’a askeri adres gösterirken AKP müteahhitleri ve yandaşlarının servet üstüne servet kazandıkları TOKİ’nin, TRT’nin, TMSF’nin, Spor Toto Genel Müdürlüğü’nün, Milli Piyango ve Özelleştirme İdaresi’nin, Sayıştay denetiminden 5018 yasa ile kaçırılmasına ne diyelim?
CHP Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk, “TOKİ’den aslan payını alan firmaların büyük kısmı AKP yöneticileri ile akrabalık içerisinde” diyor, “TRT’de iktidara yakın kişi ve kurumlara büyük bedeller ödenerek programlar yaptırılıyor” diyor, onun demesine de gerek yok, her şey gözümüzün önünde olmuyor mu?
Ve bu iktidar AKP’li belediyeler ve sözünden çıkmayan kurumlarla ilgili yolsuzluklar söz konusu olduğunda soruşturma izni vermezken, mesela Başbakan RTÜK’ü kanatları altına alırken, CHP ve MHP’li belediyeler söz konusu olduğunda acele izin verip mangalar halinde müfettiş grupları görevlendirilmesi vicdanlarda kıpırdanmalar oluşturmuyor ve dudaklarda buruk tebessümler üretmiyor mu?
İşte icraatı bu olan bir zihniyet bugün bir “Anayasa Paketi” hazırlayarak kendini koruma altına alma gayreti içine girmiş ve karanlıkta türkü çağıran yiğit hesabı işin içine asker ve eski darbecileri de katarak, gördünüz mü analar neler doğuruyor rüzgârı estirme hevesine kapılmıştır.
Pakete baktıkça, “Yetim hakkı” diyenlerin Hakkı’yı yetim bırakanlar olduğunu görüyor, yiyenlere afiyet olsun diyemiyorum.

Yazarın Diğer Yazıları