AKP “Allah’ını seven defansa gelsin” modunu açtı! Peki, şimdi neler olacak?
Cumhur İttifakı’na terör örgütü Hizbullah’ın siyasal kolu HÜDA PAR’ı ve gerici Yeniden Refah Partisi’ni katan AKP tarihinin en zorlu seçimini yaşıyor. Kılıçdaroğlu’na karşı oldukça zor durumda kalan Erdoğan’a her anketten kötü haberler gelirken AKP son dönemde gaza iyice bastı
Erdoğan, seçim takviminin başlaması sonrası ilk hamlesini kentsel dönüşümle yaptı. ‘Yarısı sizden yarısı bizden’ kampanyasını duyuran Erdoğan, vatandaşların bu ekonomik darboğazda kentsel dönüşüm için nasıl milyonlarca lira ödeyeceğini tabi ki hesaba katmadı.
Deprem felaketi sonrası miting yapmama kararı alan Erdoğan, baktı ki oylar düşüyor hemen sahalara inme kararı aldı. ‘Açılış’ bahaneleri ile sürekli meydanlarda kalmaya çalışan Erdoğan, bir yandan da kendi seçmenine ‘çalışıyoruz’ mesajı vermeye çalışıyor.
Tüm tuşlara basıp bölüm geçmeye çalışan iktidar, aslında seçimi kaybetme korkusu yaşadığının en büyük sinyalini EYT ile vermişti. Daha önce “Seçim kaybedeceğimi bilsem de EYT’yi çıkartmam” diyen Erdoğan, harika bir geri vites hamlesiyle “Biz yaptık biiiz” demek için EYT’yi jet hızıyla çıkardı.
Peki bütün bunlar Erdoğan’ın oy oranında bir artış sağladı mı?
Tabi ki hayır!
Bazı anketlerde Kılıçdaroğlu önde olsa da ortalaması alındığında Erdoğan ile Kılıçdaroğlu arasında çok az bir fark var ve seçimin ikinci tura kalması kuvvetle muhtemel.
Peki seçimi kaybetme korkusu daha da ayyuka çıkan AKP şimdi ne yapıyor?
Tabi ki Millet İttifakı’na ve Kılıçdaroğlu’na saldırıyor.
16 Nisan referandumu öncesi “Abidik gubidik adamlar bu ülkede Başbakan oldu” diyen (O dönemin Başbakanı) Binali Yıldırım, Millet İttifakı’nı “işgalcilere” benzetmekten geri durmadı.
İlk Adalet Bakanlığı döneminde çocuğa cinsel istismarla ilgili “Küçüğün rızası vardı” diyen Bekir Bozdağ Millet İttifakı’na verilecek her oyun teröre gideceğini iddia ederek “Ya şampanya patlatıp bunu sabaha kadar kutlayanlar olacak ya da temiz alnını şükür için secdeye koyup Rabb'ine hamdedenler olacak. O gece kimi sevindireceğimize iyi karar verelim" dedi.
Sadece bu 2 örnek bile AKP’nin içinde bulunduğu korkunun ne kadar büyük olduğunu gösteriyor.
Ne Meclis’te ne de Cumhurbaşkanlığı seçiminde kazanma ışığı bulamayan AKP belli ki 14 Mayıs’a kadar çirkinlik seviyesi daha da artıracak.
Hatta daha çarpıcı bir ayrıntıya daha bakalım:
AKP seçmeni ve Cumhur İttifakı belki ilk kez bu kadar bölünmüş durumda. HÜDA Par ile yan yana gelmek istemeyen MHP seçime kendi listelerinden girme kararı aldı. Tabi bu karar aynı zamanda bir seçim sonrası yatırımı… Erdoğan seçimi kaybederse Bahçeli’nin Cumhur İttifakı’ndan çıkma ihtimali oldukça yüksek.
Terör örgütü Hizbullah’ın siyasal kolu HÜDA PAR’ın Genel Başkanı Türk bayrağından rahatsız olduğunu açık açık söyledi.
Hem de bunu Cumhur İttifakı’nın ortağı olarak söyledi. O Genel Başkan “Neden adı Türk bayrağı da Türkiye bayrağı değil” diye sordu.
Sözde demokrat özde ırkçı ve aşırıcı dinci ve terör destekçisi HÜDA PAR, AKP tabanında da büyük rahatsızlığa neden oldu.
AKP yönetimi hem de teşkilat HÜDA PAR ile yan yana gelmek istemiyor.
Hem ekonomideki çöküş hem de deprem felaketi sonrası AFAD’ın günlerce ortada olmaması, depremzedelere yardımların ulaşmaması ve en felaketi enkaz altında kalanların adeta ölüme terk edilmesi AKP’nin çöküşünü hızlandırdı.
Erdoğan bu saatten sonra ne yaparsa yapsın bu çöküşü tersine çeviremeyecek çünkü elinde bunun için hiçbir argümanı yok. Her zaman yaptığı gibi taşıma suyu ile değirmeni döndürmeye çalışsa da artık buna kemik seçmeni dışında inanan kimse kalmadı.