AKP, 18 yılda 10,9 milyon işsiz yarattı

İşsizlik, ekonomik ve sosyal istikrar açısından altından kalkamayacağımız boyuta yükseldi. Açıklanan istatistikler işsizliğin korkunç boyutunu göstermiyor. Çünkü TÜİK, iş aramayan ve fakat çalışmaya hazır olanları işsiz saymıyor. Gerçekte bunlar açıklanan işsiz sayısından daha fazladır. İkincisi pandemi nedeniyle işçi çıkarma yasağı işsizliğin gerçek boyutunu engelliyor.
İşsizlik, ekonomik sorunların barometresidir. Siyasi iktidarın başarısızlıklarının bir özetidir. Dünya pandemiden önce işsizlik sorununu çözmüştü. Bizde ise AKP iktidarı son on sekiz yılda on milyon 900 bin kişiyi istihdam dışında bıraktı.
2003-2020 NÜFUS VE İSTİHDAM EDİLENLER
Kaynak; TÜİK verilerinden hesaplanmıştır
AKP 2018 seçim programının ''''Neler Yapacağız?'''' kısmında; ''''Yeni dönemde istihdam hedeflerimiz doğrultusunda farklı alanlara özel istihdamı artıracak politikalarımızı sürdüreceğiz.'''' deniliyor.
2001 kriz yılında yüzde 8,2 olan işsizlik oranını 2020 yılında yani 16 yılda yüzde 13-14''lere taşıyan bir iktidarın işsizliği düşüreceğine kim inanır?
Ziya Paşa''nın meşhur sözüdür; "Âyinesi iştir kişinin lâfa bakılmaz / Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde." (İnsanın aynası işidir¸ lâfa bakılmaz; bir kişinin aklının seviyesi¸ yaptığı işte görünür.)
AKP iktidarında işsizlik her dönemde arttı… 2001 kriz yılı olmasına rağmen, 2000-2002 arasında yıllık ortalama işsizlik oranı yüzde 8,4 iken, AKP de büyüme yaşandığı 2003-2007 yılları arasında bile yıllık ortalama işsizlik oranı daha yüksek yüzde 9,7 oldu. Kriz yılları 2008-2009''da arttı. Sonrasında yine yüzde 9,8 oldu.
2016 yılı sıkıyönetim uygulaması ve arkasından gelen başkanlık sistemi, işsizliğin yıllık ortalama yüzde 12 ve yüzde 13 seviyesine çıkmasına neden oldu. Zira bu dönemde yatırımlar da durdu
DÖNEMLER İTİBARİYLE ORTALAMA İŞSİZLİK ORANI
Üretimde yüksek oranda ithal girdi kullandığımız için ve popülist politikalara bağlı bir talep artışından kaynaklanan bir büyüme yaşadığımız için, işsizlik büyümeden bağımsız ve artan bir trent gösterdi.
2009 yılındaki dünya finansal krizinde GSYH, yüzde 4,7 oranında daraldı. İşsizlik oranı da o yıl bizde yüzde 14''e çıktı. Diğer yıllar büyümeden bağımsız olarak yüzde 10 dolayında, 2018 ve sonrasında ise yüzde onun üstünde kronik bir yapı kazandı.
Geldiğimiz takvimde, açıklanan işsizlik oranı yüzde 13, fiili işsizlik oranı yüzde 23,6 ve fiili işsiz sayısı 8,5 milyondur. Pandemi sonrası en iyi ihtimalle üç kişiden bir kişi işsizdir.
İşsizliğin en büyük riski de sosyal sorunların tırmanmasıdır.
* İşsiz kalanlar, özgüvenini kaybeder. Kendilerini toplumdan dışlanmış hisseder ve topluma uyum sağlayamazlar.
* İşsiz kalanlar, yoksullaşırlar.
* İşsiz kalanlar, topluma ve kurumlara karşı tepkilidir. İşsizlik artar ve uzarsa tehdide dönüşür.
* İşsiz kalanlarda aile ilişkileri bozulur. Boşanmalar artar.
* İşsiz genç, her türlü ideolojik tuzağa düşmeye zorlanmış olur.
Özetle; işsizlik, sosyal huzur ve beka için en büyük tehdittir.
Elbette işsizlik kader değil. Ama bugünkü iktidar işsizliği kader yaptı.

Yazarın Diğer Yazıları