AKEL ve Hristo-fiyasko'nun 'şeytani stratejisi'
GKRY Başkanı, sözde barış meleği, eski komünist, emperyalizmin uşaklığına soyunmuş Dimitris Hristo-fiyasko’nun uzlaşmaz ve saldırgan tutumu devam etmektedir. Hristo-fiyasko’nun Kıbrıs sorununu belirlenmiş ve değişmeyen Rum tezlerine göre çözmenin dışında bir hedefi olmadığını anlayamayan içimizdeki şaşkınlar hâlâ daha ondan medet ummakta ve onu yere göğe sığdıramamaktadırlar. Hristo-fiyasko’nun sözde barış misyonunun, adanın Elenleştirilerek Enosis’in ve Megali İdea ülküsünün gerçekleştirilmesini hedeflediğini anlayamayan çevreler ‘Bütün halkların kardeşliği’ üzerine bina ettikleri düşünce yapısında hâlâ daha ısrar etmekte ve Birleşik Kıbrıs yaratma gayretlerini sürdürmektedirler. KKTC’de iktidar olan CTP-BG, Güney Kıbrıs’taki AKEL ile yıllar önce üzerinde mutabakat sağladıkları prensipler doğrultusunda hareket etmekte, AKEL’in ve onun lideri Hristo-fiyasko’nun kuyumuzu kazdığını görememekte ve ısrarla bizi uçuruma doğru götürmektedirler.
Hristo-fiyasko başkanlığındaki Rum tarafı sürdürülen müzakereler çerçevesinde bu hedefe doğru emin adımlarla ilerlemektedir. İki bölgeli-iki toplumlu federal yapı maskaralığı adı altında sözde Kıbrıs Cumhuriyeti’nin devamı ve üniter yapısı korunurken, tek egemenlik, tek temsiliyet, tek vatandaşlık savsatalarıyla da KKTC yıkılacak ve Kıbrıs Türkü osmosis yoluyla Rum’un içinde yok olup gidecektir.
Şeytan Hristo-fiyasko müzakere masasında bir taraftan güya yoldaşı KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ı ikna etmeye çalışırken diğer taraftan da Kıbrıs sorununun Türkiye’nin inisiyatifi olmazsa çözülemeyeceğini dünyaya yaymaktadır. Çözümsüzlük halinde suçlanacak tarafın Talat değil, ancak ve ancak Türkiye olacağı fikri ekilmeye çalışılmaktadır. Hristo-fiyasko bu nedenle Kıbrıs Cumhuriyeti’nin sahibinin Kıbrıs Türkleri ve Rumlarının olduğunu, anavatanların dadılığına ihtiyaç duyulmadığı fikrini sık sık tekrarlamaktadır. AKEL yayın organı Haravgi gazetesi son dönemde kendileri gibi düşünen Kıbrıs Türklerine methiyeler düzmekte, Rumlarla Türklerin kardeşçe yaşabileceklerini vurgulamaktadır. Haravgi, geçmişte olanları hatırlatarak, tarihsel gerçekler çerçevesinde Türklerle Rumların bir arada yaşamalarının güçlüklerine dikkat çeken, ’kadife ayrılıktan’bahseden ve KKTC’nin varlığını destekleyen Kıbrıs Türklerine de ‘barış düşmanı marjinaller’olarak nefretle saldırmaktadır.
Rum tarafının işlerine geldiğinde yere göğe sığdıramadıkları, arkasına sığındıkları BM’nin hakemliğini de kabul etmemeleri sürdürülen müzakerelerin başarısızlıkla sonuçlanmasından sonraki yeni sürece hazırlıktır.
Hristo-fiyasko’nun stratejisine göre kapsamlı görüşmelerin başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından Kıbrıs Türkü anlaşmanın önünde engel olduğuna inanarak anavatanları Türkiye’ye isyan edecek ve Kıbrıslıca bir çözüm için Rumlarla kafa kafaya vermeyi kabul edecektir. Kıbrıs Türklerinin çözülerek bu kıvama gelmeleri için de emperyalist ABD, İngiltere olmak üzere Avrupa Konseyi, Avrupa Birliği’nin tüm organları ve BM de etkin rol oynayacaktır. Bu şeytanca hazırlanmış stratejiye göre Kıbrıs Türklerinin başka seçenekleri yoktur, emperyalizmin vaatlerine inanıp yeniden kanacak ve kendi kendini yok edecektir.
Eğer sen Kıbrıs Türkü olarak, egemen olan devletin KKTC’yi yıkmayı göze alarak Annan Planı’na evet dersen, her türlü vaadi yerine getirmeyen yalancı-küstah emperyalizmle işbirliğine devam edersen, birbiri ardına önüne konan ahlaksız tekliflere kucak açarsan, Cumhurbaşkanı olarak ’Türkiye’nin işgal ettiği bağımsız egemen Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuzeyinde yaşayan, Kıbrıs Türk Cemaati’nin lideri olarak Avrupa Konseyi’nde konuşmayı kabul edersen, o zaman da Hristo-fiyasko gibi emperyalizmin uşağı şerefsizler şeytanca planlar yapmaya ve biz Kıbrıs Türklerini yok etme ümidiyle yaşamaya devam ederler. Akıllar başa alınmalı, şeytani planlara fırsat verilmemelidir. Kapsamlı müzakereler sonrasında başka bir sürecin olmayacağı ilan edilmeli, anlaşma sağlanılamayacaksa artık bugüne kadar hiç denenmemiş olan yolun, yani KKTC’nin tanınması yoluna gidileceği açıklanmalıdır.