AK Parti'nin tadını kaçıracak araştırma
Kadir Has Üniversitesi, geleneksel hale getirdiği "Türkiye'nin Eğilimleri" araştırmasının 2019 verilerini kamuoyu ile paylaştı.
26 ilde 18 yaş üzeri bin kişiyle yapılan anket çalışmasından çok çarpıcı sonuçlar ortaya çıktı.
Dikkatimi en çok çeken sonuç, Türk halkının neredeyse yarısı hiç kitap okumuyor, yüzde 75.5'i tiyatroya, yüzde 38'ise sinemaya gidemiyor.
Özellikle okuma oranındaki bu düşük durum ile siyasi sonuçlar arasında da ciddi bir bağ kurulabilir. Okuma oranı düştükçe, körü körüne particilik artıyor, doğru-yanlış ayrımı ortadan kalkıyor.
Bir diğer çarpıcı sonuç ise vatandaşların kendilerini daha çok "Orta Doğulu" olarak tanımlaması. Araştırmaya katılanların yüzde 54,3'ü kendisini "Orta Doğulu", 45,7'si ise "Avrupalı" olarak nitelendiriyor.
En prestijli meslek olarak ilk sırada tıp doktorluğu gelirken, üniversite profesörü, hakim, öğretmen ve avukatlık doktorluğu takip ediyor.
Deprem konusunda bilinçsizlik ise devam ediyor. Araştırmaya katılanların yüzde 64,8'i deprem anında ne yapacağı konusunda herhangi bir bilgiye sahip değil.
Haber alma davranışlarındaki değişiklik ise araştırmanın ortaya koyduğu bir diğer önemli sonuç. Vatandaşların yüzde 42'si yalnızca internetten haber aldığını ifade ederken, sadece gazeteden haber alıyorum diyenlerin oranı yüzde 12'de kalıyor. Her ikisini kullananların oranı ise yüzde 45,5.
126 sayfalık araştırma raporundan çarpıcı sonuçlar şu şekilde:
Türkiye'nin yarısı siyasi kutuplaşma olduğunu düşünüyor.
En güvenilir kurum yüzde 60'la Türk Silahlı Kuvvetleri, en az güvenilen kurum ise yüzde 35'le medya. TSK, 15 Temmuz'un yıkıcı etkisini üzerinden atarak, vatandaşların en güvendiği kurum haline gelmiş.
Başkanlık sistemi ise benimsenememiş durumda. Araştırmaya katılanların yüzde 39.3'ü sistemin başarısız olduğu görüşünü paylaşırken, yüzde 31.3'ü cevap vermekten çekiniyor.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde oy potansiyeli en yüksek isim olarak Ekrem İmamoğlu öne çıkarken, onu sırasıyla, Muharrem İnce, Ali Babacan/Abdullah Gül ve Ahmet Davutoğlu takip ediyor.
Vatandaşların yüzde 46,4'ü ekonomik olarak kötü durumda olduğunu, yüzde 19'u ise ekonomideki olumsuz gidişattan hiç etkilenmediğini ifade ediyor.
Araştırmaya katılanların üzerinde birleştikleri en temel konulardan birisi ise vergi eşitsizliği. Vatandaşların 84,5'i vergi sisteminin adil olmadığını düşünüyor.
AK Parti'nin dış politikaları benimsenmiyor, araştırmaya katılanların sadece yüzde 28,5'i "dış politika başarılı" yanıtını veriyor.
Türkiye'nin yabancı ülkelerde asker bulundurmasını destekleyenlerin oranı yüzde 37,9 olurken, yüzde 42,3'lük kesim desteklemediğini belirtiyor.
Dış politikadan iş birliği yapılması gereken ülkeler kategorisinde ilk sırayı Türk Cumhuriyetleri alırken, Müslüman ülkelerle iş birliği yapılmalı diyenlerin oranı yüzde 16,2.
Türkiye için tehdit oluşturan ülkeler sırasıyla; ABD, İsrail, İngiltere, Fransa ve Suriye olarak görülüyor.
Suriyeli Sığınmacılar
Araştırmanın en önemli sonuçları ise sığınmacılar konusunda öne çıkıyor.
Vatandaşların büyük bir çoğunluğu hükümetin sığınmacı politikasından rahatsızlık duyarken, partiler arasındaki farklar söz konusu sığınmacılar olduğunda ortadan kalkıyor.
Suriyeli sığınmacılardan memnun olanların oranı sadece yüzde 12,9… Memnuniyetsizliğin en önemli gerekçeleri ise yüzde 51,6 oranıyla suça meyilli olmaları, yüzde 45,9'la toplumun huzurunu kaçırmaları olarak sıralanıyor.
Araştırmaya katılanların yüzde 70'i Suriyelilerin ülkelerine güvenlik sağlansa bile gönderilmeyeceğini düşünüyor.
Suriyelilere ayrıcalık tanındığını düşünenlerin oranı ise yüzde 61,5.
Türkiye yeni bir sürece giriyor
Araştırma çok önemli veriler paylaşıyor. Bu gibi araştırmaların daha çok desteklenmesi ve halkın nabzının tutulması şart.
"Türkiye'nin eğilimleri raporu" Türkiye'de siyasi bir gerçeği de ortaya koyuyor. "Yeni kurulacak partilere oy veririm" diyen yüzde 9'luk bir kesim var. Bu partilerin oy alacağı kesim ise şüphesiz AK Parti seçmeni yoğunluklu.
Bu durum yakın gelecekte Türkiye'de siyasi anlamda kritik değişimlerin de olacağına işaret ediyor.
Sığınmacı politikaları, ekonomik göstergeler ve vergi sistemindeki eşitsizlik Türk siyasetini en baştan değiştirebilir.