​​​​​​​Ajda, benden 5 ay büyüktür

Dayımın Çanakkale'de Jandarma komutanlığı yaptığı yıllar. O neredeyse biz de oradayız. Tabii yaz tatillerinde. Tesadüfe bakın, bizimkinin lojmanı sonradan büyük yıldız olacak Ajda Pekkan'ın babasınınkiyle bitişik nizam.

Ajda ve Semiramis ile tanışmam bu sayede oldu.

Önce kız kardeşi dikkatimi çekmişti. Çünkü ihtiyaçlarını giderirken kimseyi umursamazdı. Eteği biraz yukarı çeker ve sıkıntısını giderirdi.

Hep aynı yeri kullanırdı. Bahçelerindeki inşaat artığı kum tepesini.

İki kızla ilkokul muhabbeti sırasında yedi sülalelerini öğrendim. Doğum tarihlerine kadar. Anneleri iyi insandı. Ancak Boğaz Komutanlığında görevli deniz subayı babaları çok sert biriydi. Onun mesaiden dönüş saati yaklaşınca saklanacak yer ararlardı.

Estetikler

Aradan yıllar geçti. Ajda inanılmaz değişikliklerine başladı. Önce çizgi gibi dudakları etlendi. Sonra o değirmen taşı gibi kalçalarını küçülttü. Sıra burnu ve dişlerini düzelttirmeye geldi. Merak edenlere Vahi Öz ile oynadığı filmleri izlemelerini salık veririm.

Gazinolardaki uvertürlüğünden, assolistliğe kadar yükseldi. İlk önemli eli Zeki Müren verdi. Hatta onun hitabı hep "karıcığım nasılsın" şeklindeydi.

Bu ilişkiyi anlatırken biraz sansürlemek zorundayım.

Bodrum'un Paşa'sı için Ajda'yı gerçekten sevdi diyebilirim. Bu tip konuşmalara epey tanık oldum.

En büyük şansı

Ajda ne zaman ki Fikret Şeneş ile tanıştı hayatı tamamen değişti. Fikret Hanım, tanıdığım en romantik insandı. Evli bir pilotla yaşadığı umutsuz aşk dizi bile olabilir.

Ender buluşmalarına hazırlanışını anlatabilmek çok güç. O muhteşem hasretini, yazdığı dizelerde gidermeye çalışırdı.

Yaratıcıydı

Fikret Şeneş, dönemin pek çok İspanyol, İtalyan, Portekizli ve Yunanlı şarkıcıları Türkiye'ye tanıttı. Tabii bunların bestelerine Türkçe sözler ilave ederek.

Türk Hafif Müziği'ne bu şekilde dizayn verdi. Başkaları gibi "beste ve güfte hırsızlığı" yaparak değil.

Fikret Şeneş, bu evrimi tamamlarken, en büyük yararı Ajda Pekkan'a oldu. Tüm coverlerinin tamamını Süper Star'a sundu.

Acun Ilıcalı'nın O Ses Türkiye'yi özel ve daha güzel hale getiren programından büyük tat aldım. Süper Star'ı izledikçe adeta kıskandım. Tamamı Şeneş'in güftelerinden oluşan repertuvarı salonda ve ekran başında izleyenleri havalara uçurdu. Hadi itiraf edeyim, adeta kıskançlıktan çatladım. Ben yürüyemezken ablam, "yalı çapkını" gibi dört bir yana uçuyordu. Bu da herhalde genlerinden gelen özellik.

Yıllarca seyredilecek

Ajda Pekkan'a böyle bir program imkânı tanımak ise ayrı güzellik. Kimin fikri ise onu kutlamak istiyorum. Acun'un bu olayı yıllarca kullanacağı da kesin.

Dağ fare doğurdu

Beştepe'ye kabul edilen ünlü! CHP'linin Talat Atilla'ya kadar indirgenmesi tam bir hayal kırıklığı. CNNTURK Masası'nı bu yüzden fazla izlemedim. Tanımayanlar için halen bir internet sitesini yönettiğini belirtmeliyim.

Hasan Basri Yalçın en doğru yorumu yapan oldu; "Bu artık CHP'deki iç mücadelenin tescilidir." Bunu tek kabul etmeyen Av. Ömer Lütfü Avşar'dı. Sanırım labirenti Ekrem İmamoğlu'na bağlayamamanın üzüntüsünü yaşıyordu.

Önünü görebilmek

Avşar, donanımlı ve güzel konuşan biri. Ancak siyasetin papatya falının okuyamıyor. Artık tüm Türkiye'nin görmeye başladığı gerçeği inkâra kalkışmasını anlamak mümkün değil.

CHP, eğer bir cumhurbaşkanı çıkaracaksa bu Ekrem İmamoğlu'ndan başkası olmayacaktır. Türkiye'nin her bölgesinden oy toplayacak potansiyele çoktan ulaştı. Bu her kafaya girmeli...

İlle de futbol

Türkiye Süper Ligi'nde alınan sonuçlar birtakım yenilikleri de beraberinde getirecek. Abdullah Avcı dörtte dört galibiyetle rahat nefes aldı.

Tehlike çanları ise birkaç önemli ismin başında çalıyor. Fatih Terim'in prestij kaybı devam ediyor. Geçmişin puanları henüz tehlike sınırına yaklaşmadı.

Aykut Kocaman'ın ani ayrılışı gündeme gelirse kimseye sürpriz olmamalı.

Rizespor bu başkan Hasan Kartal'la küme düşerse, şaşırmayanlardan olacağım. Adam, elinde ne kadar işe yarar futbolcu varsa sattı ve tehlike potasına girdi.

GÜNÜN SÖZÜ

Büyük işlerde herkese yaranmak zordur. Solon

Yazarın Diğer Yazıları