Ahmet Hoca ile Erdoğan arasında patlayan son kriz!..

Peşinen söyleyeyim!..

R. Erdoğan'ın CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na sert (!) yüklenmeleri  siyasetimizin üslup seviyesinin  geldiği yeni düzey ile hiç alakası yok. Ne küfürleşmeler ne belden aşağı hakaretler gördü Türk siyasi hayatı. Yeni bir şey yok Şark cephesinde. Hatırlatmalar yapmak da doğru değil!..  Yakın geçmişte TBMM'de milletvekili cinayetine bile şahit olmadık mı?..

Türk siyasetinde üslup sorununu eleştirmeyle de aşamayacağımız bir gerçek. Çünkü, Türkiye'nin en temel sorunu eğitim ve medenileşme. Feodal siyasi yapımız ve bu doğrultuda hakim olan anlayış devam ettiği sürece siyaset figürleri değişir ama bu düşük çıtada söylemlerde ve eylemlerde bir değişiklik olmaz. Olmasını da beklemek saf hayalcilikten öte gitmez.

Sakın ha!.. Bu girizgahın ardından satırların yazarı da saraya rampa etmiş diye düşünmeyin. Vatandaşına "ananı da al git" diyen siyasi kimliğin, CHP liderine yönelttiği hakaretler beni hiç şaşırtmamıştı. Nedenleri; saray kaynaklarından edindiğim bilgi ve izlenimlerle tane tane anlatayım;

R. Erdoğan'ın son günlerdeki aşırı hırçınlığı içinde bulunduğu siyasi ortamdan, ruh halinden  kaynaklanıyor. Bakmayın o "yüzde 52" söylemlerine. Geçenlerde, bir külliye danışmanı ile sohbet ediyordum, gazetecilere yapılan baskıları konuşuyorduk, "reis, biri başkanlık sistemini eleştirdi mi, aleyhinde en ufak bir söz söyledi veya yazdı mı gözleri dönüyor, yerinden çıkacak gibi oluyor. Gözü hiç bir şeyi görmüyor. Tahammül edemiyor " dedi.

Çok açık, belli ki; başkanlık için hiç zaman kaybetmeye(!) tahammülü yok R. Erdoğan'ın. Zaten bilumum köşk danışmanlarının Recebi medyaya verdiği demeç ve manşetlerden de belli. Tam saha pres yapılıyor. Daha çalışmalarına başlamadan Anayasa Uzlaşma Komisyonu masasına da tekme atılıyor. CHP ve Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu dövülüyor görüntüsü sanal. Erdoğan, "kızım sana söylüyorum gelinim sen anla" misali siyaset yapıyor. R. Erdoğan'ın içini, Ahmet Hoca'nın uzlaşma komisyonunda Kemal Kılıçdaroğlu ile farklı planlar üzerinde gizliden anlaştığı şüphesi çok fena kemiriyor. Oyalanıp, sürecin farklı noktalara taşınacağı endişesi Erdoğan'ı kasıp kavuruyor. "Hayattaki en büyük iki hatamdan biri" dediği Ahmet Hoca ile ilişkilerinde en gergin günlerini yaşıyor. Daha önceki yazılarda Ahmet Hoca ile Erdoğan arasındaki kriz gündemine değinmiştik. Bir madde daha eklendi. Kararname krizi. İçişleri Bakanı Efkan Ala'nın hazırladığı ve "eli kulağında" diye heyecanla beklenen Valiler ve Emniyet Müdürleri kararnamesinde büyük bir kriz yaşanıyor. Külliye kaynaklarından edindiğim bilgilere göre, Efkan Ala'nın hazırladığı kararnameye "Başbakan"  Ahmet Davutoğlu müdahalelerde bulundu. R. Erdoğan, Ahmet Hoca'nın birçok müdahalesine tepki gösterdi. Çizdi attı. Davutoğlu'nun kendisine dönen kararnamelerde her defasında ekleme ve çıkarmalar yapması R. Erdoğan'ı iyice çileden çıkardı. "Bugün", "yarın" denilen Valiler ve Emniyet Müdürleri kararnamesinin akıbeti şu satırların yazıldığı saatlerde belli değildi.

İktidarın, devlet içinde yarattığı son kaos maddelerinin dahası değil dahaları var!..

Bürokrasideki diğer atamalar...

Bakanlar, Başbakan ve saray üçgeninde büyük bir tıkanıklık ve kapışma yaşanıyor. En somut örneklerinden biri de Ulaştırma Bakanı  Binali Yıldırım ile "Başbakan" Ahmet Davutoğlu arasında cereyan eden atamama krizi. İşe hızlı giren Yıldırım'ın kritik makamlara istediği atamalara Ahmet Hoca'nın vermediği onaylar Ankara kulislerinde destan gibi anlatılıyor. Bu doğrultuda saraya yapılan hassas bilgilendirmeler ise R. Erdoğan'ın kızgınlık kat sayısının artmasına neden oluyor.

Başkent kulislerinde konuşulan diğer bir gündem maddesi de Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarı. Bu kurumun başında olan Muhammed Dervişoğlu'nun görevinden alınıp alınmaması konusunda "Başbakan" Ahmet Davutoğlu ile R. Erdoğan arasında görüş ayrılığı yaşandığı belirtiliyor. R. Erdoğan'ın askeri bürokrasi ile ilgili de sıkıntıları/şikayetleri olduğu ve bunun Ahmet Hoca'nın bazı tutum ve davranışlarından kaynaklandığı da AKP kulislerinin günlük sohbeti haline geldi.

Şimdii!..

Hal böyle olunca;

R. Erdoğan'ı  çok iyi anlamak gerek!..

Erdoğan, çıkıp da muhtarlar toplantısında kendi elleri ile atamasını yaptığı Ahmet Hoca'yı mı lafla dövsün?..

Daha erken. Ona da biraz daha vakit var diye düşünüyorum.

2016 çok büyük sürprizlere gebe...

Yazarın Diğer Yazıları