Ahmet Hakan'ın bittiği gece...
Öncelikle kangren hâline gelmiş bir konuya değineceğim. CNNTÜRK, ilan ettiği program saatlerine uymuyor. Sadece Tarafsız Bölge'yi baz alırsak yeterli. 21.00 diye bildirilen program, 22.00'de başlatılıyor. Bu kadar kaydırmayı madem yapacaksınız, "gerçek saat"i niye saklıyorsunuz?
Sorumsuzlar için bu basit bir şey olabilir. Ancak sizler büyük bir haber ağının Türkiye ayağısınız. Bunu yapmaya asla hakkınız yok.
Baş rolde
Gelelim Ahmet Hakan Coşkun'un geldiği noktaya. Ekrem İmamoğlu'nu konuk ettiği gece sadece eline verilen senaryoyu oynadı. Son lafımı önce söyleyeyim; "rezil kepaze oldu." İlk bölümü eveleme geveleme ile geçirdi. İkinci kısımda baklayı ağzından çıkardı. Bir zamanlar Fethullahçıların yayın organı olan Samanyolu'ndaki konuşmaları öne sürerek İmamoğlu'nu köşeye sıkıştırmaya çalıştı.
Ahmet Hakan, İmamoğlu'nun tamamen Trabzonspor sözcüsü olarak STV'de yaptığı konuşmaları çarpıtmaya çalıştı. O dönemi gayet net hatırlıyorum. Konular hep aynıydı: futbol. Ne Gülen propagandası vardı, ne de başka bir kurgu.
Bu kadarı fazla
Tuhafıma giden bu konudan bihaber olduğu anlaşılan Coşkun'un yaptığı çok netti. Sadece Millet İttifakı'nın İstanbul adayını karalamaya çalıştı.
Hatta "Fenerbahçe'ye uygulanan kumpası dahi desteklemişsiniz" bile diyebildi. El insaf. Bu kötü kurguya kimin inanacağı sanılıyor?
İmamoğlu'nun, Binali Yıldırım ve Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu'ya yönelttiği sorular ise Coşkun'un engellemelerine takıldı. Göksu'nun ekrana yansıyan kayda geçmiş görüntülerini çarpıtmaya çalışmak da bir başka rezaletti. Mesela "Binali Yıldırım'ın daha fazla oyu çalındı" diyebilmesi bile tutulan yolun işaretiydi.
Bütün samimiyetimle söylüyorum; Ahmet Hakan'a kızamıyorum. Artık acımaya başladım. Bir insan, kendi kendini bu kadar mı küçük düşürür!
TATİL ZAMANI!
Ahmet Hakan'ın karşısında Ekrem İmamoğlu yerine başkası olsa, şaşırabilirdi. Başkan bereket kurguyu çabuk sezdi. Coşkun'a çok güzel iki soru yöneltti:
* Ters köşelerle, çapraz sorularla ne yapmak istiyorsun?
* Neyi aradığını, anlamaya çalışıyorum.
Böylesine ithamlar karşısında kalan insan hiç vakit geçirmeden tatile çıkmalı. Kaldı ki zatı muhterem, tatillere bayılır. Bence tam zamanı. Ancak gideceği yeri iyi seçmeli. Mutlaka insanlardan uzak olmalı. Mesela eskisi gibi Aydın Doğan'ın teknesi olabilir...
HOCANIN GÖZ YAŞLARI
Ankaragücü, Sivas karşısında 3. golü attı. Yani kümede kalmayı garantiledi. Bu maçın naklini gerçekleştiren yönetmen çok güzel bir olayı yakaladı.
Ankara'nın en köklü kulübünü çalıştıran Mustafa Kaplan ağlıyordu. Tahmin ettiğiniz gibi bunlar mutluluk göz yaşları idi.
Paragöz olmadı
Kaplan, her şeyden önce kulübünün alt yapısından başlayıp bugünleri yakalayan biri. Ankaragücü'ne sevgisini bilmeyen yok. Parayla pulla da işi yok. Camiasına sevgisini bilmeyen yok. Ödeme yapılırsa alıyor. Bu konuda kapıları çalmıyor. Dramatik olan, yeni sezonda Ankaragücü'nün başına yine bir isim gelecek. Düşme hattına girilince de ilk akla gelen yapılır: "Mustafa nöbete."
Diğer örnek
Kulüp sevgisi konusunda epey örnek verebilirim. Mesela Emre Akbaba. Bu delikanlının G. Saray sevgisi çok küçük yaşlarda başlıyor. 2000 yılında kazanılan UEFA Kupası'nda zirve yapıyor. Gönlündeki takıma transfer için kaç milyon Avro fedakârlık yaptığı meydanda.
Emre çok ağır kırıklar ve peşinden geçirdiği hayati ameliyatlar sonrası Seyrantepe'deydi. Bastonlarıyla görünce, şaşırmadım. Emre Akbaba, dilerim kısa sürede iyileşip tekrar formasına kavuşur.
...
ACI KAYIP: Ankara'nın efsane gazetecilerinden Taki Doğan da Hakk'a yürüdü. Doğan değişik tarzı ve şiir gibi konuşmasıyla bir dönem ekranların en önemli isimlerindendi. Kendisine rahmet, yakınlarına baş sağlığı diliyorum.
...
TEŞEKKÜR: NTV'yi tebrik ederken sadece gerçeği dile getirmiştim. Yazımın yayımlandığı gün Doğuş Grubu'nun hemen her kademesinden mesaj aldım. Arayanların hepsine teşekkür ediyorum. Asıl kutlanması gereken bu arkadaşlar. Ayrıca 19 Mayıs'ın 100. yılını işlemeye devam etmeleri takdire şayan.
GÜNÜN SÖZÜ
Uygarlık, tüm insanlara eşit saygı duyulmasıdır. Jane Adams