Ağrı’da dili yanan Jandarma...

Muş’ta, 22 Mayıs Cuma günü terörist cenazesinde meydana gelen gerginlikte 2’nci Ağrı vakasının eşiğinden dönüldü!..

Değerli YENİÇAĞ okurlarından, önce, iktidarın kaybettiği milliyetçi oyları kazanmak için çevirdiği tezgâhların perde arkasını aktardığımız 15 Nisan’da “Bu Neyin Ağrısı” ve 16 Nisan’da “Efkan Ala Skandalı” başlıklı yazılarımızı tekrar okumalarını rica edeceğim.

Şimdi, geçtiğimiz Cuma günü Fehmi Yılmaz adlı PKK’lı teröristin cenazesinin gömülmesi için Muş’ta yaşanan olaylara dönelim. Beni, yazılarımdan gayet iyi tanırsınız ama herhangi bir yanlış anlamaya da en ufak açık kapı bırakmamak için peşinen söyleyeyim; burada PKK ve sivil uzantılarına en ufak bir meşruiyet kazandırma veya onların propagandasına alet olmak gibi bir niyetim yok. Bundan 4 ay öncesine kadar “çözüm süreci” adına terör örgütünü şımartan, her türlü tavizi veren, HDP ile Dolmabahçe mutabakatları imzalayan, Kandil ve İmralı’dan beslenen bebek katiline övgüler düzen, terör örgütüne kapalı kapılar ardında “özerklik” sözü veren iktidarın, 7 Haziran’a yönelik seçim tezgâhlarını faş ediyorum. Ki; tezgâhları, ta planlama aşamasında belgeleriyle sizlere var gücümüzle duyurmaya çalışmıştık.

Muş Valiliği’nden 22 Mayıs Cuma günü yapılan yazılı açıklamaya dikkatinizi çekerim;

“23.01.2015 tarihinde Erzurum ilinde PKK Terör Örgütü mensupları tarafından iç hesaplaşma sebebi ile öldürülen PKK Terör Örgütü mensubu Fehmi YILMAZ isimli şahsın cenazesi 22.05.2015 tarihinde saat: 05.30 sıralarında Bingöl ilinden HDP Millet Vekilleri ve Belediye Başkanları öncülüğünde alınarak saat: 09.00 civarlarında İlimiz Merkezine getirilmiştir.

Grubun, cenaze sahibinin köyünde (Bulanık-Bostancılar) cami ve mezar bulunduğu halde ısrarla Bulanık ilçe merkezinde cenaze merasimi yapma isteği geçmişte meydana gelen benzer olaylar (cenazelerde siyasi amaçlı şov yapılması, tabutun cadde ve sokaklarda gezdirilmesi) dikkate alınarak cenaze Bulanık ilçe merkezimize alınmamış, yol ayrımından cenaze sahibinin köyüne yönlendirilmiştir.

Ancak söz konusu grup, cenazeyi köyüne defnetmeyerek Varto ilçesi dağlık kesiminde bulunan (Kolan Köyü mevkii) ve Terör Örgütü tarafından oluşturulan sözde mezarlığa defnetmek için ısrar etmiştir.

Söz konusu talep Bakanlığımız İller İdaresi Genel Müdürlüğünün 18.07.2013 tarihli ve 3805 sayılı ” Mezarlık Alanları Dışında Defin Yasağı “ konulu genelge gereğince grubun talebi reddedilerek konu hakkında yasal işlem ve müdahale yapılacağı gruba bildirilmiştir.

Kamuoyuna duyurulur.”

O gün, Varto-Bulanık yolu trafiğe kapatıldı. Olaylara müdahale eden Jandarma taşlandı. Fakat, bu işlerin birden fazla “ama”sı var.

Bu olayda 2’nci Ağrı vakasını yaşatmaya çalışan iktidar istediğini elde edemedi. Sözde çözüm süreci altında teröristler her türlü şekilde özgürce dolaşırken ölü bir terörist üzerinden olay çıkarmak için fırsat kollandı. Unuttuk mu; bundan önce yapılan terörist cenazelerini, sözde şehitliklere paçavraları ile birlikte gömülme törenlerine verilen izinleri... Olup bitenleri trene bakar gibi seyreden iktidar mensupları ve yalakalarının barış (!) nutuklarını. “Çözüm süreci” ne zarar gelmesin diye olaylara müdahale ettirmeyen Hükümet Valilerinin yaptıklarını ve güvenlik güçlerini hapsettikleri karakolları ve kışlaları. Kazılan hendekleri, terör örgütünün çadır karakollarını, asayiş timlerinin nasıl çalıştığını.. Yeni mi ayıktılar acaba da teröristin cenaze olayına yüzlerce Jandarmayı gönderdiler? Önceden birçok teröristin gömüldüğü mezarlığa sanki ilk defa gömülme olacakmış gibi gösterildi. Defin kanunu ise kanuni engel gösterilerek kılıf bulunmaya çalışıldı. Peki neden bu sözde şehitliklerin kurulmasına izin verdiniz. Kör müydünüz?.. Gözleriniz görmüyor, kulaklarınız işitmiyor muydu?.. O zaman defin kanunu yoktu da yeni mi çıkarıldı?..

Muş Valisi Vedat Büyükersoy, neden yoğun Jandarma kuvvetleriyle baskı ve cebir kullandırttı?.. Daha önceki aylarda bu sözde şehitliğin yapılmasına hiçbir şekilde karşı koymayan hatta demokrasi ve çözüm sürecinde açılım olarak görülen bu sözde şehitliğe seçimlere 20 gün kala ölü bir teröristin gömülmesine neden razı olunmadı? Ne değişti?..

Şimdii! Yazının girişinde verdiğim flaşa açıklık getireyim. Bölgedeki güvenilir kaynaklardan aldığım bilgilere göre;

İçişleri Bakanı Sebahattin Öztürk, Muş Valisi Vedat Büyükersoy’u defalarca arayıp “olaylara mutlaka sert bir şekilde müdahale edin” talimatı veriyor. Öztürk, Efkan Ala zamanında İçişleri Bakanlığı Müsteşarı değil miydi? Ne oldu da ne değişti de, acaba birden bire PKK’ya şahin kesildiler?..

Muş Alay Komutanlığı’nın Muş Valisi Vedat Büyükersoy’dan aldığı yazılı ve imzalı “müdahale edin talimatı” da bana çok manidar geldi.

Ağrı’da sütten dili yanan asker, Muş’ta yoğurdu üfleyerek mi yedi?

Ne dersiniz?..

Bu olup bitenlere!..

Yazarın Diğer Yazıları