Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Agah Oktay GÜNER
Agah Oktay GÜNER

Ağaç derken petrol gitti

Taksim Gezi Parkı olayları bir bakıma devam ediyor. İşsiz gençler, ümidini kaybetmiş insanlarımız ekonomi masallarını değil kendi yaşadığı çileli şartları taşımakta zorlanan halk, yıkıma hayır diyen gençlerin yanında oldu. Suya atılmış bir taşın dalga dalga kıyılara doğru yayılması gibi eylem büyüdü. Eylemcileri kazanmak, onlar da bizim yüreğimizin yarısıdır(!) demek basiretini gösteremeyenler yabancıları da isyan ettiren sorumsuz şiddeti tercih ettiler. Unutmayalım sosyal olaylar dağın tepesinden yuvarlanmış kar topu gibidir. Çığ halini alır, büyür ve düştükleri yeri tarumar eder. Devlet yönetimi, idarecilerden kar topu halinde gelişmeleri görmelerini ister ve yolun başında işin bitirilmesini bekler. Ancak sayın hükümet, gezi eylemlerini olumlu bir iklimde bitirmeyi düşünmek yerine, normal günlerde gündeme getirilmesi çok zor olan bir petrol kanununu Meclis’ten geçirmeyi tercih etti. Türkiye’nin petrol yatakları adeta yeni kapitülasyonlarla çok uluslu emperyalist şirketlere hediye edildi. Cumhurbaşkanının onayından sonra yürürlüğe giren bu kanunla ülkemizin milli menfaatleri bir kenara bırakıldı. Yabancılara akıl almaz imtiyazlar tanındı. Yabancı petrol şirketleri Türkiye’nin her yerinde petrol arama hakkı elde etti. Bu şirketlere pek çok vergiden kurtulma imkânı tanındı. Yabancı petrol şirketlerine iştahlarını kabartacak cinsten vergi indirimi sağlandı. Şirketler petrol işlerinde kullanılacak malzeme, akaryakıt, kara, deniz ve hava ulaştırma araçlarını yurt içinden satın alması veya ithal etmesi durumunda gümrük vergisi ödemeyecek. Harç ve damga vergisinden muaf tutulacak. Yabancı şirketlerin mevcut petrol kanununda ödemek zorunda oldukları yüzde 55 toplam vergi tavanı yüzde 40’a indirildi. Sadece petrol alanları değil yabancılara doğalgaz alanları da açıldı. Yabancı şirketler Türkiye topraklarında buldukları doğal gazın toptan satışını da yapabilecek. Yabancılar çıkardıkları, ihraç ettikleri petrol ve doğal gazdan elde ettikleri geliri yurtdışında tutma imkânına kavuştu.
Yeni kanunda Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’nın (TPAO) kuşa döndürüldüğünü görüyoruz. Devlet adına petrol arama ve üretim faaliyetlerini elinde bulunduran TPAO’nun bu yetkisi sınırlandırılıyor. Bu yetki alanına yabancılar da ortak edilerek TPAO’ya büyük bir darbe vuruluyor. Bu kanunda açık hüküm olmamasına rağmen, tespit ettiğimiz anlayış milli şirketimizin özelleştirilmesinin ilk adımıdır. Yasadan “Devlet adına arama ve işletme ruhsatı alma hakkı TPAO’ya aittir” hükmü çıkarılmıştır. Süresi dolan petrol üretim sahalarının TPAO’ya verilmesini öngören madde kaldırılmış bu alanların özel sektör şirketlerine verilmesinin önü açılmıştır.
Yeni petrol kanunuyla ilk defa yabancılara Türkiye’nin kara ve deniz sahasında petrol arama izni veriliyor. Bu çapta bir düzenlemenin ülke gündemini alkol yasası ve Taksim Gezi Parkı olaylarıyla dolu olduğu bir zamanda yapılması “yabancı petrol lobisinin” başarısıdır. Bu lobi yıllarca “Türkiye’de petrol yok” inancını tutturmaya çalıştı. Şimdi Türkiye’de petrol yok diyenlerin faydasına, kanunla yabancılar için özel imtiyazların getirilmesi tam bir çelişki değil midir? Bu çelişkinin ötesinde Türkiye’de petrol yok iddiaları da artık bitmiştir.
Bu kanunla halen devletin elinde olan petrol bulunduğu tespit edilen sahalar yabancı ve yerli şirketlere açılıyor. Yabancı şirketler potansiyeli belli olan bu bölgelere gelip hazır bir şekilde arama çalışması yapacak. Bu gayretleri de devlet tarafından özel imtiyazlarla desteklenecek. Petrol şirketi de çıkardığı petrolün sadece yüzde 12’sini devlete verecek. Kanunun hedef aldığı tablo bu. Potansiyeli belli bölgelerin dışında yeni aramaların yapılması mümkün görünmüyor. Zira özel sektör mantığı ile hiçbir şirket riskli olan bir arama faaliyetine girmeyi düşünmez.
Eski yasadaki “yabancı devletlerin doğrudan doğruya veya dolayısıyla idaresinde etkili olabilecekleri şirketlerin petrol faaliyetinde bulunamayacakları, mülk edinemeyecekleri, tesis kuramayacakları” hükmü yeni kanunda kaldırılarak yerine “bu kanundaki esaslara uygun olmak şartıyla, sermaye şirketlerine veya yabancı devletler mevzuatına göre sermaye şirketi niteliğinde bulunan özel hukuk tüzel kişilerine araştırma izni, arama ruhsatı ve işletme ruhsatı verilir” cümlesi getiriliyor.
Yeraltı servetlerimizi böylesine yabancı menfaatine açmak bu iktidarın kesintisiz işi olmuştur. Milli iradenin sandıkta bu gidişin kökünü kesmesi yakın olsun diyoruz.

Yazarın Diğer Yazıları