Af/İdam; aklın yolu bir
Yaşar Usluer devletten emekliye ayrıldı ama işleri bitmiyor. Bu kez kendisiyle ilgili sorunları çözmekle meşgul. Ayrıca en büyük özelliği olan "gelecek okumaya" devam etmekte.
Herkesin ortak fikri af konusunun ekim ortalarında yeniden gündeme geleceği şeklinde. Tabii ki bu işin pimini çekme görevi, yine Devlet Bahçeli'ye bırakılacak.
Usluer'in yazısı her zamanki gibi çok uzun. Öyle böyle değil. Bu nedenle epey budamak zorunda kaldım.
Konuya bir yıl önce de yine eylül ayında değinmişti. Buyrun birlikte okuyalım:
Gaz alma operasyonu
"Ellerimizle kaldırdığımız idama şimdilerde 'Meclis önüme getirsin imzalarım' demek tamamen iç siyasete dönüktür. Erdoğan'ın zaman zaman 'onaylarım' demesinin inandırıcılığı kaldı mı? Görüşünüze aynen katılıyorum. Elinize, yüreğinize sağlık. Aklın yolu bir. Ben de söz konusu yazımda, 'Bundan ayrı, Erdoğan her gündeme geldiğinde 'İdam cezası önüme geldiğinde imzalarım' dese de, algı operasyonu yapmaktan öteye gidemez', diye yazmıştım.
ABD ve Rusya'nın PKK, PYD konusunda 'tavşana kaç, tazıya tut' politikası uyguladığı gibi, Erdoğan da idamın yeniden Meclis'e gelemeyeceğini/geçmeyeceğini bildiği halde ikide bir imzalarım diye vatandaşı oyalıyor/kandırıyor. Aynı zamanda Ak Parti Genel Başkanı olan Erdoğan'a 'neden siz Meclis'e getirmiyorsunuz?' diye kimse soramıyor.
Tekrarlama
İktidarın koltuk değneği Bahçeli/MHP, 162 bin 989 tutuklu ve hükümlüyü kapsayan kısmi af teklifini TBMM başkanlığına sundu. 19 Mayıs 2018 tarihine kadar işlenen suçları kapsayan teklifte; 'Cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar, çocukların cinsel istismarı, kasten adam öldürme, işkence, casusluk, Atatürk aleyhine ve devlete karşı suçlar kapsam dışı' tutuluyor. Bunun ayrıntısı da şöyle:
Kime yarayacak
'Soykırım, insanlığa karşı suçlar, örgüt, kasten öldürme ve bunun nitelikli halleri, insan üzerinde deney, organ veya doku ticareti, işkence neticesi oluşanlar ve benzeşenleri af kapsamında değil.'
Bu suçlar dışında herkes yararlanabilecek. Yani uyuşturucu suçu işleyen 50 binin üzerindeki kişi aftan yararlanacak.'
1974 Affı
18 Mayıs 1974'te Ecevit/Erbakan koalisyonunun çıkardığı kısmi afta da 'siyasi hükümlü ile bazı kaçakçılık suçları kapsam dışı' bırakılmıştı. Oysa 'Anayasanın eşitlik ilkesine aykırı diye' Yüksek Mahkeme 2 Temmuz 1974'te aldığı kararla kapsam dışı kalanları da dahil etti. Genel affa dönüştü.
Rahşan olayı
Ecevit/DSP, ANAP/Yılmaz ve Bahçeli/MHP koalisyon hükümeti 23 Nisan 1999 tarihine kadar işlenen suçları şartlı salıvermeye dönüştürmüştü.
Rahşan affı olarak bilinen bu kanunla 'tüm cezalarda 10 yıl indirim' ön görüldü. Ne var ki tıpkı 1974'te olduğu gibi bu da Anayasanın eşitlik ilkesine aykırı bulunarak, kanunun kapsamı genişletilmişti.
Af, Anayasanın 87. maddesine girmektedir. Genel ve özel af ilanında, mahkemelerce verilip kesinleşen cezalar baz alınmaktadır.
360 milletvekili şart
3 Ekim 2001 tarih ve 4709 sayılı Anayasanın bazı maddelerinin değişikliği kanunu ile 'Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tam sayısının beşte üç çoğunluğu gerekir' fıkrası eklenmiştir. Yani şu anda af kanununun çıkması için en az 360 milletvekilinin oyuna ihtiyaç vardır.
Af kanunu, dayanağını her ne kadar Anayasadan alsa da 'İki tarafı . oklu değnek gibidir.' Bir tarafı üzerken, diğer tarafı sevindirir. Bundan başka siyasi sonuçları da vardır. Affa destek veren partileri affa uğrayanlar desteklerken, karşı çıkanlar desteklemez. Buna karşın, affa karşı olan seçmen ve mağdurlar da affa destek veren partileri değil, vermeyenleri destekler ki, bunlar çoğunluktadır. Nitekim Rahşan Affı'nı çıkaran DSP/ANAP/MHP'nin 2002 seçimlerinde baraj altında kaldığı unutulmamalı.
FETÖ'cülere yarayacak
1974 ve Rahşan aflarında olduğu gibi tarih yine tekerrür edecek. Anayasa Mahkemesi kapsamı genişletecek, neticede FETÖ'cüler bile yararlanacaktır.
Unutulan
Sizin 'bir dönem seçim meydanlarında, Erdoğan'a -İdam, idam- sloganları arasında darağacı urganı fırlatan Devlet Bahçeli'ye ise ne söyleyeceğimi bilemiyorum' hatırlatmanızı Bahçeli 22 Temmuz 2007 seçim mitinglerinde yaptı. Oysa koalisyon ortağı olduğu Ecevit hükümetinde Öcalan'ın dosyasını 'İdam cezası kaldırılıncaya kadar Meclis'e gelmemesi için yapılan protokolde' kendi imzasının bulunduğunu unutuyor. Neymiş, 9 Ağustos 2002'de yapılan oylamada hayır oyu vermiş miş! Kim inanır? Bahçeli, sarı öküzü kaptırdığı için artık geriye dönüşü de yok..."
GÜNÜN SÖZÜ
En kötü tiran, yasaya işkence edendir. Francis Bacon