Afganistan'daki saldırıda bir "Türk dostunu" kaybettik

Gündem yoğun... Kafalar karışık. Dikkatler haliyle kendi iç dünyamıza odaklı. Ama hepimizi çevreleyen kültür coğrafyamızda üzücü olaylar yaşanıyor. Bizim de görevlerimizden birisi zaten bu... Unutulanları unutturmamak... Duymayanlarınız varsa hemen hatırlatalım. Geçtiğimiz hafta Afganistan’da meydana gelen saldırıda 100’ü aşkın kişi yaşamını yitirdi. Bunlar arasında öyle birisi var ki, üzüntümüz bir kat daha arttı.
Sibgetullah ZEKİ... Bir Türkiye dostu. Ülkede yaptığımız incelemeler sırasında kendisini yakından tanıma fırsatı bulmuştuk. Tahar vilayeti doğumlu olan Zeki, aynı zamanda bu ilin milletvekiliydi. Bir dönem General Raşid Dostum’un sözcülüğünü de yaptı. Çok iyi Türkçe konuşan, iki ülkenin tarih ve kültür ortaklığına yürekten inanan gerçek bir Turan sevdalısı idi. Görüşmemiz sırasında sık sık Atatürk’ten bahsediyordu. “Ne mutlu Türküm” diyene sözüne atıfta bulunuyordu. Daha sonra edindiğimiz bilgiler bu gözlemimizi doğruluyordu. Öğrendiğimize göre gittiği her yerde Türkiye lehine sözler söylüyor ve insanların sempatisine etki alanı yaratıyordu. İşte böyle bir “dostu” kaybettik. Kesin bir bilgi olmasa da ölenler arasında Sibgetullah Zeki gibi düşünenler de varmış. Acaba bu saldırı özellikle onları mı hedef almıştı? Bilemiyoruz... Zaman gösterecek. Fakat üzüntümüzü anlatmak mümkün değil. Çünkü saldırı haberini görenlerin bu ayrıntıyı fark etmemiş olmaları Türk dünyasına ilişkin beklentilerimizdeki rutinliği de ortaya koymaktadır. Neyse biz görevimizi yapalım da... Kendilerine Allah’tan rahmet, yakınlarına ve özellikle kardeşi Kudret Bey’e sabırlar diliyoruz.

Kazakistan’dan açıklama geldi
Önceki gün mail kutumuza bir mesaj düştü. Konusu ekonomik çıkarların zedelenmesi yoluyla milli güvenliğe tehdit unsuru taşıyan doğal kaynak bölgesi veya maden alanlarıyla ilgili. Buna göre yeraltı kaynakları işleticisinin faaliyetleri kaynak işletme operasyonları sırasında Kazakistan Cumhuriyeti ekonomik çıkarlarını büyük ölçüde değiştirerek, ülkenin milli güvenliğini tehdit altına sokma söz konusu olduğu zaman, Kazakistan’ın yeraltı kaynak kullanım alanındaki ekonomik çıkarlarını koruma altına alabilecek. Ancak bu anlaşmaların feshi anlamına gelmiyor. Nitekim anlaşmaya konu olan bölge stratejik bölgeler listesinde yer almıyor ise, ülkenin ekonomik çıkarların değişimi önemli boyutta değil ise, ekonomik çıkarların değişimi milli güvenlik tehdidi oluşturmuyor ise, kanun hükümleri uygulanmayacak. Üstelik söz konusu kanun, anlaşmaların feshine konu olan yasal mahkeme süreçlerini kaldırmıyor, anlaşmanın geleceğini ve onun feshi ile ilgili tarafların akıbetini sadece mahkeme belirleyebiliyor. Anlaşmanın feshi durumunda, uluslararası uygulama, “Yatırımlar Hakkındaki Kanun” ve yeraltı kaynağı kulanım konusunda anlaşma maddeleri dikkate alınarak, yeraltı kaynak işletmecisine eşdeğerli tazminatın bedelini mahkemenin kararına bırakıyor. Öte yandan kanun hükümleri bir el koyma veya kamulaştırma gibi de yorumlanmamalı. Öyle ki, yeraltı kaynakları kullanma anlaşmasının özü korunarak, devlet çıkarlarının tutarlı ve kademeli bir şekilde dengelenmesi amaçlanıyor.

Türk Kurultayı’nı unutmayalım
17-20 Kasım 2007 tarihleri arasında Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de Diyasporadan Sorumlu Devlet Bakanlığı’nın Koordinatörlüğünde TÜDEV tarafından, 11. Türk Devlet Ve Toplulukları Dostluk, Kardeşlik ve İşbirliği Kurultayı düzenlenecek. Kurultayın temel amacı Türk Devlet ve toplulukları arasında dostluk, kardeşlik ve işbirliğini geliştirmek. Biz de bu önemli organizasyonu sizlere aktarmak üzere Bakü’de olacağız.

Yazarın Diğer Yazıları