Afganistan'da tehlike büyük!
Kabil''deki Hamid Karzai Uluslararası Havaalanı''nın güvenliğini üstlenmesine yönelik olarak Türkiye ile ABD arasında görüşmeler yapılıyor.
Moskova''da Afganistan barış görüşmeleri yapan Taliban''ın sözcüsü Suheyl Shaheen "Tüm yabancı güçler, üstleniciler, danışmanlar, eğitmenler ülkeden çekilmeli çünkü bir ihlâl olan işgalin parçasıydılar" dedi.
Taliban daha sonra yaptığı açıklamada ise doğrudan Türkiye''nin Kabil''deki Uluslararası Havaalanı''yla ilgili sorumluluk üstlenmesine yönelik tavrına karşı "Bu karar akılsızcadır, egemenliğimizin ve toprak bütünlüğümüzün ihlâlidir ve ulusal çıkarlarımıza aykırıdır" açıklamasını yaptı.
Taliban sözcüsü yaptığı bir diğer açıklamada da "Eylül''den sonra ülkede kalacak tüm yabancı askerlerin işgal gücü muamelesi göreceği" uyarısında bulundu. Dahası Taliban üst üste Türkiye''ye "askerlerini çek" çağrısı yapmaktadır.
Afganistan''ın başkentindeki havaalanının güvenliğini sağlamak için Türkiye''nin ABD ile görüşmesi doğrudur. Ancak ülkede yabancı işgale ve merkezi hükümete karşı mücadele veren Taliban''ı ve diğer muhalif grupları görmezlikte gelmek yanlıştır.
Türkiye''nin sadece Kâbil hükümetinin desteğine güvenerek de bu ülkede NATO sonrasında görev üstlenmesi doğru değildir. Hem Kabil Hükümeti hem Taliban''la hem de diğer muhalif örgütlerle ortak mutabakata varılmadan Türkiye''nin sorumluluk üstlenmesi sanılanın da ötesinde tehlikelidir.
Hamid Karzai Havaalanı Kabil''in merkezinde olup başkentin güvenliğini sağlamadan havaalanın güvenliğini sağlamak mümkün değildir. Başkent Kabil''in güvenliğini sağlamak da Afganistan''ın bütününde alan hâkimiyeti sağlamakla ilgilidir.
Diğer yandan Taliban da ABD''nin çekilmesini fırsat bilerek alan hâkimiyetini bütünüyle sağlamak niyetindedir. Saldırılarını yoğunlaştırarak büyük şehirler hariç ülkenin güneyini kontrol eden, Tacikistan sınırından kuzeydoğuya ilerleme kaydederek ülkenin yüzde 75''ini kontrol altına almış durumdadır.
Afganistan''da Taliban hızla yeni yerleşim yerlerini ele geçirerek ülkenin tamamında kontrolü ele almaya çalışmaktadır. Basına yansıyan Amerikan istihbarat raporuna göre, Afgan hükümeti NATO güçlerinin çekilmesinden altı ay sonra tamamen çökebilecektir.
Geçen hafta, Taliban ile çatışmaların ardından 1000''den fazla Afgan askerinin komşu Tacikistan''a kaçtıkları duyuruldu.
Afganistan halkı onlarca yıldır önce SSCB''ye sonra da ABD''ye karşı büyük bir mücadele vermiştir. Afganistan''dan önce işgalci SSCB sonra da ABD çekilmek zorunda kaldı. Bu durum Taliban''da büyük moral ve motivasyon yaratmış durumdadır.
Türkiye''nin bölgede kalması ve başarılı olması Afganistan''daki bütün tarafların rızasını almakla yakından ilişkilidir. Sorun Türk-Afgan dostluğu, kardeşliği bağlamında değerlendirmek isabetli değildir. Kaldı ki Taliban gibi radikal İslamcı örgütler dünyanın her yerinde farklı din mensuplarıyla değil kendi din kardeşleriyle savaşıyorlar. Nedenleri ülkeden ülkeye farklı olmakla birlikte durum budur.
Tehlike ve risk yaratacak önemli bir husus da Afganistan''da Türkiye''nin Pakistan ile birlikte hareket etmesi. Hâlbuki Afganistan halkı Afganistan''daki bütün kötülüklerin ardında Pakistan''ın olduğuna inanıyor. Bu yüzden de Pakistan''a karşı Afganistan''da güçlü bir nefret duygusu oluşmuştur. Taliban''ı ülkenin başına bela edenin Pakistan olduğuna inanılıyor.
Türkiye ise Kabil Havaalanı''nda üstleneceği rolde Pakistan ve Macaristan ile birlikte hareket edebileceğini açıklamıştı. Bölgenin jeopolitiğini, toplumsal psikolojisini, güçler dengesini dikkate almayan her strateji Afganistan''da iflas etmek zorundadır. Durumu dost, kardeş, dindaş diyerek kurtarmanın imkânı yoktur.
Dahası Türkiye, Kabil''deki Hamid Karzai Havaalanı''nın güvenliğini üstlenir üstlenmez şu veya bu şekilde Rusya, Çin ve ABD gibi üç küresel güçle karşı karşıya gelecektir.
İsmet İnönü 1961''de söylediği o ünlü sözü hatırlayalım: "Büyük devletlerle ilişki kurmak, ayı ile yatağa girmeye benzer. Uyurken bile gözünüz açık olacak".
Uyarıyoruz!
Afganistan''la ilgili olarak Türkiye''deki karar vericiler herhangi bir sorumluluk üstlenmeden önce ülkedeki bütün tarafların onayını almalıdır. Buna karşın her türlü olumsuz ihtimali de hesaba katmalıdır.