“Adli komedya”
Tutuklu 36 sanıktan 9’unun tahliye edildiği 28 Şubat davasını takip ettim. Avukatların tahliye taleplerindeki beyanlarından bu davanın da Ergenekon ve Balyoz gibi sahte veriler ve bir takım tasfiye listelerinden oluştuğu anlaşılıyor. İmzasız sahte belgelerde adı geçenler tutuklanıyor ya da bir şekilde sanık yapılıyor. Ancak ıslak imzalı, mühürlü resmi evraklarda ismi olanlar tanık bile değil. Bunlardan biri tarih boyunca tartışılacak bir isim olacak; Hilmi Özkök.
Aralarında bugünkü komuta kademesinde halen görev yapanları da sırası geldikçe yazacağız. Tutukluluğuna devam kararı verilenlerin arasında Çevik Bir dışında 28 Şubatla direkt bağlantılı olan yok.
O dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı Bülent Erkaya vefat etti. İyi ki bu günleri görmedi. Jandarma Genel Komutanı Teoman Koman ise duruşmanın ilk günü sağlık sebepleri ile tahliye edildi. Teoman Koman’ı daha askeri liseli yıllarımdan tanırım, tertemiz bir Türk subayıdır. İlerleyen yaşı ve hastalıkları yüzünden gerçekten çok zor durumdaydı. Tıpkı Ergun Saygun gibi, ellerinde yani hapisteyken ölmesinden korktukları için tahliye ettiler. Oysa MİT Müsteşarlığı görevini yapan Koman’ın hiç bir zaman zan altında kalmaması gerekiyordu.
Bu davada yargılananların çoğu 75 yaşın üzerinde.
Balyoz davasının bir numaralı sanığı Çetin Doğan’ı gördüm. 3 yıldır hapishane koşullarında yatıyor. Silivri duruşmaları esnasında adeta kükrüyordu. İstanbul’dan Ankara’ya bu dava için getirilmiş Sincan cezaevinde tutuluyor. Sabahın erken saatlerinden geceye kadar duruşma salonunda ilerleyen yaşı, alması gereken ilaçları, titizlikle beslenme koşullarının hiç biri yok. Akşam saatlerinde bizlerin bile pestili çıkıyor. Çetin Doğan gibi yaşları ilerleyen insanların düşürüldüğü durum içimi acıttı, vicdanımı kanattı.
Ömrü dağlarda terörist kovalamakla geçen Engin Alan’ın bu davaya dahil edilmesi tamamen siyasi. Engin Alan’ın görev yaptığı yer Özel Kuvvetler, işi ise dış kaynaklı terör ve operasyon. Özel Kuvvetlerin görev alanı belli. Nitekim mahkemeye getirildi ve o sırada Kuzey Irak’ta olduğu kanıtlandı. Bu davadan tutuklu değil ama sanık olarak duruşmalara ğetiriliyor.Maksat kamuoyunda Alan’a darbeci gölgesi verebilmek.
Duruşma arasında Müyesser Yıldız ile beraber Engin Alan ile sohbet girişimimiz bellerinde silah ile duruşma salonunda görev yapmakta olan sivil polislerce engellendi. Benim bildiğim mahkemelerde duruşma salonu güvenliği jandarma tarafından sağlanır. Neyse bir kaç dakikalığına uzaktan selamlaşıyoruz...
Harb Okulundan Hukuk Hocam Mustafa Bir bu davaya mühür vuran avukat. Heyet müzakere için ara verdiğinde Av. Mustafa Bir, dosyaları arasından bir kaç evrak gösterdi. Tarihlerine dikkat etmemi istedi. 2004, 2006 v.s. Yani ortada ne Ergenekon ne de Balyoz var. “Bu işin hazırlığının hangi yıllara dayandığını anladın mı” diye sordu.
Bu sırada İstanbul’da Amirallere Suikast davası görülüyordu. Eski Deniz Kuvvetleri Komutanları Eşref Uğur Yiğit ile Muzaffer Metin Ataç tanık olarak ifade verdiler. Her iki komutan personellerine sahip çıkarak “Subaylarım suikast yapmaz, bizim için ölürler” diyerek tarihe bir defa daha not düştüler. Bu davadan da tahliye var; Deniz Cora, Ümit Metin, ve Kemalettin Yakar. Ancak bu üç isim de Balyoz Davasından 16 yıla mahkum oldukları için özgürlüklerine kavuşamadı.
Bir hakkı yeniden teslim edelim. Denizci subaylar için komutanları gelip tanıklık yaptı. Darısı Hilmi Özkök ve Aytaç Yalman’ın başına.