Adlarımıza dair iki değerli eser...
Peşin peşin şunu diyeyim, ad konusunda katı bir tutumum yoktur, yani ille de Öz Türkçe ad koyun demem kimseye. Demem çünkü benim iki kızımdan birinin adı Aslıhan, ötekinin Nagehan. Nagehan'a o adı koyarken Farsça olduğunu ve anlamının "Ansızın" olduğunu da biliyordum elbette. Niye koydum? Çünkü ben o sözcüğü çok seviyorum.
Benim karşı olduğum, ille de peygamber ve sahabe adı olsun, peygamber eşlerinin adı olsun, Kur'an'da geçen bir sözcük olsun diye ısrar etmeler ve bunu dinin icaplarından saymalardır. Öyle bir sayma ki, tuhaf durumlar da oluşturuyor çoğu zaman. Memleketim Bayburt'ta "Hükkaşe" adı görürsünüz mebzul miktarda. Niye? Sahabe adıymış. Yahu Türk tarihine kıran mı girdi, onca övünülecek büyüğümüz var, koy birinin adını, Hükkaşe ne? Yok canım olur mu, sözgelimi "Gökçen" koysa kızının adını, hoca ya da müftü efendiler kınarlar onu "Değiştir değiştir, o Müslüman adı değil, Ayşe koy, Zeynep koy" derler. Oysa Ayşe "Yaşar", Zeynep "Tombul" demektir.
İşte bu yobazlık da bu demektir. Öyle bir hale geldik ki adına bakıp ideolojisini anlıyoruz insanların.
Evet, sözü kitaplara getireyim hemen. Adlar konusunda yazılmış, 2 kitap var elimde.
İlkini H. Coşkun Avşaroğlu yazmış, "Türkçe Adlarımız" adını taşıyor (Buğra Yayınları). 350 sayfalık bir kitap, içinde alfabetik sıraya konulmuş çok sayıda Türkçe ad var. Yer yer değerli şairlere ait dizeler de serpiştirilmiş bu adların kimileri ile ilgili olarak. Sözgelimi "Tonyukuk" adı ile ilgili olarak Nihal Atsız Beğ'in şu dizeleri konulmuş: "Tonyukuk'un gizlenmiştir deha kanında/Bismark onun at uşağı olamaz yanında." Kitabın sonunda da kitapta kullanılan bazı sözcüklerin diğer dillerdeki karşılıkları konulmuş. Ad bilincine ve bilgisine sahip olmak için böylesi yapıtları edinmek şart. "Edinin" diyorum ama bir olumsuz eleştirimi de eklemeden geçemiyorum. "Bunamış", "Çürük", "Sakar" gibi adlar gördüm bu kitapta, bunlar isim değil sıfat, bu bir, ikincisi yahu bunları ad olarak kim koymuş çocuklarına Tanrı aşkına?
İkinci kitabın yazarı Ayhan Yalçın, adı: "Dünden Bugüne Adlarımız, Soyadlarımız" (Geçit Kitabevi). Kitabın bölümleri de ilginç: "Ad Koymak", "Yasak Adlar", "Ad Koymakta Sınır", "Ad Türetme Yolları", "Adın Karaktere Etkisi". Bu bölümlerin hepsinde ilginç ve özgün bilgiler veriliyor. Bir örnek verelim bunlardan. Yazar, "İslam'a Göre Yasak Adlar" adlı bölümde şu bilgileri veriyor:
"Sadece Allah'a has/özgü adlar. Allah'tan başkasına kulluk ifade eden adlar. Uğursuzluk, kabalık, çirkinlik telkin edecek/çağrıştıracak adlar. Gizlenmesi gereken özellikleri açıklar nitelikte olan adlar. Gururlanmaya, kibirlenmeye sebep olan adlar.
Hazreti Muhammed, kişinin kendi örfüne göre kahramanlık, yiğitlik, dürüstlük ifade eden adları değiştirmemiştir (Selman-ı Farisi, İbn-i Mariye gibi). O halde, adın anlamında bir terslik yoksa, değiştirmek şart değildir. Çünkü bütün adlar Allah indinde o adı taşıyanın ameli/eylemi ile orantılı olarak sevimlidir."
"Adın Karaktere Etkisi" bölümde kendi ad ve soyadımı da inceledim. Karakterime uygun özellikler çıktı.
"Ad Türetme" bölümü de oldukça ilginç, okumak gerek. Yeni adlar türetmeye çok elverişli bir dilimiz olduğu kesin... Bu yapıtı da tavsiye ederim gönül rahatlığıyla.