Adaletten kaçsalar da tarihten kaçamazlar!..
Avukat Tolga Akalın’ı üniversite öğrencisi olduğu günlerden tanırım. İdealist bir Türk Milliyetçisi olan Akalın gençlik teşkilatlarındaki önemli görevlerinden sonra MHP’nin Trakya’daki gelişimi ve başarısında rol aldı. Çiçeği burnunda genç bir avukat olarak yüklendiği davalarda alnının akı ile çıkan Tolga, dört yıldır Silivri’de yatmakta olan Av.Kemal Kerinçsiz’in de savunmasını yükleniyor. Ümraniye Davasını ilk günden beri takip ediyor. Bürosundan çok Silivri’de yani. Geçen gün ünlü Balyoz Davasında söz alarak söylediği sözler hukuk adına tüylerimi ürpertti. Korgeneral Mustafa Korkut Özaslan’ın avukatı sıfatıyla, bir taraftan kovuşturmanın, diğer taraftan da soruşturmanın yapılmasının ceza yargılamasının mantığına ters olduğunu belirtti. “Yeni sahte deliller üretilmeye başlandı. Burada bir yargılamadan bahsetmek mümkün değil. Bu yargılama değil, tiyatro faaliyetidir. Bu tiyatronun ilk sahnesinde yer almayacağız. Defalarca sahteliği ispatlanan bu iddialar karşısında ’susma hakkını’değil ’gülme hakkını’ kullanacağız. Müvekkilim sorulara yanıt vermeyecek” sözleri ile şok etkisi yaratmış. Duruşma Başkanı Ali Açık, Avukat Tolga Akalın’ın mahkemeyi tiyatroya benzetmesinin savunma kapsamını zorladığını belirterek uyarması da mânidar. Kendi adıma tiyatro benzetmesi yüzünden az adliye koridorlarını arşınlamadım. Tolga’ya da “kolay gelsin” derken Silivri’deki avukatların yıldızı olduğunu duyurmak istiyorum. Duruşmaları izleyen gazeteciler, görevliler ve sanık yakınları benim değerli kardeşim Tolga Akalın’ı yılın avukatı seçtiler. Tolga ismini bir kenara kaydedin.Akalın Türkiye’nin yüzakı ismidir. Önümüzdeki yıllarda çok daha önemli görevleri yüklenecektir.
Perşembe ve Cuma günleri tahliye taleplerini dinlemek üzere Silivri’de olacağım. Engin Alan Paşa ile selamlaşacağım. Ama dünkü duruşmadaki tarihi sözlerini paylaşmakta fayda görüyorum.
“Bu ülke, bu devlet, bu memleket bölünmesin diye hayatını hiçe sayan yiğitlere, kahramanlara ’cuntacı-darbeci’ diyen, haddini bilmeyen densizler zamanı gelince yaptıklarının hesabını, hukuki bedelini mutlaka ödeyecektir. Bundan kaçış yoktur. Adaletten kaçsalar da tarihten kaçamayacaklardır” diyen Alan Paşa’nın bu sözleri bana Boğazlıyan Kaymakamı Şehit Kemal Bey’i hatırlattı. Genel Kurmay eski Başkanı Hilmi Özkök ve Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman’a seslenen Engin Alan’ın bakalım aşağıdaki sorularına cevap gelecek mi?
“Balyoz varsa neden bu konuda komutan olarak yetkilerini kullanmadılar, gereğini yapmadılar. Neden seminerden 5 ay sonra 23 Ağustos’taki şûrada Fırtına generali ve Örnek amirali çok yetkili kuvvet komutanlıklarına getirdiniz? Neden seminerden 5 ay sonra Şükrü Sarı Işık Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliğine getirildi. Metin Yavuz Yalçın neden Hareket Başkanlığına getirildi? Beni tankı, topu, tüfeği olmayan pasif bir göreve atamak yerine Türkiye’nin Yunanistan bölgesinden sorumlu olan 2. Kolorduya komuta görevine devam ettirdiniz? Bu iki emekli komutan bu soruların yanıtını vermedikçe sağlıklı yargılanma yapılamaz. Biz de burada suçsuzuz diye debelenir dururuz. Bir yandan da Eskişehir’de olduğu gibi tezgâhlar sürer gider.”
Alan mahkemeden semineri gözlemci olarak izleyen 15 subayın da tanık olarak çağrılmasını talep ederek, gözlemci raporunun açıklanmasını istedi. Yeni bölge sırasının İstanbul ve Bursa Jandarma Komutanlıklarına geldiğini belirten Alan, “Hayırlı haberlerinizi, ihbar mektubu gibi düzmece belgelerinizi bekliyoruz” dedi.
Gün Sazak Okulu
Merhum Güven Sazak’ı uğurladık. Şehit Gün Sazak’ın ağabeyi Güven Amca, memleketi Eskişehir’in Mihalıççık ilçesinde yaptırdığı okulu dönemin kaymakamı hatırlattı. Okulun yapımında her türlü maddi desteği sağlayan Güven Sazak sayesinde 1989’dan bu yana mezun olan öğrencilerin diplomasında “Şehid Gün Sazak İlköğretim Okulu” ismi yazıyor. Ve bunu reklam malzemesi yapmıyorlar. Ne mutlu Sazaklara...
Nihat Genç’i susturamazlar!..
Türkiye’de kitapları en çok satan ve okunan yazar, televizyon programları rekoru kıran, internette milyonların izlediği Nihat Genç’in konferanslarını engellemek için üniversitelerde salon tahsis edilmediğini biliyor muydunuz?
Sivas ve Selçuk Üniversitelerinden sonra Hacettepe Üniversitesi Beytepe Kampüsünde Nihat Genç’i dinlemek isteyen öğrencilere salon verilmiyor. Ama olsun Nihat Genç’i susturamazlar.