"Adalet Ülkeyi Terk Etti!.."
Yüksek yargının zirvesi olan Anayasa Mahkemesi hukukçu olmayan Haşim Kılıç'ın başkanlığa getirilmesi ile çok tartışıldı. İktisatçı olan Kılıç, Özal döneminde AYM üyeliğine atanmış en uzun süre görev yapan biriydi. FETÖ'nün AYM'ye sızmasına karşı tavır aldığının altını çizelim. Siyasi vesayet altına girdiği iddia edilen hukuk kurumlarının farklı tutumlarına rağmen Haşim Kılıç başkanlığındaki AYM kumpas davalarındaki "Hak ihlalleri" kararları ile yüzlerce masumun tahliyesine karar vermişti. Aralarında bu satırların yazarının da bulunduğu "Adalet Nöbeti" esnasında oluşturduğumuz heyet ile görüşme yapıp, makul taleplerimizi tek tek not etmişti. Bazı fikirlerine katılır ya da katılmazsınız fakat Haşim Kılıç'ın başkanlığındaki Anayasa Mahkemesi'ni arar olduk.
Geçtiğimiz gün Rekabet Derneği'nin "Adil Rekabete Katkı" ödül töreninde konuşan Kılıç'ın sözleri perişan halimizi ne güzel de sergiliyor. Bir kez de biz hatırlatalım:
Kılıç, burada kürsüye çıkarak gündeme dair bazı açıklamalarda bulundu.
Kamu İhale Kanunu'nun yürürlüğe girdiğinden bu yana 186 kez değiştirildiğini belirten Kılıç, şöyle konuştu:
"Bir kanun niye bu kadar değiştirilir? Pozitif hukuk kuralını kaldırıyorsunuz ki öbür tarafta, ahlaki tarafı terk ediyorsunuz. Ne yazık ki önce 'ahlak ve maneviyat' diye iktidara gelen bu arkadaşlarımız, ne pozitif hukuk kuralları bıraktılar ne de ahlak bıraktılar. Dolayısıyla ne bir rekabet, ne bir şey söz konusu olamayacaktır. Biz bu ahlaki daha doğrusu insanların subjektif alanına bırakılan işleri sıfıra indirmediğimiz sürece, bu ülkede rahat edemeyeceğiz."
Sayın Kılıç'ın siyasi tarihimize geçen bu sözlerini ben yazsam, televizyonda, konferanslarda söylesem ihtimal ki "devlet büyüklerine hakaret" ten dava açılırdı.
Öte yandan AYM ve Adalet Bakanlığı'nın garabeti seyretmesi sonucu Cumhuriyet Gazetesi yazarları cezaevine girdi. Cumhuriyet'in dünkü manşeti daha ilginç: "Adalet Ülkeyi Terk Etti!" Canım memleketimin durumunu nasıl da yansıtmış haberi:
Kendileri teslim oldu
Gazeteciliğin yargılandığı ve hukuka aykırı kararların çıktığı Cumhuriyet davasında 5 yıl altı ceza verilen 7'si eski 8 çalışanımız hakkındaki infaz kararı kesinleşti. Yakalama kararı üzerine Güray Öz, Hakan Kara, Musa Kart, Mustafa Kemal Güngör, Emre İper ve Önder Çelik Kocaeli Adliyesi'nde teslim oldu.
Hak ihlali yaşanacak
5 yıl üstü ceza verilenlerin dosyası Yargıtay'da inceleniyor. Yargıtay'ın bozma kararı vermesi durumunda cezaevine gönderilenler ağır bir hak ihlali yaşayacak. Hukuk garabetine, mahkemelerin dışında 2 yıl 4 aydır karar vermeyen AYM ve seçim sonrası çalışma yapılacağını açıklayan Adalet Bakanlığı seyirci kaldı.
Bakanlık hâlâ çalışma yapıyor!
AYM'nin kuruluş yıldönümü törenine katılan Kılıçdaroğlu 5 yıl altı cezalarda temyiz hakkının olmamasının adaletsizlik yarattığını belirterek Adalet Bakanı Gül'e Cumhuriyet davasını sordu. Gül, çalışma yapıldığını söyledi.
Yumruk atan serbet, yazan tutuklanıyor... Bunda bile çifte standart uygulanıyor. Kayseri'de eski Enerji Bakanı Taner Yıldız'a yine şehit cenazesinde yumruk atan Beden Eğitimi Öğretmeni 3,5 ay hapis yattı. 2 yıl ceza aldı. Ömür boyu kamu haklarından mahrum edildi. Ankara'da Kılıçdaroğlu'na yumruk atan ve inek hırsızlığı sabıkası olan kişi ise kahraman(!) ilan ediliyor.
Adalet ülkeyi terk edince günlük gelişmelere şaşırmamak lazım. Emniyet'teki FETÖ yapılanmasını ilk fark ederek rapor yazan Sabri Uzun'da "terör örgütüne üye olmak ve Cumhurbaşkanı'na hakaret" iddiası ile tutuklandı. Sabri Uzun'u tanırım. Ömrünün önemli bölümü terörle mücadelede geçmiştir. Ergenekon Kumpası'nın ilk dosyasını elinin tersi ile itip: "Saçmalamayın" diyen İstihbarat Müdürüdür. Kumpasçılar en verimli döneminde pasifize ettiler. Tutuklamaya çalıştılar. Emeklilik günlerinde "korunmada öncelikli personel" olmasına rağmen koruma araç tahsisi kaldırılmıştı. Okuyan, araştıran, yorumlayan, sorumluluk sahibi vatandaşımızdır. Sabri Uzun hakkındaki iddiaların hepsi boştur. Cumhuriyet yazarlarının cezaevlerine girmesi toplum vicdanını ne kadar kanattıysa, Uzun için verilen tutukluluk kararı da kanattı. Yazık...