Adalet bakanlığı yetkilileri eyaletlerde ne inceliyor?

Bizim gazete dışında Adalet Bakanı’nın ABD macerası anlaşılan Türk basınının ilgisini nedense pek çekmedi. Oysa daha önce ABD ve Türk Adalet Bakanlıkları arasındaki yürütülen gizli temasların ürünleri, Türk siyasi ve adli sistemine geri dönülmesi, Meclis’te soruşturma açılması gibi oldukça zor anlar yaratmıştı. Hatta son anayasanın da Ankara’daki Amerikalı hukukçulardan kaynaklandığı ileri sürülmüştü.
Adalet Bakanı Sadullah Ergin ile birlikte ABD’ye Bakanlıktan kalabalık bir yönetici kadrosu da geldi. Bunlar arasında Bakanlık Müsteşarı, genel müdürler ve daire başkanları bulunuyordu. Bakan Türk Hava Yolları’nın Washington’a yeni başlayan tarifeli seferi ile gelmiş ve ertesi gün aynı sefer ile Türkiye’ye dönmüştü.
ABD Adalet Bakanlığını aradık. Basın bölümü bu konuda resmi bir açıklama yapmak istemedi. Bizi geçiştirdi. Oysa Amerikalı yetkililer bu ara WikiLeaks nedeniyle gerçek görüş ve duygularının ortaya çıkmasından oldukça mahcup oldukları için Türkiye konusunda bir şeyler söyleyecekleri bahaneleri kaçırmak istemiyorlar. O zaman neden bu konuyu gizlemeye gerek gördüler. Belki duyulduğu zaman Türk halkının göstereceği tepkiden kaynaklanıyor bu durum. Peki, Türk yetkilileri izlemekle görevli AKP’nin resmi yayın organı haline gelen basın yayın organları neden ilgilenmezler bu konuyla. Buyurun siz çözün.
Ancak bu heyette yer alan Bakan gittikten sonra ABD içinde eyaletleri gezen Bakanlık yetkilileri bilin bakalım hangi eyaletleri dolaşıyor. Amerika’da kemikleşen, bir türlü Amerikan toplumu içinde erimeyen Latin azınlıkların çokça bulunduğu eyaletleri ziyaret ediyorlar. Bize konuşan bir bakanlık yetkilisi ima yoluyla bu Türk yetkililerin Amerikan eyalet ve federal sistemini incelediklerini ifade etti.
Biliyorsunuz, ABD 50 kadar eyaletin birleşmesi ile ortaya çıkan bir devlet. Zaten bizimde tercüme ettiğimiz ülke adı, Amerika Birleşik Devletleri. Bu 50 eyaletin kendi meclisleri, kendi yerel yasaları, kendi polis kuvvetleri ve kendi vergi sistemleri bulunuyor.
Sizler her ne kadar hâlâ sazan gibi Beşiktaş-Bursa maçı öncesi olaylara takılıyor olsanız da biraz hatırlatma yapayım. Bugünlerde Türkiye’de gizli gizli yürütülen Kürtlerin federasyon olayı konusu var. Hatırlayın; federe bölgenin polis güçleri, yasaları ara sıra patlak verip duruyor. Tayyip Bey ve yandaşları bu ara konuyu seçim öncesi patlatıp oylarını yükseltmek istiyorlar. Bir de PKK’lı teröristlerin dağdan inme meselesi var. Türk basınında AKP iktidarına bu soruyu soracak yürekli kişi kalmadığı için yorumu sizlere bırakıyorum.
Bu yorumda irdelemek istediğim bir başka konu, son günlerde sağda solda tek tek mısır patlaması gibi ortaya çıkan öğrenci olayları. Aslında öğrenci olayları iktidarlar için kötü geleceklerin habercisidir. Mesela öğrenci olayları nedeniyle ABD’nin en popüler Başkanlarından biri olan Reagan’ın fahri doktora alamamasını, Clinton dönemi Dışişleri Bakanı Albright’ın okullarda derse girememesini hatırlıyorum. Özellikle IMF ve Dünya Bankası yıllık toplantıları sırasında kentte resmen bir sıkıyönetim ilan edilir.
Amerikan polisi de göstericilere sert davranır. Sert davranmakla göstericiyi yaralamak, onu iş göremez hale getirmek ayrı bir şey. Gösterici gösterisini yapar, polis olayı bir yere kadar engeller. Olay sırasında bir yaralama veya insanlara zarar verme olduğu zaman büyük tazminat davaları açılır hem de milyon dolarlık.
Beni işin bu tarafından daha çok AKP’li yetkililerin artık bir yerlere yalnız gidememeleri ilgilendiriyor. Tayyip Bey ve bakanları nereye gitse birileri çıkıp protesto ediyor. Tam bir polis devleti. Türk halkı bir de oy gücünü anlayabilse. Bu arada İsrail hükümeti de özür dilemenin söz konusu olmadığını söylemiş. Vah ki vahlar olsun. Bizimkiler tam da İsraillileri çökerttik propagandasına hazırlanmışlardı. Tüh tüh...

Yazarın Diğer Yazıları