Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Özcan YENİÇERİ
Özcan YENİÇERİ

Açılımda kırılma noktası!

Neoliberal ilkesizlerin alt yapısını hazırladığı “Kürt Açılımı” projesi iktidar tarafından büyük bir iştahla gündeme sokuldu. Atlantik Konseyi’nin ilkeleri, Öcalan’ın yol haritası (!) ve Kandil’in önerileri çerçevesinde süreç yürütülüyor. Teröristlerin Habur’dan meydan okuyan girişleri, İzmir’de tahrik eden tavırları açılımın rengini giderek halk nezdinde netleştirmektedir. Önümüzdeki günlerde Türk halkı, nasıl bir komployla karşı karşıya kaldığını daha yakından görme imkânına kavuşacaktır. Kuşkusuz iktidar partisi açılımı yalnızca “akan kanı durdurmak”, “annelerin ağlamasına son verdirmek” için yürürlüğe koymamıştı. Aynı zamanda AKP, açılımın iktidarı siyasi yönden daha da güçlendireceğini hesap etmişti. İlk terörist kafilesinin Habur’dan devlete meydana okuyarak girmesine izin verilmesi bir anda her şeyi alt üst etmiştir. Bunun üzerine Başbakan “sil baştan yaparız” türünden sözler etmişti.
Bu arada “demokratik açılım” da kırılma yaratacak iki ciddi gelişme oldu. Bunlardan birincisi yapılan bir araştırmanın sonuçları, diğeri ise AKP içinde yükselen seslerdir. Akşam Gazetesi için Adil Gür tarafından yapılan araştırmaya göre “demokratik açılım”a halkın verdiği destek oranı giderek düşmektedir. Araştırmaya göre, sürecin başında açılıma destek verenlerin oranı %69,3 iken ağustosta %45,6’ya gerilemiş. Habur görüntüleri ise dengeleri alt üst etmiş açılıma destek %69,3’ten %31.1’e düşmüş.


Türk’ten ne haber?
AKP içinden bazı milletvekillerinin açılıma yönelik olarak getirdikleri ciddi eleştiriler işi kırılma noktasına götürecek niteliktedir. Nitekim AKP milletvekili Reha Çamuroğlu “demokratik açılım konusunda sürdürülen politikayı beğenmiyorum” diyerek şunları söylemiş “Murat Başesgioğlu’nun İçişleri Bakanı Beşir Atalay’a yönelik eleştirileri çok önemlidir. Ne diyor Sayın Başesgioğlu ‘Neden Türk sözcüğünü ağzınıza almıyorsunuz?’ diye soruyor. Bu memlekette Çerkez, Abaza, Boşnak, Laz; birçok etnik unsur var. Ancak tek bir millet var: Türk milleti. Sayın İçişleri Bakanı bunu hiç telaffuz etmeyecek, öyle mi? Bu, bizimle dalga geçmektir. Türklük bir etnik unsur değil bir ulusun adıdır. Bunu idrak etmeden ilerleme kat edilemez. Bunun bedeli ağır olur. Millet devletin meşruiyetini sorgulamaya başlar”.
Anlaşılan o ki yalnız muhalefet değil aynı zamanda AKP’nin içinde de durumun farkında olan çok sayıda milletvekili var. İktidarın Türk kavramına yönelik olarak geliştirdiği tavrın Türk milletine aidiyet duyanlar nezdinde büyük tepkiye neden olacağı bellidir. Önümüzdeki günlerde açılım sayesinde moral bulan, şımaran ve küstahlaşan bölücülerin geliştirecekleri tavır bu tepkiyi giderek artıracaktır. Nitekim DTP’nin İzmir’de yaptığı kışkırtma milletin sabrının son noktaya geldiğini de gösterir niteliktedir. Türk halkı, DTP/PKK ikilisinin oyununa gelmemek için tepkisini sokaklara taşımıyor. İyi de ediyor. Ancak bu tepkinin sandığa yansımayacağını sanmak hiç doğru değildir. Halk, DTP’li Hasip Kaplan’ın “Başbakan kafayı yemiş” deme cüretini verenin bu açılım hezeyanları olduğunu görüyor.
Açılımın PKK’lı teröristleri dağdan indirmek amacıyla yapıldığı iddia edilmişti. Büyük vaatler yapılmış, beklentiler yaratılmıştı. İktidar, “ben sana mecburum” türünden bir yaklaşım içine girince, terör örgütü “İmralı’yı ikna” edin mesajı vermiştir. Açılım bu yönüyle kilitlenmiştir. Teröristlerin silah bırakacağına ve dağdan ineceğine yönelik hiçbir işaret yoktur. Kamuoyu yarın “madem eli kanlı katil teröristler silah bırakmayacaktı, neden açılım yaptınız?” sorusunu iktidara yönelteceklerdir. Kandil’den umudunu kesen iktidarın Mahmur’dan taşıyacağı göçmenler durumu kurtarmaya yetmeyecektir. Açılımda kırılmanın yaşanacağı nokta da burası olacaktır.

Yazarın Diğer Yazıları