Açılımcılar Reşadiye'de suçüstü yakalandılar!
PKK’nın gerçekleştirdiği Reşadiye katliamı sonrasında, bazı siyasilerin ve medyanın işbirlikçi kanadının takındığı tavır, suçüstü yapılacak kadar önemlidir. Başta devletin televizyonu TRT olmak üzere, iktidar yanlısı basın yayın organlarının olayı veriş biçimi, ‘bu kadarına da pes’dedirtecek nitelikteydi. 10 Aralık Perşembe günü TRT-1 Anahaber bülteninde Reşadiye’deki katliam haberi, imalı bir biçimde olay anlatıldıktan sonra şöyle verilmiştir: “Terör saldırısına hedef olan Tokat’ın Reşadiye ilçesinin adı, Ergenekon soruşturması belgelerinde ilginç bağlantı ve buluşmalarda geçiyor. Tokat’ın Reşadiye ilçesi, eski Özel Harekat Dairesi Başkan vekili İbrahim Şahin’in memleketi”. “Bu arada Ergenekon sanığı Albay Dursun Çiçek’in de Reşadiyeli olması dikkat çekici ayrı bir husus”. Bu ifade ve yönlendirmelerle dikkatler belirli bir hedefe yöneltilmiş oluyordu.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ise saldırı için “Daha çok ses getirecek, milliyetçi duyguları körükleyecek, özellikle bu söylem içerisinde siyaset yapan partilerin işini kolaylaştıracak bir eylemi çok akıllıca planlamış olabilirler” görüşünü belirtmişti. Hüseyin Çelik de 9 Aralık’ta düzenlediği basın toplantısında “Türkiye’de normalleşme çabaları arttığında ve demokrasi standartları yükseldiği zaman bir karanlık gücün devreye girdiğine ve düğmeye basıldığına” işaret etmişti. Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, “Danıştay saldırısında da böyle olmuştu. Sonra arkasından ne çıktı, herkes gördü” şeklinde konuşmuştur.
“Derin PKK yaptı” safsatası!
Reşadiye’de gerçekleştirilen kanlı katliamın PKK tarafından üstlenilmesinin ardından, terör örgütünün ikinci adamı Murat Karayılan da “Tokat olayı bizim eylemimiz” diye açıklama yaptı. Karayılan, “Öcalan söz konusu olduğunda her birim, kendi inisiyatifi ile eylem yapma hakkına sahiptir” dedi. Bütün bu açıklamalara karşın olayın gerçekleşmesinden üç gün sonra PKK’nın saldırıyı üstlenmesini manidar bulanlar da çıkmıştır. Bu arada olayı “Derin PKK’nın yaptığı” yorumları da medyada yer aldı. Bu katliamı PKK’nın derin tarafı yaptı demek, PKK’nın öbür yanını makul göstermeye hizmet eder. İktidar yandaşı bu kafaya göre Reşadiye katliamı, ‘Danıştay saldırısı’yla, ‘Sarıkız’la, ‘Muhtıra’yla, ‘Islak İmza’yla ve daha birçok denemeyle başarılamayan iç savaşı başarmak amacıyla yapılmış. Anlaşılan, açılımcı bütün etkili/yetkili aktörler saldırının PKK tarafından üstlenilmesi üzerine büyük hayal kırıklığı yaşamışlar.
Başbakan Erdoğan, Reşadiye saldırısını, son aşamada “Açılıma yönelik PKK provokasyonu, sabotajı” olarak değerlendirmiştir. Saldırının aktörünün PKK olduğu doğrudur. Ancak PKK’nın bunu “Kürt Açılımı”nı sabote etmek için yaptığı doğru değildir. PKK, açıkça açılımın Öcalan’ı kapsamamasına tepki olarak saldırıları yürüttüğünü söylüyor. Sokak ve kırsaldaki bütün eylemlerini de bunun için gerçekleştiriyor. Sorunu teşhiste yanlış yapan iktidarın bu teşhisle doğru bir çözümleme yapması mümkün değildir. Yandaş medya ve kalemlerden ise bahsetmeye bile gerek yoktur. Onlar, Reşadiye’de suçüstü yakalanmışlardır.