Acıları paylaşmak mı, önlemler almak mı?
Adana'nın Aladağ İlçesi'ndeki bir tarikatın açtığı kız yurdunda çıkan yangında 11 öğrenci ve bir eğitmen hayatını kaybetti, 22 kişi yaralandı.
Yüreğimiz yandı.
Aladağ Sulh Ceza Mahkemesi yayın yasağı koydu. Detayları paylaşamıyorum ama olay yerine hızla giden Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan'ın acı dolu yüreğinden çıkan sözlerini değerlendirmek istiyorum.
Sayan, "Bakanlarımızla, ailelerimizin yanında acılarını paylaşmak için buradayız. Sonuna kadar araştırılacak bu durum. Bugün acıyı paylaşmak için burada ailelerin yanındayız. Bizim de evlatlarımız var, gerçekten çok derinden yüreğimiz yandı. Şu an olay yerini gördük brifing aldık, hastanelere gidip ailelerin acılarını paylaşacağız. 22 yaralımızın durumları hakkında bilgi alacağız. Milletimizin başı sağ olsun, çok büyük bir acı yaşadık" diyor.
"Acıyı paylaşmak" evet olması gereken çok insani çok vicdani bir sorumluluktur.
Ancak Bakanların görevleri sadece "acıyı paylaşmak" ile ortaya çıkan facianın yaralarını sarmaya çalışmak mıdır?
Bakın açık yazayım hükümetin, bakanların ve bürokratların görevleri şunlardır:
- Öncelikle öğrencilerin kalacağı devlet yurtları inşa etmektir.
- Özel vakıf, dernek gibi sivil toplum örgütlerinin açacağı yurtlara sıkı önlemler ile izin vermektir.
- Tarikat ve cemaat gibi dini eğitimi kendi anlayışlarına göre veren okul ve yurtların açılmasına izin vermemek ve varsa açık olan, kapatmaktır.
- AFAD, İtfaiye, İç İşleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı hatta Diyanet İşleri Başkanlığı gibi kurum ve kuruluşların öngördüğü tüm kurallara uyulmasını sağlamaktır.
Bu önlemler çoğaltılabilir elbette ama FETÖ'nün yıllardır dershanelerde, yurtlarda çocuklarımızı ve gençlerimizi nasıl zehirlediğinin açık ve net örneğini 15 Temmuz'da yaşayan bir Türkiye'de her kurum ve kuruluşa düşen görevler eksiksiz yerine getirilmelidir.
Devlet olmanın olmazsa olmaz şartı budur.
Bakın Aladağ'da yanan yurt binasına. Yangın merdiveni var ama kapıları kilitli.
Araştırdım dışarıdan açılması mümkün olmayan yangın panik kilidinin bir tanesi 60 lira. 4 katlı binada 5 tane gerekse 300 lira.
Elektrik arızası deniyor ki bir adet kaçak akım rölesi tüm elektrik kaynaklı sorunları çözüyor ve bir tanesi sadece 50 lira.
Toplam 350 lira ile elektrik kaynaklı yangına karşı önlem alıyor, bir yangın riskinde de sadece 300 liraya o yurdun kapılarından çocuklarımızın tahliyesini sağlıyorsunuz.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Hanım elbette tüm bu önlemleri sizin bakanlığınızdan beklemiyorum. Ancak bu önlemlerin bir facia olmadan yaşanması için hükümetin gerekli denetimleri sağlaması konusunda sizden önemli bir görev üstlenmenizi istiyorum.
Hepimizin çocukları, torunları var.
İktidar olmak muktedir olmaktır.
Acınızı anlıyor saygıyla karşılıyorum ama "bir musibet bin nasihat" denir ya gün çocuklarımızı tarikat ve cemaatlerden kurtarmak, devlet yurtlarında yetişmelerini sağlamak ve her türlü afetten onları korumak günüdür.